Yalnız Mesajı Göster

Aşk Böyle Yaşanır

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aşk Böyle Yaşanır




31
BENİ İSTEYEN GENCE YALVARDIM: BENDEN VAZGEÇ
Çok sıkışmıştım, çok bunalmıştım Ellerim havada, gözlerim yoldaydı Hikmet'ten ses-seda çıkmıyordu Bazen ümidimi yitiriyordum Ama büyük Rabbim her ümitsizliğin ümidiydi Bu sefer de yine ummadığımız bir kapı açtı bana
Beni isteyen genç evimize beni görmeye gelmişti Daha önceden tanıdığım biriydi Ortaokulda beraber okumuştuk Ama o benden daha üst sınıftaydı Hikmet'i de tanırdı
Annem bizi görüştürmek niyetiyle başbaşa bıraktı I Ben de kendisine olanları anlattım ve yardım istedim
Allah bin kere razı olsun
"Madem öyle bacım Bundan sonra hep sana yardım edeceğim ve Hikmet'in dışında seni isteyen olursa kendi çapımda onlara da engel olacağım" dedi
Mert çocukmuş Dediğini de yaptı Bir bahane uydurup, benden vazgeçti
Ayrıca Hikmet'le de irtibat kurdu, benim kaçırılmama ön-ayak oldu
Hikmet:
- Orası çok enteresan Orayı ben anlatayım İffet birçok ayrıntıyı atlıyor, diyerek araya girdi
İffet'in bahsettiği Selami, benden iki üç yaş büyük, çok dürüst ve mert bir arkadaştı
İffet'in mesajını bana ulaştırmak için çok uğraşmış Nihayet komşumuzun telefonunu bulmuş beni oraya çağırdı Gittik Uzun bir telefon görüşmesi yaptık

32
onun da haberi
Tabiî benim kaza geçirdiğimden yoktu
İffet'in çok isteyeni olduğunu, ailesine karşı koyamadığını ve gelip mutlaka kaçırmam gerektiğini söyledi Daha başka konular da vardı
- Kardaş, dedim Senin haberin yok Ben kaza geçirdim, hem ayaklarımı, hem de gözlerimi kaybettim Benim işim bitti artık Ben kız kaçıramam Bu halimle bana İffet de kaçmaz zaten
Selami:
- Sana İffet'in ev telefonunu vereyim Onu ara durumunu anlat Eğer buna rağmen seni isterse "gel, kaçır" derse, sonra beni haberdar et Ben size yardımcı olacağım
Allah razı olsun Dünyada iyi insanlar tükenir mi? Allah darda kalan kullarının karşısına böylelerini de çıkarıyor
Tabiî bende artık ayak olmadığı gibi, göz de olmayınca telefonu nasıl edecektim Yine komşuma gittim
- Bir arkadaşımı arayacağım, dedim Telefonu aldım Tuşların yerleri ezberimdeydi Çevirdim Allah da denk getirdi Telefon çaldı, telefonu İffet kaldırdı
- Ben Hikmet, deyince İffet ağlamaya başladı Yavaş ol birileri duyar, dedim
- Evde yalnızım, kimse yok Bu akşam beni yine istemeye geliyorlar Çok bunaldım Artık direnemiyorum Sana haber göndermiştim "Gel beni kaçır" diye ulaşmadı mı? Dedi
- Ulaştı ama gelemedim, dedim

33
- Sana bir şey mi oldu? Bana anlat Çok endişe ettim, dedi
Ben de anlatmak zorunda kaldım
- İffet, dedim Sakın üzülme sana üzücü bir haber vereceğim, bunun için gelemedim, dedim
Heyecan ve telâşla sordu
- Ne oldu? dedi
- İki kez kaza geçirdim Önce ayaklarımı kaybettim Şimdi protezle yürüyorum Sonra da seni kaçırmaya gelirken bir kaza daha geçirdim, gözlerimi kaybettim Ben artık her şeyini yitirmiş bir insanım sana yaramam Yollarımız buraya kadarmış Sen kendi dünyanı kurmaya çalış Benim artık bacımsın, dedim
Tabiî kendimi tutamadım, ağlamaya başladım

SENİN AYAKLARIN VE GÖZLERİN YOKSA, BENİM VAR, BİZE YETER
Telefonun öbür ucunda da İffet ağlıyordu Ama İffet bana öyle sözler söyledi ki, beni yeniden dünyaya getirdi, ne kadar büyük olduğunu ispatladı
Ben her zaman diyorum Allah bana yalnızca bir hanım vermedi Bir ana, bir baba, bir arkadaş ve en vefalı bir dost verdi Allah ondan binlerce razı olsun Allah onu cennet hatunu yapsın
Bu dayanılmaz sahneyi hayalen izlerken ve Hikmet’in sözlerini dinlerken biz de adeta bitmiş ve tükenmiştik
- İffet hanım, neler söyledi, onu atladınız, dedim

34
Hikmet, başını eğdi, nemlenen gözlerini sildi, o masum ve tertemiz yüzünü bize çevirerek, duygu yüklü kelimelerle anlatmaya başladı
- Sen hâlâ beni anlamadın değil mi? dedi Ben senin boyuna, gözüne, ayaklarına ve yüzüne âşık değilim Seni Yüce Rabbim bana yazdı Sen bana onun emanetisin Sen benim nasibim, ebedî hayat arkadaşım ve baş taamsın Ben senin ruhuna ve iç güzelliğine vurgunum
Ben de ona ağlayarak şu soruyu sordum - Sen gençsin, güzelsin, ben ise yatağa, eve mahkûm bir insanım Ayağı, gözü olmayan bir insanı ne yapacaksın?
İffet'in bana verdiği cevap ise, hâlâ içimi, gönlümü yakıyor, dünyamı aydınlatıyor Bu öyle bir cevaptı ki, tarihî bir fedakârlık ve vefa örneğiydi
- Hikmet, dedi Sen neler diyorsun Allah aşkına Senin gözün yoksa benim gözüm var Senin ayağın yoksa benim ayağım var Bu ikimize de yeter Ben senden hiçbir şey istemiyorum Allah bizi birbirimizle imtihan ediyor Seni hastalıklara ve musibetlerle sabretmekle beni de sana hizmet etmekle imtihan ediyor
Aman Ya Rabbi! Bu ne müthiş bir duygu, bu ne müthiş bir iman, bu ne müthiş bir teslimiyet ve bu ne müthiş bir aşk Dinlemek bile insanı ürpertiyor ve heyecandan bunaltıyor
Ben dayanamayıp soruya devam ettim
- Sonra ne oldu?
- İffet’e söz verdim Ne pahasına olursa olsun, gelip seni kaçıracağım, diye

35
MÜTHİŞ BİR MACERA
Hemen orada Selami'yi aradım İffetle aramızda geçen konuşmayı aktardım
Selami, İffet'in bu fedakârlığına hayran kaldı - Bu kız, her şeye lâyık, ne yapılması gerekiyorsa ben varım, dedi
Selami'yle bir plan yaptık Ben otobüsle memlekete gideceğim Selami de beni taksiyle alacak Ve İffet'i kaçıracağız
Evde kimseye söylemeden, bir komşu çocuğunun yardımıyla terminale gidip, otobüse bindim Selami'ye de haber ettim
Annem-babam merak etmesinler, diye de sabahleyin memlekete inince evi arayıp, doğruyu söyledim Çok telâşlandılar "Yapma canından olacaksın" dediler ama artık iş işten geçmişti
Allah bin kere razı olsun Selami, otobüsten inince beni buldu Bir de taksi ayarlamış
Ben; "Selami abi şimdi ne yapacağız? Bu işe soyunduk ama, ben sakatım hadi ölsem de önemli değil Ama sizi tehlikeye atacağız Bu yaptığımız işe belki de kan karışacak"
Selami çok cesur bir arkadaştı Böyle dostlar artık yok hocam
Ne dedi biliyor musun?
"Hikmet, o şeyleri aklından sil Biz Allah huzurunda kötü bir şey yapmıyoruz O melekler kadar temiz kıza, sen lâyıksın Eğer İffet’i kaçırmazsak, o kızı

36
heder ederler, zengin diye lâyık olmayan birisine verirler Zaten kız da sensiz asla dayanamaz
Bak bu taksi bizim emrimizde İstediğimiz kadar kullanırız Cebimde para da bol, silâh da var Kimse bizi kolay kolay ezip geçemez
İffet'in ailesi güçlü ve belâlı ise, bizim aile de belâlıdır Onlar bize diş geçiremezler Çok sıkışırsak kızı ben kaçırdım, derim"
Sağ olsun Selami Abi, gönlüme su serpti Vallahi bir orduyu yanıma ve arkama almış gibi rahatladım ve korkum dağıldı
Bu arada hanım da önemli şeyler yaşamış tabiî
Ben tekrar İffet Hanıma döndüm
- Ne gibi şeyler yaşadınız yenge? Dedim
-Benim Hikmet'in geleceğinden haberim vardı ama, ne vakit geleceğini bilmiyordum
Aklımda iki yol vardı Ya Allah'ın izniyle beni sağ-salim kaçırır, kurtuluruz Ya da yine Allah'ın takdiriyle yakalanır, kesin öldürülürüz
Öldürülmek beni hiç korkutmuyordu Rabbim'e ulaşmak kadar güzel bir şey var mı? Beni korkutan ya kaçırma gerçekleşmez de Hikmet'e bir şey yaparlar, beni de zorla başkasına verirler, diye korkuyordum Ama Rabbim bizim en yakın dostumuz ve hamimizdi Biz kötü bir şey yapmıyorduk Belki kaçırma hoş görülmüyordu Ama benim başka çarem yoktu Buna mecbur oldum

37
AYNI RÜYAYI BİR DAHA GÖRDÜM
Hikmet beni aradıktan sonra "Yani seni kaçırmaya geliyorum, hazırlan" dedikten sonra o gece bir rüya gördüm Rüya çok etkileyiciydi
Yıllar önce Hikmet'le ilgili rüyamda gördüğüm ve ?ana "Kızım sen Hikmet'le evleneceksin Allah size 5Öyle bir imtihan verdi" diyen yaşlı adamı tekrar gördüm
Yine bana "Korkma kızım Hiçbir şey başı boş ve J tesadüfi değildir Kainatın yaratıcısının izni olmadan hiçbir şey olamaz Ona dayan, ona güven Sabreden ' hem sabır mükafatı alır, hem de muradına erer"
Bu rüya beni çok rahatlatmış

38
ALLAH'A TESLİM OLAN, ZİNDANDA DA OLSA BAHTİYARDIR
Allah'ım bu İffet Hanım ve bu Hikmet Bey ne enteresan kişilerdi Sanki cennetten çıkıp gelen iki melek insanlardı Başlarına gelmedik kalmamıştı ama, her olayda da büyük bir incelik, büyük bir hikmet ve büyük bir ders doluydu
Demek ki, "Allah'ı seven ve O'na kulluk eden bir kimse, zindanda da olsa bahtiyar ve mesuttu"
Hikmet Bey, nefes kesen macerasını anlatmayı sürdürdü
- Sabah erkendi, önce bir karnımızı doyurduk Cebimde de tek bir ekmek parası var Düşünüyor musunuz hocam, uzak bir yere kız kaçırmaya gidiyorum

39
Cebimde de tek bir ekmek parası Hani derler ya "öksüzün, yetimin, garibanın yuvasını Allah yapar" diye Çok şükür Mevlâm öyle yaptı Acılar da verdiyse, sonunda bizi huzuruna kavuşturdu
Karnımızı doyurduk Bir plan yaptık İffet’i Selami abinin bir yakını kız gidip, görecek, birlikte dışarı çıkacaklar, biz de mahallenin dışında alıp kaçacağız Gündüz gözüyle daha rahat olur diye düşündük Herkes işte güçte pek dikkat etmez diye Ama gece olsa, araba gürültüsü herkesin dikkatini çeker
Selami abi, işi ayarladı Yakını olan kızı gönderdi Onlar evde görüştüler ve İffet bizi aradı, saatini ve yerini kararlaştırdık Biz de arabayla hareket ettik Aynı vakitte, kararlaştırdığımız yerde buluştuk
Allah'a şükür ki, hiç kimse şüphelenmedi İffet de eve bir mektup bırakmış Suçu kimseye atmamaları ve kimseye zarar vermemeleri için
İffet hanıma sordum
- Nasıl bir mektuptu? Diye
Gülümsedi Belki de saatlerdir bu dramatik sohbet zemininde ilk defa tebessüm ediyordu
- Annem rahat olsun, diye anneme söyledim Annem benim çok ısrarcı olduğumu ve kesin karar verdiğimi anlayınca "Ne yapayına kızım Allah'ın kaderi böyleymiş Ama çok büyük felâketler olur Bu evde kan çıkar, kıyamet kopar" diye telâşlandı
Ama ben anneme şunu söyledim "Dünya ve ahi-rette senden davacı olmamamı istiyorsan, beni bana bırak Eve bir mektup yazıp, bırakayım Senin de benden haberin olmamış olsun"

ALLAH'IN HUZURUNDA HESAP VERECEĞİZ
Annemi ikna ettim Hâlâ ailemiz annemin bu işte bir haberinin olmadığını sanıyor
- Peki mektuba neler yazdın?
" Babacığım ve anneciğim," diye başladım
"Ben kendi iradem ve kendi tercihimle Hikmet'e kaçıyorum Bunun için kimsenin günahını almayın Kimsenin canını yakmayın Bu işi tek başıma yapıyorum Hikmet'i de ben ikna ettim Onun da bir suçu ok Ortadaki tek suçlu benim Bir ceza gerekirse, onun sahibi de benim Bunu yapmaya mecbur oldum Ama sizleri çok ama, çok seviyorum
Unutmayın ki, Huzur-u İlâhide her şeyin hesabı verilecektir Ne olur, elinizi kana bulayıp, katil olmayın Çünkü sizin cehennemde yanmanıza dayanamam"
İffet hanımın anlatışları karşısında tek kelimeyle dilimizi yutmuş ve donup kalmıştık Bu aşkın, bu sevdanın gücü, güzelliği ve azameti karşısında eriyorduk
Böylesine bir gözü pekliği ve akılları durduran fedakârlığı düşünmek bile insanı ürpertiyordu
İffet Hanım bir taraftan kocasına gelebilecek muhtemel tehlikeler için kendini hedef gösteriyor Öbür taraftan da ailesinin katil olup cehennemde yanma ihtimali karşısında o acısını ve şefkatini ifade ediyordu
Bilmem ki, bu büyüklük karşısında başka ne denebilir?

40
AŞK BÖYLE YAŞANIR
BİR KERAMET VARSA, İFFET'E AİTTİR
Sözü yine Hikmet Bey almıştı
- Sonuçta sağ salim kaçırdık Mevlâm İffet'in dualarını, niyazlarını ve gözyaşlarını geri çevirmedi Bu konuda ne kadar keramet varsa o İffet'e ait Allah onu bana en büyük zenginlik olarak verdi O cennet hurisi gibi bir hanım Tertemiz, çok iyi niyetli ve çok şefkatli
Bu güzel iltifatlar karşısında İffet hanım kızardığını ve kısık bir sesle "estağfurullah Hikmet abartıyor" dediğini duyuyordum
- Peki sizi böyle kolayca mı bıraktılar Yani sizi takip eden olmadı mı?
- Olmaz olur mu? Ne maceralar, ne maceralar
Önce İffet'in o mektubu, ailenin yapması muhtemel faciaları kırmış Aile, kimseye suç atmadı Onların boy hedefi kızlarıydı Annesi de ev içinde hep olayı bastıran bir rol oynayınca beklediğimiz o çok şiddetli tepki de gelmedi Yani gelmedi dediysem "güle güle gidin" falan da demediler Yalnızca sağa-sola saldırıp, kan dökmediler
Hatta hâlâ taksiyle kızı kaçırdığımızı bilmiyorlar Daha doğrusu İffet'in ne ile ve kim tarafından götürüldüğünü bilmiyorlar Bazı tahminler yürütmüşler ama hepsi de gerçek dışı Hele Selami abiden hiç şüphelenmediler Biz en çok buna sevindik Bizim için bu kadar fedakârlık yapan insanın zarar görmesinden korkuyorduk
Tabiî peşimize adamlar takmışlar, polise, jandarmaya gitmişler Yolları bağlatmışlar, bizim akrabalara baskın yapıp, tehdit etmişler Neler, neler

Alıntı Yaparak Cevapla