Yalnız Mesajı Göster

Aşk Böyle Yaşanır

Eski 08-02-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aşk Böyle Yaşanır




HATA ETTİM
Merhaba Halit Bey,
Bilmem beni hatırlayabildiniz mi? Bundan iki yıl kadar önce sizi birkaç kez telefonla aramıştım, iki veya üç tane de mektup yazmıştım Belki de hatırlamanız mümkün olmayabilir Çünkü günde çok sayıda mektup alan bir kişi iki öncesinin mektubunu tabiî ki zor hatırlayabilir Ama konuyu anlatınca hatırlayacağını umuyorum
Ben lise mezunu, ekonomik durumu yerinde ve çevrede "güzel" denebilecek bir yapıda bir kızdım
Bizimle aynı mahalleyi paylaşan bir mühendisle bir gönül ilişkimiz olmuştu Sevdiğim insan benden daha tahsilli olduğu halde görgü ve davranışları yetersiz bir insandı Sonra çok güç şartlarda okuduğu için de aç gözlü bir yapıya sahipti
Evlenene kadar gerçek yüzünü ustaca benden gizledi Deliler gibi beni sevdiğini sanıyordum Çünkü ben de onu öylece seviyordum Bir önemli yanı da manevî dünyası çok zayıftı İman ve inanç konusunda bilinçsiz, yaşam konusunda da belli bir beklentisi olmayan, gününü gün eden bir yapısı vardı Ama bütün bunları ilk aylarda sezemedim hep "mükemmel" rolü oynuyordu
Maalesef öyle bir hata yaptım ki, sevdiğim kişiyi keşif edemeden evlendim Evlenince de bütün balonlar patladı, bütün hayaller bitti, o ölesiye aşkın yerinde yeller esmeye başladı
Zoraki olarak bir yıl sürdü bu evlilik Zengin ve güzel bir kızla evlendi Babasının verdiği daireye oturdu, yine bizim aldığımız eşyalarla evi düzdü
En büyük hatayı şurada yaptım Evleneceğim kişinin aşkı, benim karakterime mi yönelik, yoksa maddî varlığıma mı yönelik, bunu iyi değerlendiremedim
Bu insan benim dengim olup, olmadığını hayatı benimle ne derece paylaşıp, paylaşamayacağını iyi bir şekilde sorgulayamadım
Onu sevdiğim o tertemiz aşka ne kadar lâyık ve değer olduğunu muhakeme edemedim Daha bir sürü eksikler
Aşk, tarifsiz bir sevgi, bir tutkudur Ama sevdiğim insan buna ne kadar lâyıktır Bu, çok iyi bilinmeli Seni anlayıp, sana değer vermeyi ve seni yalnızca aşkı için istediğini bilmelidir Aşka başka niyet ve sebep karışırsa o aşk düşmanlığa ve nefrete dönüşüyor
Ben namazlarını kılan, dinine ve imana saygı gösteren bir kızdım Onunla evlendikten sonra bu değerlerim çözülmeye ve gerilemeye başladı Halbuki şunu çok iyi anladım ki, bir evde sevginin ve aşkın yaşaması için kuvvetli bir imana ve Allah korkusuna ihtiyaç vardır Çünkü öbür dünyada da beraber olacaklarına inanan insanlar birbirlerini kızamazlar ve azami sevgi ve saygılarını eksik etmezler Nasıl etsinler ebedî hayat arkadaşları onlar Ya inanmayanlar İnsanlardan alacağım aldıktan sonra bir kenara iterler Çünkü hesap vereceğine, ebedî beraber olacaklarını inanmayan
144
insanlar bunu rahatlıkla yaparlar Nitekim, bizim evliliğimizde olduğu gibi
Ona hayatımı, aşkımı ve ömrümü adadığım insan, bir yıl sonra, ayrılırken şunları söylemişti
"Kızım ben seni hep başımda taşımak için almadım Bir yıllık beraberlik yeter de artar da Beni bekleyen daha bir çok güzel kız var"
Aşka ve evliliğe lâyık olmayan insanların bu felsefeleri çok iyi bilinmeli, o yanlış işin başında yapılmamalıdır
Şimdi her tanıdığım genç kıza öneriyorum
Size lâyık mı? Size denk mi? Size saygı duyuyor mu? Sizi, yalnızca sizi mi seviyor? Yoksa başka bir niyeti mi var? Bu hayatı onunla birlikte paylaşacağınıza inanıyor musunuz? Ve bu aşk içinize siniyor mu?
Evet Bir yuvanın başlamadan yıkılmaması için, genç kızlığın kolayca feda edilmemesi için, aşk yaşadığınız ilgi duyduğunuz ve gönül ilişkisi içinde olduğunuz insanları yüz kere, bin kere tartın, test edin
Unutmayın ki, pırıl pırıl aşklar, pırıl pırıl insanlara lâyıktır
Değerli hocam,
Siz benim için elinizden geleni yaptınız Beni uyardınız Ne yazık ki, önerilerinizi tam olarak yerine getiremedim Bu mektubu da sizden özür dilemek ve genç kızları uyarmak için yazdım
Ben hata ettim, onlar etmesinler
Allah'a emanet olun
Arzu GÖKSEL


AŞKIN RUHU İNANÇTIR
Halit Hocam,
Yine yazıyorum size Yazmak zorunda olduğum için
Ama size bu mektubu korka korka yazıyorum Nedeni ise, beni tanıyor olmanız ve anlatacaklarım karşısında şaşırıp, "Bu kız böyle şeyler de yapıyor muydu?" deyip benim hakkımda hayal kırıklığına uğramanızdır
Ama şu anda zordayım Bana yardımcı olabileceğinizi düşündüm Onun için yazmaya karar verdim
Öncelikle diğer mektuplarınız ve önerdiğiniz kitaplarınız için teşekkürler Kitaplarınız çok güzeldi Benim toparlanmamda, kapanmamda ve namazıma başlamamda çok büyük etkileri oldu özellikle de annemin çok duasını aldınız
Aysel kitabınız çok harikaydı Çok etkilendim Aysel elden ele dolaşıyor Okuyan her arkadaş gözyaşlarına boğuluyor İnşallah böyle kitapların devamı gelir
Hocam size anlatmak zorunda olduğum konu şudur:
Ben aynı sınıfı paylaştığım bir öğrenciye karşı ilgi duyuyorum O da beni seviyor Arkadaşım her yönüyle mükemmel Çalışkan, dürüst ve ideal bir eş Karakterine sahip Bu ilişkiyi ailelerimiz de onaylıyor Okul bu yıl bitecek, öğretmen olacağız Düğünü de yaza düşünüyoruz
Yalnız ortada bir sorun var Ben kapalı, ibadetlerini yerine getiren birisiyim Sevdiğim kişi ise, dinden uzak birisi Dinden ve dinî konuşmalardan hoşlanmıyor Ama düzelir ümidi içindeyim
"Eğer düzelmezse" diye çok korkuyorum O zaman ailemizde çok büyük sorunlar yaşar mıyız? Ne yapacağımı bilemiyorum İlişkimizde epeyce ileri safhadan dönüş çok zor
Bana nasıl yardımcı olursunuz hocam? Bu durum karşısında ne yapmam lâzım?
Mesûde SEYHAN

CEVAP:
Mektubu okuyunca çok üzüldüm ve gerçekten çok korktum Sebebi ortada
İki insanın en büyük ortak noktası din, iman ve ebedî beraberlik arzusu olmalıdır Aile hayatında maneviyat ve dini hayat olmazsa, o aile temelsiz, direksiz, çürük bir binaya benzer Bir aileyi moral değerler dışında ne ayakta tutabilir?
Güzellik mi? Para mı? Makam mı? Şöhret mi? Ünlü olmak mı? Hayır
Aile hayatının en sağlam temeli kuvvetli bir iman ve Allah'a olan teslimiyettir Bu duygu ne kadar güçlü olursa, eşler o oranda birbirlerine kenetlenir ve en
148
zor yaşam şartlarında bile dayanamazlar Ama maneviyatı ve inancı zayıf kişilerin oluşturduğu aile hayatı, piknik çadırları gibi ömrü çok kısa olur
Hele bu konuyu bir dindar kızın bilememesi ve anlayamaması kadar büyük bir hata var mı?
Ortada tek ümit var, ya düzelirse? İnşallah öyle olur Ama ya düzelmezse? Aile hayatı şansa bırakılacak kadar basit değildir Hele aşk, rastgele insanlara dağıtılacak kadar değersiz değildir
Aile hayatında iman ve inancın rolünü Bediüzza-man hazretleri şöyle anlatır:
"Nev-i beşerin hayat-ı dünyeviyesinde en cemiyetli merkez ve en esaslı zemberek ve dünyevi saadet için Cennet, bir melce, bir tahassüngah (sığmak) ise; aile hayatıdır ve herkesin hanesi küçük bir dünyasıdır Ve o hane ve aile hayatının hayatı ve saadeti ise, samimi ve ciddi ve vefadarane hürmet ve hakiki hürmet ve samimi merhamet ise, ebedî bir arkadaşlık ve daimi bir refakat ve sermedi bir beraberlik ve hadsiz bir zamanda ve hudutsuz bir hayatta birbirleriyle pederane, ferzandane, kardeşane, arkadaşane münasebetlerin bulunmak fikriyle, akidesiyle olabilir Meselâ der: "Bu haremim ebedî bir alemde ebedî bir hayatta daimi bir refika-i hayatımdır Şimdilik ihtiyar ve çirkin olmuş ise de zararı yok Çünkü ebedî bir güzelliği var, gelecek ve daimi bir arkadaşlığın hatırı için herbir fedakârlığı ve merhameti yaparım" diyerek o ihtiyar karısına güzel bir huri gibi muhabbetle mukabele edebilir Yoksa kısacık bir iki saat suri bir refaketten sonra ebedî bir firak ve müfarakate (ayrılığa) uğrayan arkadaşlık, ebette gayri suri ve muvakkat ve esassız hayvan gibi bir rikkat-i cinsiye manasında ve mecazi merhamet ve sun'i bir hürmet verebilir Ve hayvanatta
149
olduğu gibi, başka menfaatler ve sair galip hisler hürmet ve muhabbeti mağlup edip, o dünya cennetini cehenneme çevirir
Çünkü öldükten sonra dirileceğine ve ebedî hayattaki beraberliğe inanan eşlerin beraberlikleri dünyanın dar kalıplarına sığmaz Arkadaşlıkları dünyanın fani ve kısa sınırlı olan hayatına bağlı kalmaz Her iki eş de bilir ki, birbirleriyle ebedî hayat arkadaşıdırlar Hayatlarının rotasını bu yolda çizerler Sevgi ve muhabbetlerini ebedileştirmenin yollarını ararlar
Aksi takdirde ahiret inancının yitirildiği bir ailede, aile fertleri arasındaki sevgi, ilgi ve alaka, hürmet ve muhabbet sırf Allah rızası için olmaz Yaptığını Allah için yapmaz Kendi nefsini düşünür Zevk ve sefası için her şeyi rahatlıkla yapar O zaman da ailede huzuru son bulur Sayısız kadın, erkek ve çocuk acı ve ıztırapla ağlar İsteyen istediği an mutluluk peşinde evini-barkını terk edip, gider
Ne zaman geçici sevgi yerini sonsuz sevgiye bırakırsa, o zaman ailede huzur ve saadet elde edilir Çünkü birbirlerini Cenab-ı Hakkın latif bir hediyesi olarak kabul eden ve Onun namıyla, ismiyle seven karı-koca evliliklerini ebedî bir arkadaşlık üzerine bina ederler
Evliliklerin, ancak ebedî arkadaşlık esası üzerine kurulursa sağlam olur Ebedî hayatta da bir ve beraber olmak düşüncesiyle hareket edenler sevgilerini sadece dünya güzelliklerine bağlı bırakmazlar Çünkü aşkın ruhu inançtır İnançsız bir aşk, imansız bir sevgi ve tutku, dış güzellikler bitince, tükenir, gider

AŞKIMI CİDDİYE ALMIYORLAR
Sayın Yazarımız Halit Ertuğrul,
Bilmiyorum bu saçma sapan mektubu önemseyip, okuyacak mısınız? Belki de yırtar bir çöp sepetine atarsınız Bana cevap yazmanızı ümit ederim Ama hiç de tahmin etmiyorum Bunu bile bile yazıyorum Olsun Cevap vermeyin Beni anlayacak birini arıyorum Kitaplarınızı okudum Çok istifade ettiğimi söyleyemem Çünkü başımız dumanlı, düşüncelerim altüst Aşığım anlayacağınız Bunun için çok dengeli olduğumu söyleyemem
Size kendimi, aşkımı anlatacağım, eğer becerirsem Siz büyük adamsınız, beni dinleyin lütfen Cevap vermeyi düşünmüyorsanız bile beni dinleyin Beni dinleyecek birisine çok ihtiyacım var
Ben Adana'da oturuyorum Liseyi geçen yıl bitirdim Üniversiteyi kazandım Bu yıl yeniden hazırlanıyorum Dindar bir aileye mensubum Ben de bazen aksatsam da namazlarımı kılıyorum Aşk büyüsüne kapılmadan önce kitaplarınızın ikisini okumuştum O zaman çok yararlanmıştım Ama kafam dumanlanınca her şey birbirine karıştı
Aşık olduğum kız, bir öğretmenimin kızı Benim bu kadar yanıp tutuştuğumdan haberi yok Yalnızca kendisine olan ilgimi biliyor, o kadar Bugüne kadar
hiç cevap vermedi O da dindar bir kız Bir türlü gidip konuşamıyorum
Aşkımı ailem, çevrem ve arkadaşlarım önemsemiyor "Bir kız değil mi? Neden bu kadar yanıp-tutuşu-yorsun?" diyorlar Ama o sıradan bir kız değil Bunu anlatamıyorum
Beni mantıksızlıkla, akılsızlıkla suçluyorlar Arkası önü bir kız değil mi diyorlar? Hocam ben mi deliyim, bunlar mı beni deli yerine koyuyorlar
Bir saniye bile aklımda çıkmıyor Hayal, hep gözümün önünde her gece onun rüyasını görüyorum Onu görmek için gittiğimde, karşılaşıyorum, yüzüne bakamıyorum, elim-ayağım titriyor Sürekli kalbim çarpıyor ve sinir bunalımları geçiriyorum
Aileme göre evlilik çok erken "Oku, iş bul, ondan sonra" diyenler Kız da hazırlık devresine gidiyor Ama onun babası öğretmen, benim babam çiftçi Bu kızı bana vermezler
Bu aşk ne biçim bir tutku Yaşamımı zehir etti Bazen bu işi bitireyim diyorum Ne mümkün
Hocam, şu aşk konusunda bana bilgi ver Bu problemi nasıl çözeceğim Ne yapmam lâzım Çevremi ailemi, bu işin ciddiyetine ve samimiyetine inandırmak için intihar mı edeyim?
Bana mektup yazarsanız Size ne kadar teşekkür ederim, dualar ederim Çok zor durumdayım Bana yardımcı olun hocam
Ellerinizden öperim Allah sizleri korusun
Mehmet AKGÜN

152
NELER YAPILABİLİR?
Mehmet'in anlattığı konu çok ciddî bir husus Bunu an-ne-babalar, öğretmenler ve yakın arkadaş grubu önemsenmek', ciddiye almalı Çünkü aşk, her zaman akıl ve mantıkla yönlendirilmez Aşkta genellikle hisler ve duygular hakim olduğu için, kişi istediği halde çıkıp, kurtulamaz
Âşık olan insanın duygularına saygılı olmak ve önemsemek lâzımdır Âşık olduğu insanı kötülemek veya duygularını hafife almak, asık insanı öfkeye iter, hatta bazen depresyona girip intihar dahi edebilir
Aşk, kişinin en yoğun, en sihirli ve en etkili yaşadığı bir duygu biçimidir Bir başka ifadeyle psikolojik, sosyolojik, biyolojik ve ahlâkî boyutları olan karmaşık bir eylem şeklidir
Aşk, bir cezbe, bir coşku, bir duygu sağanağı dır Onsuz bir insan, onsuz bir aile ve onsuz bir hayat düşünülemez
Aşık olmak, tılsımlı bir bulutla sarmalamaya benzer Hava daha taze hissedilir, çiçekler daha hoş kokar, yiye- çekler daha lezzetli gelir ve yıldızlar geceleri gökyüzünde daha ışıl ışıl parlar Kendinizi hayatın içinde yüzüyormuş gibi hafif ve mağrur hissedersiniz, sorunlarınız da birdenbire önemsiz ve üstesinden gelinmesi kolay görünür Bedeniniz canlanır, teniniz yanar ve sabahları yüzünüzde bir gülümsemeyle uyanırsınız Aşırı bir keyif halinde donakalırsınız sanki
Aşk, insana coşku verir, büyü yapar Gözünüz birbirinizden başkasını görmez Birbirinizi düşünerek, uykuya dalarsınız, uyandığınızda o kişi ilk düşüncenizdir Birlikte olmayı özlersiniz Birlikte zaman geçirmek, en büyük istektir Elele tutuştuğunuzda, sanki kanınız birlikte akar Okula ya da işe gitmek zorunda olmasanız, ebediyen gezebilirsiniz
"Aşık olan" kişi, sevdiği kişinin mükemmel olduğu büyüsüne sahiptir Annesi onun kusurlarını görebilir, fakat o
153
göremez Annesi der ki, "Canım, onun beş yıl psikolojik tedavi gördüğü konusunu hiç düşündün mu?" Fakat o, "Anneciğim, bana bir şans ver O üç yıldır dışarıda" diye yanıtlar Arkadaşları da onun kusurlarını görebilirler, fakat o sormadan muhtemelen söylemeyeceklerdir Büyük ihtimalle o da sormayacaktır Çünkü ona göre sevgilisi mükemmeldir ve başkalarının ne düşündüğünü de önemli değildir
Evlilik öncesi hayallerimiz, evlilikte saadetle ilgilidir: "Birbirimizi son derece mutlu edeceğiz Başka çiftler tartışabilir ve kavga edebilir, ama biz değil Biz birbirimizi seviyoruz" Şüphesiz, bütünüyle saf değilizdir Mantıksal olarak sonuçta bazı farklılıklarımız olacağını biliriz Fakat bu farkları açık olarak tartışacağımızdan eminizdir Birimiz daima alttan almaya gönüllü olacaktır ve anlaşma sağlanacaktır Aşıkken başka türlüsüne inanmak zordur
Özet olarak aşk; iradeli, bilinçli ve fiilî bir seçim değildir O herhangi bir zamanda kişinin karşısına çıkan, bir anda iradesini ve mantığını susturup, hisleriyle hareket ettiren tarifsiz, izahsız bir tutkudur
Aşk konusunda sayısız şikâyetler, hikâyeler ve romanlar yazılmış, filmler yapılmıştır Bu sihir, bu iksir, kişiden kişiye göre de farklılık gösterir Tıpkı bir ilâç, bir zevk ve bir tat gibidir Bunun içindir ki, aşk, bir şablon altına alıp, kontrol etmek mümkün değildir

Aşkın Çeşitleri
İnsanı büyüleyen, alıp apayrı dünyalara götüren, bir anda hayatını ve psikolojisini alt-üst eden aşkın çeşitleri vardır
Kişinin genetik, sosyal, kültürel yapısı, yaşam felsefesi, dünyayı ve kendisini algılayışı biçimi aşkı hissedişini de etkiler Ayrıca o anda içinde bulunulan ruhsal durum da bu konuda etkilidir
Aşkın çeşitleriyle ilgili birçok çalışma yapılmıştır Genel
anlamda hakiki aşk, mecazî aşk olarak ikiye ayrılır Başka bir ifadeyle dünya aşkı, kutsal duygulara yönelik Allah, Peygamber ve ahiret aşkı gibi
Aşkı, geçici bir heves ve daimî bir duygu olarak iki kategoride değerlendirenler de vardır
Aşkın önemini ve dönemini anlatmak için, çocukluk, gençlik, okul, sokak veya mahalle aşkı gibi nitelemelerde de bulunur
Aşkın çeşitlerini değerlendirirken, doğru aşk ve yanlış aşk olarak, konuyu ele alanlar da çoğunluktadır
Doğru aşk denince, ahlâk ve toplum geleneklerine uygun bir aşk serüveninden bahsedilir Yanlış aşk denince de ailenin ve toplumun onaylamadığı aşk anlatılır Öğrenci-öğretmen, patron-sekreter, genç kız-yaşlı erkek ilişkileri, toplumun onaylamadığı aşklara birer örnektir
Aşkın çeşitleri içinde, aşkın derecelerini de bilmek gerekir
Bunlardan birisi, gelip geçici, çocukluk, sokak veya mahalle aşkıdır Öylesine oluşmuş, rüzgâr gibi gelip, geçmiştir
İkincisi de, kara sevdadır Göz, hiçbir şeyi görmez Ne pahasına olursa olsun, tek sevdiği vardır, her şey onun uğruna feda edilir Ölüm ve intiharlar daha çok bu noktada ortaya çıkar
Bir diğeri de, hakiki aşklardır Kişiden başlayıp, kalpleri dolaşarak Allah'a uzanan bir sevgi selidir Yunus Emre'nin, Mevlana'nm, Bediüzzaman'm aşkıdır Allah için yaşamak, Allah için çalışmak, Allah için hizmet etmek ve Allah için sevmek Gerçek aşk, gerçek sevgi odur Ölümsüz, temiz, duru
Tarihteki ünlü aşkların sonucu hep bu kapıya çıkar Kuldan başlayıp, Allah'a giden bir yol, bir çizgi Özlenen de bu değil mi?

Arka kapak yazısı:
AŞK BÖYLE YAŞANIR
"Aşk", baş tacı edilecek, kalbin en temiz yerinde saklanacak bir duygu iken; maalesef onu ayağa düşürenler oldu Aşklarını ayağa
düşüren insanlar ise, ne yazık ki kendileri de ayağa düştü "Aşk" diye ete-kemiğe sarılanlar, "aşk" diye her türlü değerleri ayaklar altına alanlar, aşktan nasipsiz insanlardır Çünkü aşk insan
ruhunu temizler, olgunlaştırır, kişiyi ulvi duygularla donatır Günümüz insanının ve özellikle de günümüz gençlerinin en fazla
problem yaşadığı konuların başında "aşk" gelmektedir "Aşk Böyle Yaşanır" kitabı, "aşk" diye yanlış ilişki içinde olan ve çok zaman da bu uğurda kişilik değerlerini yitiren bazı insanlara
örnek olması dileğiyle hazırlanmıştır
Bu kitap, baştan sona kadar yaşanmış ve nefes kesen ibretli
olaylarla doludur

Alıntı Yaparak Cevapla