Yalnız Mesajı Göster

En Güzel Hayat&Quot;İ Yaşamanın Tek Yolu Samimi İmandı

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

En Güzel Hayat&Quot;İ Yaşamanın Tek Yolu Samimi İmandı




"EN GÜZEL HAYAT"I YAŞAMANIN TEK YOLU SAMİMİ İMANDIR


Kuran ahlakından uzak toplumlarda, bir insanın peşinden koşabileceği en yüksek ideal ve elde edebileceği en fazla menfaatin, dünya hayatının sunduğu güzelliklerde saklı olduğuna inanılır Bu nedenle de insanlar ömürleri süresince, dünya hayatından daha iyi yararlanabilmek, bu hayatın sunduğu çıkarlardan en fazlasıyla istifade edebilmek için adeta birbirleriyle yarışırlar Bu yarış öylesine bir tutku halini alır ki, bu insanların hiçbiri durup bir an için olsun 'ben neyin peşinde koşuyorum?', 'uğrunda ömrümü feda ettiğim bu değerler nereye kadar bana menfaat sağlayacak?', 'yanlış bir idealin peşinde koşuyor olabilir miyim?', 'bundan daha yüce bir ideal ve daha güzel bir yaşam şekli olabilir mi?' diye düşünüp kendilerini sorgulamazlar


Oysa pek çok insanın tutkuyla bağlandığı, uğrunda amansız bir çıkar yarışına girdiği ve tüm ömrünü tükettiği dünya hayatı aslında 'bir göz açıp kapama süresi' kadar kısa ve bir o kadar da geçicidir Dahası pek çok açıdan da eksiktir; insanlara sunduğu sayısız nimet, güzellik ve menfaatin yanında, mücadele edilmesi gereken pek çok sorun ve sıkıntı da içermektedir Sırf insanın hayatta kalabilmesi için bile pek çok şartın bir araya gelmesi, pek çok konuda ciddi çabalar harcanması gerekmektedir İnsan daha fazla nimet elde edebilmek için mücadele verirken, gerçekte bu nimetlerin tadını çıkaramadığını, yaşamının aslında dünya hayatının sorunlarını ve sıkıntılarını aşmaya çalışmakla geçtiğini görür Ancak yine de insanların bu uğraşları ölüme dek sürer Dünya nimetlerine duydukları hırs, bu kimseler üzerinde adeta bir büyü etkisi yaparak onların bu gerçekleri görmesini engeller Ta ki ölüm melekleri canlarını aldıklarını onlara bildirene dek Allah bu kimselerin ancak o zaman gerçeği görebildiklerini ve ancak o zaman dünya hayatını samimi bir gözle değerlendirebildiklerini vurgulamıştır Kuran ayetlerinde bu insanların o anda pişmanlıklarını şu sözlerle dile getireceklerinden bahsedilmektedir:


Der ki: "Keşke hayatım için, (önceden bir şeyler) takdim edebilseydim" (Fecr Suresi, 24)


"Malım bana hiç bir yarar sağlayamadı" "Güç ve kudretim yok olup gitti" (Hakka Suresi, 28-29)


Oysa bu insanların çoğunun habersiz olduğu önemli bir gerçek vardır; iman dünya hayatının tüm bu sorun ve sıkıntılarını çözmekte, dünya hayatını insanlar için olabilecek en güzel hayata dönüştürmektedir Allah bu sırrı insanlara "Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz" (Nahl Suresi, 97) sözleriyle bildirmektedir Bediüzzaman Said Nursi ise bu gerçeğe "Hakiki zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet yalnız imandadır" ("On Üçüncü Söz, İkinci Makamın Haşiyesi", Sözler, s137) sözleriyle dikkat çekmektedir


İman, insanların dünya hayatını gerçekçi bir gözle görebilmelerini ve yaşamlarını bu temeller üzerine kurabilmelerini sağlamaktadır Mümin herşeyden önce dünya hayatının ve kainattaki tüm nimetlerin Allah'ın insanlardan hangilerinin daha güzel davranışlarda bulunacağını denemek için yarattığı birer imtihan vesilesi olduğunu bilir Her insan, dünya hayatında gösterdiği ahlaka göre ahiret hayatında karşılık bulacaktır, bu nedenle de dünya hayatına hakettiği kadar değer vermelidir Bu değer ise, her nimetin Allah'tan geldiğini bilerek, O'na gereği gibi şükrederek ve bu imkanları ahiret için güzel bir hazırlık yapmak amacıyla kullanmakla ortaya çıkar İnsanlar, gerçek nimetlerin ve güzelliklerin ahiret hayatında olduğunu, dünya hayatının ise geçici bir yararlandırma olduğunu hiç akıllarından çıkarmamalıdırlar


Bu gerçeğin şuuruna varan bir kimse dünya hayatının eksiklikleri ve sorunları karşısında mütevekkil, sabırlı ve şükredici tavırlar gösterebilecektir Çünkü bunlar Allah'ın takdir ettiği imtihanın birer parçasıdır ve Allah tarafından özel hikmetlerle yaratılmaktadır Tüm beklentilerini dünya üzerine kurmuş olan insanlar herhangi bir sıkıntı ya da zorlukla karşılaştıklarında büyük bir hayal kırıklığına ve üzüntüye kapılırlar İman eden kimseler ise, güzel bir ahlak ile sabır gösterdikleri her olayın ahirette kendilerine kat kat fazlasıyla güzellik olarak döneceğini bilmenin neşesi içerisinde olurlar Allah'ın dünyada da ahirette de iman edenlere yardım edeceğini, işlerini kolaylaştıracağını ve onları karanlıklardan nura çıkaracağını bilmenin verdiği teslimiyet ve tevekkül ile hareket ederler Bundan dolayı Kuran şuurundan uzak insanların sıkıntı ya da zorluk dedikleri olaylar, onlar için birer ecir vesilesidir


İman edenlerin dünya hayatına olan bu şuurlu yaklaşımları Bediüzzaman'ın "İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni (her iki dünyayı; dünya ve ahireti) iktiza eder" (Sözler, s 316) sözleriyle ifade ettiği gibi, ahirette olduğu kadar dünya hayatında da "güzel bir hayat" kazandırır Çünkü dünya hayatını da, üzerindeki sayısız nimet ve güzellikleri de yaratan Allah, ahiret gibi dünyada da bu güzellikleri iman edenlerin hizmetine vereceğini bildirmektedir Allah bu lütfunu Kuran'da şu sözlerle haber vermektedir:


" Bu dünyada güzel davranışlarda bulunanlara güzellik vardır; ahiret yurdu ise daha hayırlıdır Takva sahiplerinin yurdu ne güzeldir" (Nahl Suresi, 30)


"Böylece Allah, dünya ve ahiret sevabının güzelliğini onlara verdi" (Al-i İmran Suresi, 148)


" Bu dünyada iyilik edenler için bir iyilik vardır " (Zümer Suresi, 10)


Alıntı Yaparak Cevapla