08-02-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kişiliğin Üst Tabakası Ve İşleyişi
B) SOSYAL ÇEVRE
Doğumdan sonraki gelişme aşamasında insanlar arası etkileşim süreci içindeki çevresel ve sosyal etkenlerin kişilik üzerindeki rolü çok büyüktür İnsan, etrafında bulunan kişilerin, sürekli yaşadığı sayısız olayların, kendisini kuşatan sosyo-ekonomik, kültürel şartların, gelenek, örf ve kanunların, daha pek çok faktörün etkisi altında yaşar Bu etkenlerin karmaşık etkileşimi sonucunda insan bir "kişi" olarak belirir
Bireyin topluma nasıl uyum sağladığı kişilik açısından önem arzeden bir husustur Öncelikle her toplum, bireyleri uysun diye değerler ve normlar üretir Sonra bu normlar yaptırım gücü olan öğelerle desteklenerek bireylerin onlara uymasına çalışılır
Hangi tutum ve davranışların doğru ve uygun sayılacağını, ne tür hareketlerin "iyi" ya da "kötü" diye niteleneceğini toplumun değer yargıları belirler Bireyler de genellikle mensup oldukları toplum tarafından arzu edilir olan ortak değer yargılarını doğrudan veya dolaylı olarak, kendi istek ve hedefleri olarak belirlerler Çoğu zaman insanların tutum ve davranışları "gurubunun kurallarını, değerlerini, inançlarım yansıtmak" yönünde açılım gösterir
Modern psikoloji dilinde toplumsal değer yargılarından oluşan değerler sistemine süperego adı verilir Süperego, toplumsal değerleri ve idealleri, "real'i değil, ide-al'i" temsil eder İnsan, bu ideale ulaşmak için çaba sarfeder Toplumun kuralları süperego yoluyla kişiliğin bir parçası haline gelir
Kur'an-ı Kerim, sosyal uyumun ve buna bağlı olarak toplumsal normların kişilik oluşumundaki rolünü doğrular Fakat Kur'an'in öngördüğü bir "kişilik" için, toplumun İslâm toplumu, normların da İslâmî normlar olmasınıvşart koşar Kur'an'ın koymuş olduğu değerlere ters düşen sosyal değerler hiçbir zaman mümin bir kişiliğin tamamlayıcı unsuru olamazlar
Düşünce ve eylem planında Kur'an'ın getirdiği değerlere uyan, bununla da yetinmeyip "iyiliği" teşvik ve telkin eden, "kötülükten" sakındıran bir toplumun normları "kişilik" için elbette tamamlayıcı bir unsurdur: "Siz insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten men'eder ve Allah'a inanırsınız "
Sadece kendi başlarına hayırlı insanlar olmakla kalmayıp, bütün insanlar için de hayırlı kimselerdir Pratikte iyiliği emrederek kötülükten alıkorlar, imanlarının gerektirdiği her şeyi pratikte yaşayarak gösterirler Toplumsal normlar gereği iyi sayılan şeyleri teşvik etmek, kötü sayılan hususlardan sakındırmak Kur'an'ın İslâm toplumuna yüklediği görevlerden biridir: "Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü men'eden bir topluluk bulunsun "
Kur'an'ın getirdiği değerlerin hâkim olmadığı bir toplumun kişilik teşekkülüne tesiri menfi olacaktır: "Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan; seni Allah'ın yolundan saptırırlar "
|
|
|