Yalnız Mesajı Göster

Câmilerimizdeki Bid’Atler

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Câmilerimizdeki Bid’Atler




‘Güzel bid’at, kötü bid’at’ tanımları net değildir Hangi inanış, hangi amel ve âdet bid’attır, hangisi güzeldir, hangisi kötüdür? Bu gibi değerlendirmeler kişilere ve kültürlere göre değişebilir Bid’atın sınırlarını kim ve nasıl çizecek? Tarihte ve günümüzde hemen hemen her grup (hizip) kendi düşündüğünün ve yaptığının doğru, diğerlerinin yaptıklarını yanlış görmektedir Herkes görüşlerini ve eylemlerini Kur’an ve Sünnete dayandırma iddiasındadır Hiç kimse de yaptığının bid’at olduğunu kolay kolay kabul etmez

Onun için bu konuda da dikkatli olmak ve her şeye bilmeden ‘bid’at’ demek, ya da o şey gerçekte bid’at ise onu da İslâm'dan sayma yanlışlığına düşmemek gerekir Kur’an’ı ve Hz Muhammed (sas)’in yaşayıp tebliğ ettiği Din’i iyi bilirsek; bid’atleri daha iyi tanıyabiliriz Peygamberimiz'den sonra ortaya çıkan bütün fikirlere, icatlara, kurumlara, yani her şeye -kavram anlamında- bid’at demek yanlış olduğu gibi, din kılıfı geçirilmiş sonradan ihdas edilmiş şeyleri de kabul etmek mümkün değildir

Meselâ, mezar ziyareti ibret verici ve sevaptır; ama, türbeye veya mezarın yanındaki bir şeye çaput bağlamayı, mezardaki ölüden bir şey dilemeyi nereye koyacağız? Zikir yapmak, Allah’ı her an ve bütün ibâdetlerle anmak, hatırlamak Kur’an’ın emridir; ama, kolkola girerek, yatarak-kalkarak, ayılıp-bayılarak, kendinden geçerek, feryat ederek zikretme(!) davranışlarının delilini nerede bulacağız? Âlimleri dinlemek, derslerinden, sözlerinden, ahlâklarından ve ilimlerinden faydalanmak güzeldir, gereklidir de Ancak "bir âlime, bir şeyhe bağlanılmadan, ömür boyu onun peşinden gidilmeden İslâm yaşanmaz", "şeyhi olmayanın mürşidi şeytandır" gibi iddiaları nereye koyacağız? Ölünün arkasından duâ etmek, onu hayırla anmak güzeldir Ama onun arkasından yapılan kırkıncı, elli ikinci gece ve mevlid merasimlerini hangi âyete ve hadise dayandıracağız? İslâm'da biat (seçim), şûrâ, din hürriyeti, hoşgörü ilkelerinden hareketle; şirk ve zulüm düzenlerini, İslâm'a aykırı yapılanmaları İslâmî sayabilir miyiz? Hoşgörünün sınırları; sapıklıkları, isyanları, Din’e hakarate varan tavırları kabullenmek midir?

İslâmî olmadığı halde Islâm kılıfıyla sunulan bütün inanç, amel, tavır ve anlayışlara karşı duyarlı olmak zorundayız Bunlar Din’den olmadığı halde ona sokulan bid’at ve hurafelerdir Her bir bid’at, müslümanın hayatından bir sünneti alıp götürür Hz Muhammed (sas)'in Sünnetini iyi tanıyanlar ve onu bir hayat olarak yaşayanlar bid’atlerin tuzağına düşmezler (1)

Mescidlerdeki Bid'atler

Mescidlerle ilgili birçok bid'at, İslâm'a ve müslümanlara rağmen maalesef hâlâ yaşamaktadır Gayrı meşrû bid’atlerin arasında, sünnet ve müstahap olarak işlenen bazı sevaplar, bid’atlerin günahını ödemez Usûl-i Fıkıh’ta bir kaide vardır: “Bir ibâdette müstahap veya sünnet ile bid’at birleşirse, bid’ati işlememek için sünnet fedâ edilerek o ibâdet işlenemez” Hatta, böyle bir durumda vâcibin terkinde ihtilâf edilmiştir Bid’atten o derece sakınılması tavsiye edilmiştir Câmilerde görülen bid'atleri saymaya çalışalım:

a- Mescidlere kadın-erkek her müslüman girebilir Asr-ı saâdette böyle olmuştur Peygamberimiz'in sünnetinde kadınların mescide devam etmelerinin kısmen veya tamamen engellenmesi diye bir şey yoktur (bkz Ahmed bin Hanbel, 6/66, 90, 154; Müslim, Salât 137; Tirmizî, Cum'a 48; Buhârî, Cum'a 13)

Kadınların mescide gelip namaz kılmaları sünnettir Peygamberimiz (sas) bu konuda şöyle buyurmuştur: "Allah'ın kadın kullarını Allah'ın mescidlerinden men etmeyin" (Buhârî, Cum'a 13; Müslim, Salât 16; Ebû Dâvud, Salât 13; Tirmizî, Cum'a 64; Ahmed bin Hanbel, 5/17) Hz Âişe (ra), mü'minlerin kadınlarının, şafak vakti çıkıp Allah'ın Rasûlü ile birlikte sabah namazını kıldıklarını söylemiştir (Buhârî, Mevâkît 27) Dolayısıyla günümüzde kadınlara mescid yolunu göstermemek, onları mescidlerden uzaklaştırmak, en azından bid'at olacaktır Onlar, özellikle Cuma günü ve benzeri özel günlerde câmideki hitâbe, öğüt ve vaazlardan hisse almalı, cehâlet karanlığından kurtulmalıdır

b- Pis kokular yayanların mescide girmelerini Rasûlullah yasaklamıştır Hatta helâl ve şifalı bitkiler olan soğan sarımsak gibi hoş olmayan kokulara sebep olan gıdaları yiyenlerin mescide gelmemelerini istemiştir (bkz Buhârî, Ezan 160; Müslim, Mesâcid 68, 69, 71; Ahmed bin Hanbel, 2/20, 266, 429; İbn Mâce, İkamet 58) Fosur fosur sigara içen ve sigarasını lütfen câmi kapısında söndürüp atan ve sigara içmeyenleri, soğan yiyenlerin kokusundan rahatsız olduğundan çok daha fazla etkileyen kişi, durum değerlendirmesi yapmalıdır Tabii, birini tercih etmesi gerekiyorsa neyi tercih edeceğine de karar vermelidir

c- Mescidler, imkânlar zorlanarak asr-ı saâdetteki fonksiyonlarına yaklaştırılmalı, faâliyet alanlarını genişletmelidir Mescidlerin çok yönlü faâliyetlere merkezlik teşkil etmesi yüzünden, insanlar oraya daha fazla gelecektir; mescid, sosyal hayatın merkezi, en vazgeçilmezi olacaktır Çok yönlü hizmetleri yüzünden cemaatle kılınan namaz, 25 veya 27 derece daha üstündür Mescidin bu çok yönlü fonksiyonunun kalktığı, kardeşlik ve kaynaştırmanın yerini hizip ve politik çekişmelerin, dedikoduların aldığı için, günümüz cemaatlerinde bu derece sevap fazlalığının bulunduğunu söylemek zordur Şimdi ne o takvâ mescidi, ne de bir namazı 27 derece yükselten erdem sahibi cemaat

ç- Mescidlerde konuşulmayacağı, dünya kelâmı edilmesinin yasak olduğuna dair hiçbir şer'î hüküm yoktur Yasak olan, lağvdır/boş söz, gereksiz lakırdıdır, mâlâyanidir, ki bir hayır amacına ulaştırmayan bu gereksiz söz, sadece mescidde değil; her yerde yasaktır (bkz Mü'minûn, 3)

Bütün evren secde halinde olduğundan arzın her yeri mescid hükmündedir İnsanlık açısından mescid olma hali ise o mekânda secde edilmesine bağlıdır

d- Belirli mekânları mescid edinip başka yerde namaz kılmamak veya kılınamayacağını iddia etmek de bid'attir, yanlıştır Evleri de kabir haline getirmemek, oralarda özellikle farz dışındaki namazları edâ etmek Peygamber tavsiyesi ve uygulamasıdır

e- Bugünkü câmiler, dolaylı yoldan da olsa devlet kanunlarıyla yönetildiğinden, imamlar bazı dinî emirleri de uygula(ya)mamaktadır“Onlardan ölen hiçbirine asla namaz kılma; onun kabri başında durma Çünkü onlar, Allah ve Rasûlünü inkâr ettiler de fâsık olarak öldüler(9/Tevbe, 84)

f- Farz namazdan sonraki müezzinlik fasılları bid'attir Müezzinin namaz esnasındaki görevi ezan ve kametle sınırlıdır Farz namazlarından evvel veya Cuma namazında hutbe öncesinde İhlâs sûreleri veya başka âyetler okumak sünnette olmayan bir davranıştır

g- Kur'an ve sünnetin belirlemediği uydurma ibâdet veya bereket unsuru kabul edilen şeylerin mescide sokulması bid'attir Tesbih adı altında câmiye sokulan bazı araçlar, onların cemaat arasında ona buna atılması huzur bozan bir davranıştır Câminin duvarlarına, kubbesine levhalar, yazılar yazmak, dikkat çekici süsler yapmak da bid'attir İmam Mâlik gibi nice âlimler câminin mihrabına bir Kur'an âyetinin yazılmasına bile karşı çıkmıştır


Alıntı Yaparak Cevapla