Yalnız Mesajı Göster

Sabır, Şükür, Tövbe Ve Diğer Salih Amel

Eski 08-02-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sabır, Şükür, Tövbe Ve Diğer Salih Amel




d Günah İşleme Konusunda Geçirilen İmtihan


Günah, İslâm dinine göre yapılması suç sayılan, hoş

görülmeyen, kötü ve çirkin davranışlara denir Diğer bir
tanımla, akıl ve irade sahibi Müslüman’ın, Allah ve Resulü
tarafından yasaklanan işleri yapması, yapılmasına rıza
göstermesi (görmezlikten gelmesi) veya yapılmasına
yardımcı olmasındaki davranışına günah denir Demek ki,
bir şeyin günah sayılabilmesi için o şeyin, Allah ve Resulü
tarafından yasaklanmış olması gerekir Hakkında dini bir
hüküm olmadan, bazı kişilerin kendi aralarında – bu işi
yapma günaha girersin! – şeklindeki konuşmaları, hiç de
doğru olmayan ve kendilerini günaha götüren bir ikazdan
ibaret olur Çünkü Allah ve Resulü’nun yetkisini bilmeden
kendisi kullanmaya kalkışmıştır Bu nedenle kesinlikle
bilmeden bir şey hakkında bu günahtır diye hüküm
belirtmemeye dikkat edilmelidir
Dinler tarihinde semavi dinlere ilişkin bilgilere göz
atıldığında, her dinin kendine özgü yaptırımları kapsayan
kurallar dizisi olduğu, yani her birinin ayrı şeriatı (yolu)
bulunduğu görülür Tevhit dinleri, Hz Âdem’den Hz
Muhammed’e kadar gelinceye dek tevhit inancında
(Allah’ın birliği) bir değişiklik olmamasına karşın, kulların
uyması gereken kurallarda zaman ve mekâna göre düzeltme
olabilmiştir Şöyle ki, önceki kavimlerde yasak olan bir
nesne, İslâmiyet’te mubah duruma getirilmiştir; bunun tersi
de olmuştur Örnek vermek gerekirse; Yahudilikte

cumartesi günleri çalışmak, ateş yakıp yemek pişirmek, av
avlanmak; büyük ve küçükbaş hayvanların iç yağlarını
yemek yasak kılınmıştır İslâmiyet’te ise serbest
bırakılmıştır Hıristiyanlıkta içki içmek serbest, İslâmiyet’te
ise yasaklanmıştır Yani haram olarak belirlenmiştir Domuz
eti İslâm dininde haram, Hıristiyanlıkta serbest Bunun gibi
değişiklikleri çoğaltabiliriz Önemli olan, niçin ve nedenleri
anlamaya çalışmaktır
Tarihe geçmiş kavimlerden Yahudi dinine mensup
deniz kıyı şeridinde yerleşik ”Eyke” şehir halkının başına
gelen olaylar, niçin ve nedenleri anlamamıza ışık tutacaktır
Allah Teâlâ Yahudilere, haftanın altı gününü iş günü
olarak belirlemiş, yedinci cumartesi gününü de, sadece din
işleri ile uğraşmaları ve dünya malına karşı besledikleri hırsı
kırmaları için mukaddes gün kılmıştı Fakat onlar bu günü
de ticaret günü yapmışlar ve böylece haddi aşarak Allah’ın
emrine karşı gelmişlerdi
Yahudiler, cumartesi günü yasağına saygı
gösterdikleri zaman, balıklar can korkusuna düşmeden su
yüzüne çıkar, akın akın yanlarına gelirdi Fakat diğer iş
günlerinde ise sahile tek bir balık bile gelmezdi Nefislerinin
verdiği – daha çok ticaret yapabilme – hırsı ile hareket eden
Yahudiler, cumartesi gününde de balık avlamaya kalkıştılar
Böylece mukaddes günün hürmetini ihlâl edip haddi aştılar

ve Allah’ın emirlerine karşı geldiler Bu işledikleri günahtan
dolayı da Allah’ın gazabına uğradılar Konuya ilişkin
Kuran’ın bildirdikleri de şöyledir:
“Onlara, deniz kıyısında bulunan şehir (Eyle)
halkının durumunu sor Hani onlar cumartesi gününe
saygısızlık gösterip haddi aşıyorlardı Çünkü cumartesi
tatili yaptıkları gün, balıklar meydana çıkarak akın akın
onlara gelirdi, cumartesi tatili yapmadıkları gün de
gelmezlerdi İşte böylece biz, yoldan çıkmalarından dolayı
imtihan ediyorduk” (Araf Sur/163)
“İçinizden cumartesi günü azgınlık edip de, bu
yüzden kendilerine: “aşağılık maymunlar olun!”
dediklerimizi elbette bilmelisiniz (Bakara Sur/65)
“Biz bu olayı, bizzat görenlere ve sonradan
gelenlere bir ibret dersi, muttakiler için de bir öğüt vesilesi
kıldık” (Bakara Sur/66)
O dönemlerde İsrail oğulları, yukarıdaki olayda
anlatıldığı gibi genelde dinin kesin hükmüne karşın haddi
aşıp Allah’ın emirlerine karşı gelmişlerdir Bu davranışları
Allah’ın gazabını üzerlerine çekmiş ve aşağılanmışlardır
(7) Önce Keldaniler (Buhtunnasır zamanında), sonra
Romalılar tarafından ülkeleri işgal edilip kimisi kılıçtan
geçirilmiş, kimisi de esir alınıp başka mekânlara
götürülmüştür Bu korkunç olaylar sonrasında ellerindeki

Tevrat kitapları da yakılarak yok edilmiştir
Bugünkü ortamda cumartesi günü çalışma yasağını
ele alıp kendi ölçülerimize göre değerlendirelim Cumartesi
günü çalışmanın ne gibi sakıncası olabilir Diğer günler gibi
cumartesi de Allah’ın belirlediği bir gün Eğer istirahat
edilsin denirse, isteyen istirahat eder, isteyen çalışır Sonra
cumartesi günü çalışması insana zarar getirecekse
İslâmiyet’te de yasak olması gerekirdi Çünkü İslâm kural
ve yasaklar – faydalı, zararlı – değerlendirmesinde
odaklaşır Genelde yasaklar, insana zararlı olduğu için
konulmuş kurallardır Peki, hal böyle iken Yahudilikte
cumartesi günü çalışma yasağına ne denilebilir? Bunun
cevabını meâli yukarıda yazılı (Araf Sur/163) âyette Allah
bildirmektedir Allah kullarını, zaman ve mekâna göre
belirlediği yasaklarla imtihan etmektedir Böylece kişi,
dünyanın geçici güzellik ve geçimliklerine aldanmadan,
Allah’ın belirlediği kurallar çerçevesinde nefsini eğitip
olgunlaşmasını tamamladıktan sonra Cennete gidebilme
hakkını kazanmış olacaktır
Yine bu olay bizlere, hayatımıza yön verirken
Allah’ın emir ve yasaklarına kesin kes uyulmasının
gerekliliğini, uyulmadığı takdirde başımıza çeşitli
kötülüklerin geleceği veya kazanılan günahların ahirette
hesabı sorulacağı mesajını bildiriyor Ne diyor Rabbimiz:

“Biz bu olayı, gören ve sonradan gelenlere ibret dersi,
muttakiler (Allah’ın emrine uyan müminler) için de bir
öğüt vesilesi kıldık” (Bakara
Sur/66)
Yüce Rabbim ikaz
ediyor; “Ey kullarım dikkat edin emrime uymayanların
halini görün, başlarına gelen kötülük sizin başınıza da
gelebilir; bundan ders alın; Allah’ın sünnetinde değişiklik
olmaz! Dünyada da, ahirette de mutlu olup kurtuluşa
kavuşabilmeniz için mutlaka emir ve yasaklarıma uyun!
diyor
Günah, Allah ve Resulü’nün emirlerine aykırı söz ve
davranışlar olduğuna göre, hayat boyu yaşamımızda
onlardan kaçınabilmek için nelerin günah sayıldığının
bilinmesi gerekir Ayrıca, günahların hepsi de eşit değildir
Kimisi büyük bir cezayı gerektirirken, bazıları da
kınanmakla geçiştirilir Örneğin bekâr kız ve erkeğin nikâh
dışı cinsel ilişkileri zina sayılıp İslâm kurallarına göre sopa
vurulması zorunlu olduğu halde (Nur Sur/2), birbirlerine
elle sarkıntılık yapmaları fiziki cezayı gerektirmez İşte iki
davranış da günah sayılmakta Fakat birincisi ceza
yaptırımı olduğu için buna büyük, diğerine küçük günah
denilmektedir Kendisini Allah yolcusu kabul eden inançlı
her Müslüman küçük olsun, büyük olsun günahın her
türlüsünden mümkün oldukça kaçınmalıdır Özellikle büyük
günah sayılan söz ve davranışlardan kesinlikle uzak

durmalıdır Niçin mi? Kendi geleceği için; ebedi hayatını
karartmaması için; Cehennem ateşinde yanmaması için
Bütün bunlar yeterli neden sayılmaz mı? Bu nedenle büyük
ve küçük günahların neler olduğunu bilmemiz önem arz
eder

Süleyman GÜNVER


Alıntı Yaparak Cevapla