08-02-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
O'nun Ve Ashabının Nazarında İtaat
Abdurrahman İbnu Abdi'l-ka'be anlatıyor: "Mescide girmiştim Abdullah İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma'yı gördüm: Ka'be'nin gölgesinde oturuyordu Ka'be'nin gölgesinde birçok kimse ona müteveccih olarak oturmuştu Ben de ona doğru oturdum Şunu anlattı: "Bir seferde Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'la beraberdik Bir yerde konakladık Kimimiz çadırını tamir ediyor, kimimiz yerini düzlüyor, kimimiz hayvanlarını güdüyordu Derken Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın münadisi seslendi: "es-Salâtu câmi'a: "Haydin namaza!" Resûlullah'a gittik, yanında toplandık "Benden önce her peygamber, ümmeti için hayır bildiği şeyi onlara öğretmekle mükellef idi Onlar için şer bildiği şeyden de onları inzar etmesi (korkutması) gerekli idi Bilesiniz, şu ümmetinizin afiyeti önce gelenler hakkında kesin kılınmıştır Sonrakiler belaya ve kötü addedeceğiniz birkısım hallere maruz kalacaklardır Birbirini takip eden fitneler gelecek Mü'min: "Bu fitne helâkimdir" diyecek Sonra bu kalkacak, başka bir fitne gelecek "Helakim işte bundan, işte bundan" diyecek Öyleyse, kim ateşten uzak kalmayı ve cennete girmeyi dilerse, Allah'a ve ahiret gününe inanır olduğu halde ölümü karşılasın İnsanlara, onların kendisine nasıl muamele etmelerini dilerse öyle muamelede bulunsun Kim bir imama biat edip, samimiyetle sadakat sözü vermiş ise, elinden geldikçe ona itaat etsin Bir başkası gelip, önceki ile münâzaaya girişecek olursan sonradan çıkanın boynunu uçurun "
Hz Aişe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın şöyle söydediğini işittim: "Kim Allah'a itaat etmeye nezrederse hemen itaat etsin Kim de Allah'a isyan etmeye nezrederse, sakın isyan etmesin "
Hz Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kim bana itaat ederse, muhakkak ki Allah'a itaat etmiştir Kim de bana isyan ederse muhakkak ki Allah'a isyan etmiştir "
Hz Ömer radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Bir gün Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın mescidine gitmiştir Orada Hz Muaz İbnu Cebel radıyallahu anh'ı Aleyhissalâtu vesselam'ın kabrinin dibinde oturmuş ağlar bulmuş ve: "Niçin ağlıyorsun?" diye sormuştur Hz Mu'âz: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'dan işitmiş olduğum bir hadis sebebiyle" demiş ve Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ın hadisini okumuştur: "Şurası muhakkak ki riyanın azı dahi şirktir Kim Allah'ın velisine düşmanlık yaparsa şüphesiz Allah ile savaşmaya çıkmış olur Allah itaatkâr, takva sahibi ve halktan uzak duran öyle (kendi halinde) kullarını gerçekten sever ki, onlar görünmedikleri zaman aranmazlar (ehemmiyet verilmedikleri için, yoklukları kimsenin dikkatini çekmez), hazır bulundukları zaman (da meclislere, ciddi meşguliyetlere) çağırılmazlar, tanınmazlar Kalpleri pırıl pırıl hidayet kandilleridir (Onları hiçbir şey şekke şüpheye atamaz ) Her müşkil meselenin, ağır belanın altından kalkarlar "
İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Gazvelerinin birinde Resulullah aleyhissalatu vesselâm'la beraberdik Derken bir kavme uğradı "Siz kimsiniz?" diye sordu "Bizler müslümanlarız!" dediler Bir kadın tandırına yakacak atmakla meşguldü ve yanında bir oğlu vardı Tandırın alevi yükselince kadın çouğu uzaklaştırdı Sonra kadın, Resülullah aleyhissalâtu vesselam'ın yanına geldi ve: "Sen Allah Resulüsün öyle mi ?"dedi Aleyhissalâtu vesselam: "Evet!" deyince, "Annem ve babam sana feda olsun! Allah Erhamü'r-Rahimin (yani merhametli olanların en merhametlisi) değil mi?" dedi Kadın, "Evet!" cevabını alınca bu sefer: "Allah'ın kullarına olan rahmeti, annenin yavrusuna olan merhametinden daha fazla değil mi?" diye sordu Aleyhissalâtu vesselâm yine: "Elbette!" buyurdu Kadın: "Anne çocuğunu asla ateşe atmaz! (daha merhametli olan Allah kullarını nasıl cehenneme atar?)" dedi Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselâm ağlayarak başını eğdi Sonra başını kadına doğru kaldırarak: "Şüphesiz Allah, hak yoldan sapıp O'na itaat etmeye tenezzül etrneyen ve tevhid kelimesini söylemekten imtina eden azgın kulundan başka kullarına azab vermeyecektir" buyurdu "
|
|
|