08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İşkenceler, Davet Yolunda Allah'ın Bir İmtihanıdır
İşkenceler, Davet Yolunda Allah'ın Bir İmtihanıdır
Mü'minler ve davetçiler, davetlerde Allah'ın bir sünneti olarak, hikmetli yasamada (teşride) haram kılınan hususların korunması gerektiğini, İslâm hukukunda her zaman görebilirler İslâm, müslümanın kanını; kısas (suçlunun yaptığı cinayetin benzeri cezayı görmesi) cezası ile, ırz ve namusunu; kazf (iffetli bir kadını zina ile itham edip isbatlamayan kişiye tatbik edilen ceza: seksen değnek) ve zina haddi ile, malını ve mülkünü; hırsızlık cezası ile korur ve gözetir Bunun benzeri misalleri çoğaltabiliriz
Müslüman bir kimsenin kafirliğine hükmetmek ise bütün bu korunması gereken hürmetleri heder etmek ve zayi etmek anlamındadır Bu takdirde müslümanı tekfir etmek, onu öldürmekten daha beter ve daha şiddetlidir Bu nedenle tekfirin cezası, amel yönünden gerçekleşir Çünkü bir kimse haksızlıkla müslüman birini tekfir etse küfür günahı tekrar kendisine döner
Buhari, Ebu Zerr (r a )'in Resulullah (a s )'tan şöyle işittiğini rivayet eder:
"Bir adam, diğerini küfürle veya fıskla itham ederse, itham ettiği şey de sahibinde yoksa, itham edilen husus mutlaka tekrar kendisine döner "
Yine Buhari, Ebu Zerr (r a )'den Resulullah (a s )'ın şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Kim bir adamı küfürle çağırırsa, ya da "Ey Allah'ın düşmanı" derse, o kimsede de böyle bir durum yoksa bu hüküm kendisine yönelir "
İbn-i Ömer (r a )'den de Resululluh (a s )'ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Kişi" kardeşine 'Ey kafir' dediği zaman, küfür lafzı ikisinden birine döner Eğer o kimse kafir ise ona gider Kâfir değilse, tekrar söyleyen kimseye bu söz döner "
Görülüyor ki, bir müslümanın küfrüne hükmetmeye cesaret göstermek, kendi nefsini helak etmeyi göze almaktır ki, bunun arkasında umulacak ne bir sevap, ne de kendisini buna sürükleyen şer'i bir teklif vardır
Mustafa Meşhur
|
|
|