Prof. Dr. Sinsi
|
Allah'a İtaatte İhlas Ve Gösteriş
Soru: Yaptıkları hatalardan ötürü peygamberlere günah nispet ederek onların gıybetini yapmak nasıl caiz olur?
Cevap: Bunun, onları ayıplamak ve küçük düşürmek için yapılması haramdır, hatta küfürdür Allah (cc) onların hatalarını onları ayıplamak, küçümsemek için zikretmedi Bilakis rahmetinin bolluğunu, nimetinin çokluğunu, kendisine itaat edilmeyip günah işlendikten sonra tevbe etmeye mükafat verdiğini vurgulamak için zikretti Büyüklere müsamaha gösterilmesi, küçüklere evleviyetle müsamaha gösterileceğini gösterir Çünkü önder olan kimselerden sadır olan küçük günahlar da büyüktür Bundan dolayı Allah (cc) şöyle buyurmuştur: "Ey peygamber hanımları, sizden kim açık bir hayasızlık yaparsa, onun azabı iki katma çıkarılır "
Şayet kişi peygamberlerin hatalarını, Allah'ın onları zikretme gayesiyle zikrederse bir sakınca yoktur Bilakis bu menduptur Hatta şayet Allah'ın rahmetinden umudunu kesmiş günahkar kimseler için bir maslahat söz konusuysa kişi bu hataları söylemeye teşvik edilir
Soru: Bir kimse ömrünün yarısına kadar velayet hakkına sahip olup, diğer yarısında günahkar olursa, işlediği günahlarla birlikte velayetinin hükmü ne olur?
Cevap: Günahlarının mefsedeti, velayetinin maslahatından daha fazla olursa, günahlarıyla sevaplan takas edilir ve arta kalan günahlarından ötürü hesaba çekilir Velayetinin maslahatı, günahlarının mefsedetinden fazla ise yine günahlarıyla sevapları takas edilir ve arta kalan sevaplarıyla mükafatlandırılır Günah ve sevapları denk olur, hiç biri ne fazla ne eksik gelmezse, Allah (cc) kul hakkı olmayan bazı günahlarını affeder ve böylece arta kalan iyiliklerinden ötürü mükafata nail olur
[Dinde ve Allah'a İtaatte İnsanlara Yardımcı Olmanın Şirk Olmaması]
İmamın, cemaate geç kalan kimsenin rükua yetişmesi için namazda beklemesi ibadette şirk koşma anlamına gelir mi sorusuna şöyle cevap veririz: Bazı alimler bunun şirk olduğunu düşünmüşlerdir, ancak durum böyle değildir Bilakis burada imam Allah'a yaklaştıran iki ameli aynı anda yapmıştır Çünkü imam o şahsın rükua yetişmesine yardımcı olmuştur ki bu da namaz gibi Allah'a yaklaştıran bir ameldir
Allah'a itaate ve yaklaşmaya yardımcı olmak, Allah katında en faziletli vesilelerdendir Yapılan yardımın derecesi yapılmasına yardımcı olunan ibadetin derecesine göredir Allah'ın zatını ve sıfatlarını bilme hususunda bir kimseye yardımcı olma yardımların en üstünüdür Aynı şekilde Allah'ın dinini öğrenmeye, bir meseleyle ilgili fetva öğrenmeye, dini öğretmeye, anlatmaya yardım etmek de yardımların en üstünlerindendir Farz olan amellerin Öğrenilmesine yardımcı olmak, nafile olan amellerin öğrenilmesine yardımcı olmaktan daha üstündür Namaz bedenî ibadetlerin en üstünlerinden olduğuna göre namaz kılınmasına yardımcı olmak da yardımların en üstünle-rindendir Bir kimse namaz kılacak kimseye suyla abdest alması, avret mahallini örtmesi, kıbleye yönelmesi vb hususlarda yardımcı olursa tüm bunlardan ötürü sevaba nail olur
Bunları ibadette kul ile Allah arasında şirk olarak nitelemeye kimsenin hakkı yoktur Çünkü şayet Allah'a itaat ve iyiliklerde yardımlaşma riya ve şirk olsaydı, dinin tebliği, ilim öğretme, iyilikleri emredip kötülüklerden sakındırma vs hepsinin şirk ve riya olması gerekirdi Halbuki bunu kimse söylemez Çünkü riya ve şirk, kişinin kendi hakir nefsinin arzularına meylederek Allah'a yaklaşmayı düşünmeksizin bazı amelleri yapma gayesinde olmasıdır Halbuki yukarıda sayılanlar, Allah'a yaklaşmaya yardım ve kulları doğruya yöneltmekten ibarettir Bunlar şirk olsa, ezan ve Kur'an öğretiminin de şirk olması gerekir
Sahih bir hadiste şöyle Duyurulmuştur: Birisi tek başına namaz kılıyordu Hz Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kim bu adama ecir kazandırmak ister?" Bir başka rivayete göre "kim bu adama sadaka verir?", buyurdu Bir adam kalktı ve ona kendisine cemaat olarak uyulması faziletini kazandırmak için arkasında namaza durdu Hz Peygamber bu davranışı riya veya şirk olarak nitelendirmedi Çünkü bu, Allah'a yaklaşmaya vesile olan cemaatle namaz ecrini almaya vesiledir
imam rükûdayken bir kimsenin cemaate dahil olduğunu hissetmesi halinde o kimsenin rükuya kavuşma faziletine nail olabilmesi için bir müddet beklemesi müstehaptır Bunun riya ya da şirk olması söz konusu değildir Çünkü Hz Peygamber bunun bir benzerini sevap kazandırma, sadaka verme olarak nitelemiş ve bunu tüm namazlar için emretmiştir Onun bu emrine rağmen nasıl olur da riya ve şirk olur? Bu konuda dinin hükmü açıktır, bunun kerih görülmesinin hiçbir anlamı yoktur Böyle bir durumda namazın geçersiz olduğunu söyleyen, hakikatten son derece uzaklaşmıştır Acaba böyle diyen kişi, korku namazmdaki meşru bekleme için ne der? Bu şirk veya riya mıdır, yoksa Allah için yapılan salih bir amel midir?
Burada şöyle bir soru sorulabilir: imamın rükuda beklemesi, bu şekilde namaza yetişen kimsenin fatiha okumasına ve kıyamda durmasına engel olmuştur Fatiha okuma ve kıyamda durma şeklindeki iki ameli ortadan kaldıran bu durum nasıl olur da Allah'a itaate yardım etmek olur?
Buna iki şekilde cevap veririz: birincisi, ibadetin bir kısmını yapmama geri kalan kısımdaki ihlası ortadan kaldırmaz Bu kimseler Allah'a itaat etmiş olur ve namazın bir kısmını eda etmemiş olsa da geri kalanı ihlas ile eda eder İkincisi, kişi rükua yetişince rüku, iki secde ve bu secdelerin arasında oturma farz olur Farz kıldığı şeylerden daha fazla Allah'a yaklaştıran bir şey yoktur Şayet son rekatta rükua erişemezse ondan sonra o rekata ait olarak diğer rekata kalkıncaya kadar ya da başını ikinci secdeden kaldırmcaya kadar yaptıkları nafile olur, ki bunun fazileti farz olanın faziletinden daha azdır
Ancak burada müşkil bir durum söz konusudur; rükua yetişemeyen kişi nafile olarak iki secde yapar ve aralarında oturur Bundan sonra kıyam, kıraat, rüku, secde ve oturmayla tam bir rekatı farz olarak kılar Son rükua yetişemeyen daha fazla ibadet etmiş olur, ama son rekata yetişen kimse kadar sevap alamaz Çünkü son rekata yetişemeyen, ifa ettiği rükünlerin hiçbirinden- ötürü imama uymuş kimsenin alacağı sevabı alamaz Böylece o son rekatı da imama uymaksızın tek başına tam olarak kılar Ama cemaate uymak kıyamda durup fatihayı okumaktan daha mühimdir Bunun delili rükuda imama uyulunca o rekatın cemaatle kılınmış kabul edilmesidir Son rekatta imama uymak, kıyamda durup fatiha okumaktan daha üstün olmasaydı hüküm böyle olmazdı
İzzeddin İbn Abdüsselam
Çeviren: Süleyman Kaya/ Soner Duman
|