Prof. Dr. Sinsi
|
Takvanın Boyutları
2- Kişiyi Takvaya Ulaştıran Sebepler: Bilgi ve Amel
Takva, bilgi ve salih amel ekseninde döner Allah (cc) ilâhî hükümleri açıklarken; "  Size verdiğimize sımsıkı yapışın ve onda olanı (hükümleri sürekli) hatırlayın; umulur ki ittika edersiniz " buyurmaktadır
Yani size indirilen kitaptaki olan hükümlere, onları uygulamak üzere sarılın Onlara ciddiyetle, samimiyetle, bütün zorluklara katlanarak, azimle tutunun Kitapla indirilen hükümleri unutmayın, hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın Âyette öncelikle insanın Allah'ı sürekli hatırlamasını sağlayacak salih amel emrediliyor Bu da kişinin benliğine Allah'tan korkup sakınma şuurunu, Allah'ı düşünme ve O'ndan haşyet duyma bilincini yerleştirir
Burada takvanın ancak Allah'ın hükümlerine sıkı sıkı tutunmakla ve onların bilinmesiyle gerçekleşeceğine işaret ediliyor Öyleyse takva, ilâhî emirleri titizlikle yerine getirmekle elde edilir
İnsan bilgili ve bilinçli olursa salih amele ulaşır, amelinin ihlâs derecesini anlar Burada takvanın salih amele tâbi olduğu anlaşılmaktadır Amel de, niçin yapıldığına dair yeterli bilgi olmadan meydana gelmez
Kendilerine kitaptan bir pay verilenlerden bazıları o kitabın içindeki hükümlere uymazlar Hatta cahilliğe düşerek putlara ve tağutlara tapar hâle gelirler Şüphesiz böyle yapanlar Allah'ın lanetine uğrarlar Buna karşın Allah'ın kitabında kendileri için ne indirildiğini idrak edip onun tavsiyelerine sımsıkı sarılanlar ve Allah'a hakkıyla ibadet edenler Kur'an tarafından övülmektedir Onların işledikleri salih amellerin karşılığı mutlaka verilecektir
Gereği üzere takvalı olabilmek için öncelikli olarak tevhid akidesine tam teslim olmak ve Allah'ın ipine istenildiği gibi sarılmak gerekir Takva, iman ve salih amel yoluyla elde edilir İman, bir anlamda müslümanın neye nasıl inanacağını bilmesi, inandığı şeyden emin olmasıdır Salih amel ise imanın hareketlerle doğrulanması, imanın pratize edilmesidir Yaşanan, uygulanan, ahlâk ve karakter biçimine getirilen iman, insana takva bilincini kazandırır Bu aynı zamanda kişiyi imanda sabit tutan ve ona salih amel işleten şuurdur
Ameller takva merdiveninin basamaklarıdır Dinin emrettiği salih ameller işlenmeden takva bilincine ulaşmak mümkün değildir Azap korkusu, ahiret düşüncesi takvayı artırır, kuvvetlendirir
Allah (cc) bütün insanların yalnızca kendisine kulluk yapmaları gerektiğini şöyle açıklıyor:
"Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet edin Umulur ki takvalı olursunuz "
Allah'a hakkıyla ibadetin birinci şartı O'nu tanıma, O'nu Rab olarak algılama ve O'na karşı kulluk görevlerini idrak etmektir Allah'a ibadet marifetsiz (O'nu tanımadan) ve emirsiz (O'nun emir ve yasaklarını yerine getirmeden) olmaz Kimileri Allah'a ibadet ettiklerini zannederler Ancak amel yönünden onlar marifete ulaşmazlar ve emredilen kulluğun dışında hareket ederler Bundan dolayı onların ibadet sandıkları şey onlara bir sonuç kazandırmaz İbadet emrinin gerçekleşebilmesi için kişinin mabudu (ibadet ettiği ilâhı) tanıması ve ona nasıl kulluk yapacağını bilmesi gerekir Ondan sonra da ibadet etmelidir Bunu da ancak muttakiler yapabilir
Allah'ı tanıma (marifet), O'nun zâtını, sıfatlarını, güzel isimlerini, aklın anladığı ve naklin ortaya koyduğu gibi bilmesi mümkün olabilir O'nun vahdaniyyetini, yani zât, sıfat ve fiillerindeki birliğini tanımayan marifete ulaşamaz O'nun zâtına benzer başka kimse, O'nun sıfatlarına benzer sıfat yoktur Şu varlığın başlangıcında ve sonunda O'ndan başka fail de yoktur
O'nun eşinin ve benzerinin olmadığını, yaratıklara ihtiyacının bulunmadığını, mahlûkatın kendisine muhtaç olduğunu bilmeyen de marifete ulaşamaz
O'nun başlangıcının ve sonunun olmadığını bilmeyen, O'nu yaratılmışlara benzeten, O'nun her şeyi olduğu gibi bildiğini bilmeyen, O'nun dilediği şeyi yaratabileceğini, her şeye gücünün yettiğini anlamayan da marifet sahibi olamaz
Allah'a ibadetin ikinci şartı, bizim için meşru kıldığı (şeriat yaptığı) şeylerle, sadık ve emin Rasûlü (s a v)'nün haber verdiği gibi O'na kulluk yapmaktır İşlediğimiz her amelle emri gerçekleştiririz, ya da yasaklanan şeylerden kaçınırız, veya salih niyetle mubah olan işleri yaparız; o da bizim için ibadet olur
İbadet işinde gerekli olan şey, öncelikle fıkıhtır (ne yaptığını bilmedir) Çünkü fıkıhsız bir kimse haram bir işi yapar da sonra zanneder ki sevap bir iş yapıyor Nafile sebebiyle farzı terk eder, sonra da kendi kendine Allah'ın en faziletli kulu olduğunu zanneder
Dinde anlayış sahibi olan, dinin maksatlarını idrak eden, her işi yerine koyar O, dince zararlı olan şeyleri önlemenin, faydalı şeyleri elde etmekten daha öncelikli olduğunu bilir Peygamber (s a v) şöyle buyuruyor: "Gücünüz nisbetinde, sizi nehyettiğim her şeyden kaçının, size emrettiğim şeyi yerine getirin " Böyle bir kimse açık haramları terk eder, şüpheli şeyler konusunda Allah'ın hükmünü bilir ve o hükümlere aykırı davranmaktan korkarak sakınır
|