08-02-2012
|
#11
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Takva Bilincinin Müşahhas Örnekleri
11- Takvaya Yakışan Davranış: Adalet
Kur'an, Mekke'nin Fethi'nden sonra eski düşmanlarına karşı Müslümanları uyarıyor:
"Ey iman edenler, adaletli şahitler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutanlar olun Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın Âdil olun, o, takvaya daha yakındır Allah'tan ittika edin (korkup sakının) Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır "
Kur'an daha önce de Müslümanlara, onları Mescid-i Haram'dan alıkoyanlara öfkeleri sebebiyle saldırmayı yasaklamıştı Bu âyette ise daha yüce bir anlayışı görüyoruz Bu, nefse ağır gelse de başkalarına tecavüz etmeme emrinden daha ileri bir aşamayı, kin ve nefret duyulsa bile adaletli olmayı emrediyor Bu önemli bir tavırdır, üstün bir prensiptir 'Başkalarına tecavüz etmeyin' emri kolaydır Çünkü bu, tecavüzden el çekmekle son bulan olumsuz bir fiildir Ancak ikinci emir çok daha zordur Çünkü o, kin ve nefret duyulanlara karşı bile adaleti ve doğruluğu öngörerek nefse ağır gelen işler yaptıran olumlu bir faaliyettir
"Allah'tan ittika edin Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır "
İnsan ruhu, bu emre yapışıp Allah (cc) ile ilgi kurmadan, başka bütün amaçları bırakıp sadece O'nun rızası için çaba gösterme bilincine kavuşmadan, Allah korkusunu hissetmeden veya O'nun her şeyi bildiğine inanmadan böylesine yüce bir seviyeye ulaşamaz
Kur'an, ister Müslüman olsun, ister olmasın, ister yakın olsun, ister yabancı olsun, herkese adaletle davranılmasını kendisine inananlara emrediyor Hatta bir toplumdan nefret edilse, arada bir düşmanlık ve husumet bulunsa bile adaletten ayrılmayı yasaklıyor Bunu da takva bilincine bağlıyor Böyle bir ahlâk, ancak Allah'ın rızası gözetilerek kazanılabilir Kur'an, karşılıklı ilişkilerin sadece Allah rızası temeline dayandırılmasını istiyor
Allah'ın koyduğu ölçülere uyarak adaletle hareket eden, O'na itaat etmiş olur Allah'a itaat etmek de takvânın gereğidir Adaletin zıddı zulümdür Yani eşyayı ait olduğu yere koymamak, insanların haklarını elinden almak ve günah işleyerek nefse yazık etmektir Zulmedenler aynı zamanda Allah'a isyan içindedirler Allah'a isyan edenler, takva bilincinden yoksun kalanlardır Müslümanlar, İslâm'ın ölçülerine takva bilinciyle uyarak başkalarına ve kendi nefislerine zulmetmezler Onlar, zalimlerin ilâhî cezayı hak ettiklerini bilirler
Takva aynı zamanda toplumsal ve kişisel dengenin de sebebidir Muttaki, bu dengeyi kuran, ya da bu dengenin bozulmasından çekinen kimse demektir Adalet, bu dengeyi sağlamanın, eşyayı ve haklan yerine koymanın adıdır Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyarak davrananlar, insanlara ait haklara riayet ederler, eşyayı ait olmadığı yere koyarak, ya da yanlış yerde kullanarak zulme, israfa ve taşkınlığa sebep olmazlar Takvaya yakışan davranış, dengeli olmak her konuda, herkese ve her şeye karşı adaletli olmak ve haktan ayrılmamaktır
|
|
|