Prof. Dr. Sinsi
|
İlahi Armağan -62- Meclis
Ey evlat! Kalbin ne zaman temiz olur ve sırrın ne zaman safa âlemine geçer ki, hâlâ halkı Hakk'a ortak koşmaktasın Sen nasıl felah bulabilirsin ki, her gece sabah olunca, kimi şikâyet edecek, kime dert yanacak ve kimden dünyalık koparacaksan onları hesap edersin Ve kalbinde tevhidin zerresi bile olmadığını bilirsin Bu hâlinle kalp güzelliğini nasıl arzularsın? Tevhid nurdur; şirk karanlıktır Sen nasıl iflah olursun ki, kalbinde takvadan zerre dahi yok Ve sen, Hakk'ı halkla perdeledin Sebepleri gördün, onların sahibine kapalı kaldın Halka dayanmakta ve halka güvenmektesin Bu hâlinle mücerret bir davadan ibaretsin Üzerinden yararı alınan ot köküsün Şahit, ispat getirmeden yalnız kuru dava ile bir şey olacağını sanma Hakiki tevhid ve safa âlemine geçmek iki şekilde olur: Birincisi, mücahede, zor işlere katlanıp riyazet yolunu tutmak, nefse ağır gelen birçok güç ibadetlere katlanmaktır ki, bu, sâlih kullar arasında maruf ve meşhur bir yoldur
İkincisine gelince; o ilâhî bir vergi olarak gelir Bu, nadir olan bir vakıadır Hak Teâlâ istediği kulun kalbine sevgisini ve marifetini verir Ehlini alır, sanatını bıraktırır ve o kulunda, kuvvetini, kudretini gösterir Bir zamanlar yol kesip eşkıya olan Zât’ı, az zaman sonra bir mabede müdavim kılabilir Yakınlık kapısını o kula açar, bulunduğu yaramaz hâllerden onu beri eder Önce, dünyanın tümü eline girse doyması kabil olmayan bu zat Hakk'ın bir tecellisi sayesinde azla yetinmeye başlar
Hak, bu kuluna anlayış, hikmet, izzet ihsan eder Gördüğü her şeyden ibret, işittiği her şeyden öğüt alır Yaptığı işler, yalnız Hak yakınlığına ileten olur Bu hâli benliğinde bulduktan sonra hidayet yolunu gösterir, kullara yardım eder Bu sebeple bir an bile ondan ayrıldığı olmaz Hak, onu bütün kötülükten korur Nasıl ki, Hz Yusuf hakkında: “Biz ondan, böylece kötülükleri beri aldık; çünkü o, bizim hâlis kullarımızdandı ” (Yûsuf, 12/24) buyrulur
İşte bunun gibi o kuldan da bütün kötülükler alınır Ve bütün işlerinde başarı verilir
İlâhî sevgiye eren ve O'na arif olan kimseden herkes öğüt alır Her şeyden ve her ilim dalından o zat herkese bilgi dağıtır O zat, öğüdü ve verdiği bilgileri bazen sözle, bazen hareketleriyle yapar Bazen de manevi bir himmetle yapar Kullar onun verdiği öğüdün yönünü bazen tayin edebilir, bazen de tayin edemez
* * *
Ey evlat! İman yönünden zayıfladığını duyduğun an, nefsini sığaya çek Onun iyiliğini bulmaya bak İmanın tehlikede olduğu an, komşunu, akrabanı, beldeni ve iklimini bir yana at Çünkü onlar seni kurtaramaz İman kuvvetini bulunca da durma, ehline git Halka koş, onlara doğruyu ve gerçeği anlat Takva zırhına bürünmeden halka karışma Ayrıca iman kalkanı ile de kalbini koru Elinde daima tevhid kılıcı bulunsun Yayında, dua icabetine ait oklar hazır olmalı
Başarı kalesine gir Kement atmayı, kaçmayı, dövmeyi, vurmayı öğren Bundan sonra Allah düşmanlarına karşı çık Bunları öğrendikten sonradır ki, her yerden sana yardım eli uzanır Bu yardım sayesinde halkı şeytandan alır, Hak kapısına götürürsün Onlara cennet ehlinin yaptığı işleri tarif eder, cehennem ehline has işleri yapmaktan alıkoyarsın Bu işleri yapman için nereden engel çıksın, çünkü her şeyi öğrendin Cenneti tanıdın, cehennemi tanıdın, ayrıca onlara has işleri de anladın
Bu makama çıkanların kalbinden perdeler kalkar Altı yönden hangisine yönelse, bakışı etrafı deler ve ötelerde cereyan eden işleri görür Kalp başını kaldırdığı zaman, arş ve semalara bakar Aşağı eğilince de yerin dibini görür Ve oralarda yerleştirilmiş olan cin tayfalarını seyreder Bunların hepsi iman ve marifet yolu ile olur İman sahibi, marifet hâline tam erer, hükümlerle amel ederse, bu hâlleri bulur
Anlatılan makama erince, halkı Hak kapısına davet et Bu makamı bulmadan yapılan davete icabet olmaz Halkı davet ederken manevi bir vazifen yoksa sana vebal olur, büyük bir hata yapabilirsin Her yaptığın harekette batar ve her yükselme talebinde inersin
Senin yanında sâlih kullardan haber yok Sadece gürültüsün Dilin var, kalbin yok Dışın var, için yok Zahirde bir işler yaparsın, yalnız kaldığında hatalara dalarsın
Kılıcın kuru ottan, okun kibrit çöpünden ibaret Korkaksın, cesaretin yok En ufak bir fiske, seni yere serebilir Bir kurbağa, senin kıyametini kopartabilir
Allah'ım, dinimize, imanımıza ve vücudumuza kuvvet ver Yakınlığın hakkı için dileğimizi yerine getir
“Bize dünyada iyilik ver Âhirette iyilik ver ve bizi ateş azabından koru ”(el-Bakara, 2/201) Âmin!
|