Prof. Dr. Sinsi
|
İlahi Armağan -62- Meclis
Oğlum, sana Allah gerek O'nun Zât’ından gayri ile uğraşma Ev onun evi Rızkı çoktan halk etti; vaktini bile tayin etti Melekler senin rızkını getirmeye tevkil edilmişlerdir Hayır O'ndandır, şer de O'ndan
Kula afet okları atılmaya devam eder Kula gereken onlara karşı gözlerini kapamaktır Gözünü yumduğun an, yakınlık, şevk, hayır doktorları gelir; seni kucaklar ve himaye eder İşlerin ilki daima bir güçlükle başlar Her şeyin çevresi daima kavi şeylerle sarılı durur Cennetin etrafı da yırtılması hayli güç işlerle sarılıdır Cennetin etrafı böyle olduktan sonra, ondan kat kat üstün olan Hak yakınlığı nasıl olur? Düşün!
Mü'min dünya içinde şahın tahsildarıdır Sır ki sema, kalp ki zemin olur, sema tabakalarından kalbe yemekler gönderir, ikram eder Hak dilerse sırla kalbi birleştirir Kalple sır bir olduktan sonra, irfan sahibi, Allah'ın rahmetini yakınında bulur Âdeta elini atınca tutacak gibi olur Sanki o kul, kâinatta mevcut cümle eşya ile baş başa yaşar
Ey bu mecliste bulunanlar, yaptığınız hatalar için bize özrünüzü beyan ediniz Ben hâle bağlıyım, geçmişinizi anmam Ben bugünü düşünürüm, geleceğe önem vermem Ben dilsiz olurum, suçunuzu yüzünüze vurmam Sağır olurum, geçmişte yaptığınız hataları dinlemem Bunları yaptığım için ceddim benimle iftihar eder Âdem babamı gördüm; bana şöyle buyurdu: “Oğlum, neslini korudun ”
Hiçbir şeyden çekingen durmayınız Bir kötü işin geleceği mutlak ise, o gelir Kaçmakla ondan kurtulmak kabil olmaz
Ölüm geldiği gün, her sarıldığın şeyden seni ayırır Her yakınından uzağa atar Durum böyle olacağına göre onlar seni bırakmadan sen onları bırak, onlardan kesil Kabir, Hakk'a varan yolun kendisidir Orası, Hakk’ın tünelidir Varlığa oradan varılır O hâlde ölmeden evvel öl, o yolu tut Hem kendi varlığından yok ol, hem de ötekilerden O'nunla, Hak'la dirilirsin Meyyit gibi olursun Ezeli kısmet eli sana lokma sunar Benlik gayretin dışında olarak kısmetini alırsın Bu hâller tam olduktan sonra hayat gelir Allah'ın yakınlığı ile canlılık bulunur Uçan kuşlar bir yana atılır Artık onun için kıyamet kopsun veya kopmasın, bir önem taşımaz Ölüm olsun veya olmasın, mühim değildir O hâlini kemâle erdiren zat için, Hakk'a vuslat tadından başka bir şey yoktur Ama bilinmeli ki, ilâhî hükümleri kafiyen ihmal etmez Hak, onu haddi aşma suçundan mahfuz tutar
Sizi hikmetle yürüten, ilim yolu ile fesahat ve belagat veren zat, Sübhân'dır
İçinizden bazı kimseler, sâlih kisvesine girer ve sofi libasına bürünür Hâlbuki bize göre o, tam bir küfür içindedir
Bu âlem, bir başka âlemdir Öyle zaman olur ki, kul kazancını yiyip imanını kavi kılmaya devam eder; bir emir gelir, o kazanç ona haram olur: “Tekvin hazinesini aç, oradan ye ve iç İlmi de o hazineden al!” emri verilir
Nedir ki, bu dünya? Hakk’ın kuvveti ve kudreti önünde ne önem taşıyabilir? Bu yüzden; Peygamber (s a v) Efendimiz’in şu hadis-i şerifi gereğince dikkatli olmak ve Hakk'ı gözetmek gerekir: “Mümkün olduğu kadar dünya derdinden kendinizi beri alınız ”
O, böyle buyururken ne kadar derin manalar anlatmak istiyor
Ölümü çok düşün Ondan sonra zuhura gelecek sıratı ve ötesini an Âhireti de düşün Ondaki sıkıntıları ve iyilik yapıyorsan bulacağın kazancı hatırla
Kalbinizi temiz etmek ve Hak'la olmak suretiyle dünya kederlerini bir yana atınız, ondan uzaklaşınız Bunda başarı kazanabilmek için nefsinize karşı cihad açınız, şeytana karşı harp ilân ediniz Her yerde Hakk'ın varlığını arayınız ve her yanı bırakıp O'na mal olunuz
Hakk'ı tevhid etmek, cümle mahlûku yokluğa gömmektir Ve tabii isteklerle arzuların melek huyuna inkılâp etmesidir Daha sonra melekler âlemini bırakıp bizzat Hakk'a varmaktır İçireceğini, O sana içirir Ve O, zahirde yaptığın işler dışında birçok hâller tahsis eder
İslâm zahirdir, iman ona kuvvet aşılar İlâhî marifet ise bundan sonra gelir Daha sonra ilâhî varlığa varmak Varlığın O'na ait olursa her şeyin O'nun için olur
İman sahibi kazancını yer ve sebeplere de tevessül eder; ama herhalde o kesbin ve sebebin sahibinin Hak olduğunu bilir İman kuvvet bulunca hem çalışmayı, hem de sebepleri şöyle bir yana iter Bu tevekkülü de ondan bilir Bununla beraber iman ve İslâm hududunu aşmaz, şeklini değiştirmez Her bir vakıa sonu, bin yıl bir ırmak kıyısında otursa, yine kalbi Hakk'a bağlı kalır ve hâlini bozmaz
Öğüt al ki, Allah sana acısın O'na hangi yüzle varacaksın? Hâlbuki sen O'nunla çekişir, O'na kafa tutarsın Hakk'a karşı çıkma, O'na karşı cidal açma Üzeyir (a s) Nebi, Hak'la fikir çekişmesi yaptı Bu çekişmesi bir yaratma hâdisesi üzerinde olmuştu O çekişme üzerine Hak Teâlâ yaratacağını yarattı Ve Üzeyir (a s) Nebi’ye hatasını anlatmak için onu peygamberlik divanından sildi Yüz yıl o hâlde ölü kaldı Sonra diriltti ve aldığı manevi hâllerini, peygamberliğini geri verdi
Dilden istiğfar eyle Hatalarını kalben itiraf et Sırrını sükûna alıştır Zikri önce dille yap, sonra kalbe geçir Zikir kalbe işledikten sonra, aşk, şevk dilinden taşmaya başlar
Hak ehlinin birçoğu ile arkadaşlık ettim Hiçbirinin yüzüme güldüğünü görmedim Birçok iyi şeyler yerlerdi, ama bana bir lokma dahi vermediler Çok edepli insanlardı
Bırak senden başka herkes doysun, sen aç kal, ne çıkar? Başkası aziz olmuş bu âlemde güya, sen zillet içinde kalmışsın n'olur? Başkası bu dünyanın zengini iken, sen de fakiri olabilirsin; bunun ne önemi olabilir ki? İşte ben bu hâlleri öğretmeye çalışıyorum size Sizi bu yolda yetiştirmek ve böyle terbiye etmek arzusundayım
Bugün sizden kesildim; çünkü bana faydanız dokunmaz, aynı zamanda bir zarar da vermeniz imkân dışındadır Rızkımı artırmanıza ve onu eksiltmenize imkân yok Artık olan olmuştur, bundan sonra ona el sürmeniz mümkün değildir
Size bunları söylerim ve hükmümü veririm; ama aranızda yok gibiyim Kendimi bir sahrada ve ovada görüyorum Sizin her şeyinizden manen o kadar uzaktayım
Şehvet ve hırsla alınıp yenen şeyler kalbi karartır Sırrı bağlar Zekâyı öldürür Uykuyu çoğaltır Gafleti arttırır Kötü arzuları kamçılar Ümitleri uzatır
Ey şahsi arzuları içinde hapsolup kalan, kullara kul olan, sonunu bilmeyen, halkı tanımayan! Aziz ve Celil olan Hakkı bilmiyorsun; bunların cahilisin Aklını toparlayamıyorsun, ölümü düşün Ölümü düşünüp işleri ona göre ayarlamak her hayrın ve selâmetin anahtarıdır Ölümü düşünürsen fuzuli işleri bir yana atarsın
Hırsın zayıflar, boş ümitlerin azalırsa döner, hataları bırakırsın ve bütün işlerini Hakk'a ısmarlar, rahata erersin
|