08-02-2012
|
#33
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İlahi Armağan -62- Meclis
Geylâni Hazretleri bir yöne işaretle şöyle diyordu:
Keşke hiç yaratılmayaydın Ve mademki yaratıldın, hikmetini bileydin Kimin için yaratılmış olduğunu sezeydin Ey uykucu, uyan Seller çevreni sardı Önündeki kim, hele bir gör Yarın kıyamet kopacak, senden defterini isteyecekler, ona neler yazıldığını soracaklar: “Hocan kim, peygamberin kim?” diyecekler
O gün senin için nesebin önemi olmaz Bir gün Peygamber’e (s a v) sordular: “Senin akraban kim?” Şöyle buyurdu: “Kim ittikâ üzereyse odur ”
Sesini çıkarma, çünkü aklın ermiyor Evin deniz kenarında olduğu hâlde susuzluktan ölmek üzeresin İki adım at, Rahmân'a vasıl olursun İki adımda nefsini ve halkı O'na bağlayabilirsin Ey Hakk'ı dileyen, iki adım at, hem dünyayı, hem de öbür âlemi Hakk’ın Zât’ından ibaret görebilirsin
Kurtuluş arıyorsan sözlerimin çekici altında sabra alış Sözlerimin sertliğine dayan Deliliğim tutunca, seni görmez olurum Sırrım ve ihlâsım öç almaya kalkınca yüzüne bakmam
İyilik istiyorum Kötülüğün kalbinden gitmesini istiyorum Evinde çıkan yangını söndürmek azmindeyim Haremini esirgiyorum Gözlerini açmak ve önüne çıkacak o felâketi anlatmak istiyorum Ayıl artık; azap askerleri, sorgu-sual erleri çevreni sardı
Ey ahmak, sana yazık, yakında öleceksin Elinde her ne ki var, eriyip gidecek İşte şu adam, çocuğundan ayrılacak ve evini terk edecek Hanımını bırakacak ve toprağa batacak Kabre girecek Karşısına ya azap melekleri çıkacak yahut rahmet
Ey yolcu ve ey bu âlemden intikali mukadder olan zat, sizlerden iyiliğini esirgemeyen zat, Sübhân'dır
Ey manevi yoldan daima ilham alanlar, hâlbuki siz, o ilhamı görmemektesiniz
Ey kendi başına tedbirler eden, bana haftada, ayda, hatta senede bir defa bile uğramazsın; bir habbeciğini bile vermezsin O hâlde karşılıksız bir şeyler al Al bunları, saklarsan öbür âlemde bir milyon olur
Ağırlığımı duyar, sana vurmamdan korkarsın; korkma, korktuğun başına gelmez Her hâlimde Allah'ım bana yeter
Benden bir kelime kapmak için bin yıllık yolu kat etmeye azmet Şu hâlinle senin hayli yol yürümeye ihtiyacın var Sen zavallı bir cahilsin, ama bu hâlini gidermeye çalışmayan cinsinden Sana, dünyalık bir şeyler de versem, yine gönlün hoş olmaz
Dünya senin gibi nicelerini şişirdi, sonra da yedi Onları şehvetle, çok malla semirtti, sonra da yuttu Biz dünyanın bir hayrını görmüş olaydık, ondan ötelere geçmezdik Ayık olunuz, bütün işlerin sonu Allah'a varır İçinde bulunduğumuz hâlin hepsi, Allah Teâlâ'dandır
Geylâni Hazretleri kürsüsünden inince bazı talebeleri çevresini sardı ve vaazın çok sert olduğunu anlattılar Bilhassa işaretle öğüt verdiği zat için bunların ağır olduğunu belirttiler Bunun üzerine Geylâni Hazretleri şöyle dedi:
“Eğer vaazım ona tesir ettiyse, bir daha ayrılmaz ve derslerime devam eder ”
Ve o zat, bir daha meclisten ayrılmadı, devamlı olarak vaazları takip etti Daima Hazret’in yanına mütevazı bir şekilde oturdu Allah'ın rahmetini diler oldu
|
|
|