08-02-2012
|
#57
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İlahi Armağan -62- Meclis
Ey heves düşkünü, gafleti bırak!
Evlere kapılarından giriniz Maddî varlıklarını tâat ve ibadete harcayıp Hakk'ın varlığında yok olan zatların kapısından giriniz
Onlar Hakk'a varan yolcuların durak yeridir Onlar yakınlık evinde otururlar ve şahın misafiri olurlar Onlara, tabak tabak gıda verir, sonra bir başka âleme geçirir, rahata erdirir
Onlara çeşitli libaslar giydirir Ülkelerini gezdirir ve seyrettirir Yerlerini, semâlarını temaşa ettirir Sırlarını ve marifet hâllerinden hâsıl olan kazançlarını gösterir
Sen bir duvar arkasındasın ki, o duvarın eni bir fersah Elinde yalnız bir iğne var Onu delmek senin için nasıl mümkün olur?
Fakat Allah yolcuları senin gibi değil Onlar o duvara yakın olunca, önlerinde en az bin parça kapı açılır İstedikleri yerden girerler
Nimeti al, fakat verene kaç O nimet seni bağlamasın, O'na gidince nimeti neylersin? Zaten nimetin ve nimete bağlanmanın orada lafı olmaz Nimeti eline aldığın zaman bak, o nedir? Nimet mi, yoksa felâket mi? Yoksa bir rahmet mi? Onun dışında aldanma Onu görüp vereni unutma Sağa sola bakıp durma Gözlerini nimet sahibinden ayırma Dünya eli ile geleni hemen yeme, zehirli olabilir
Sana dünyadan bir taam gelse, senin için iki vezir olan Kitap ve Sünnet’e danış Hâlini onlara arz et Onların fikrini al Onlar iyiliğine fetva verirse hemen sarılma Yine bekle Hırsa kapılıp senin olmasını hemen arzu etme Özüne sor Müftüler fetva verse dahi, iç âlemine danışmadan bir iş yapma
Nefsinle cihad eder, onun kötü arzularına baş kaldırırsan kalple beraber iyiliğine yönelir İkisi tek şey olur O zaman sana: “Ey mutmainne nefis!” hitabı gelir O mutmainne nefis, haberini kalpten alır Kalp sırra bağlanır, o da Hakk'a Aralarında daimî bir haberleşme olur
Şüpheli işlere yakın olma Bu hâlin hakkını öde, sonra al, ye Takvayı ve onunla hakikatini bul, sonra ye, iç, aldırma
Allah'ım, biz Zât’ını arzulayan hacılarız Senin gönüllü yolcuların, arayanların ve sevenleriniz Sana karşı irfan tahsil eden talebeleriz Bizden ehlimizi, evladımızı ve mülkümüzü al, ama manamızı alıp rezil etme
Allah'ın Zât’ından gayri şeylerle iştigal, oyuncaktır Nefse uymak isyan, halkla düşüp kalkmak ise Hakk'ın kapısından ırak olmaktır
Öyle velî kullar vardır ki, melekler onlara secde eder Ve o melekler ellerini o evliya zümresinin sırtına kor, kuvvet verirler
Evliya zümresinin hepsi melekleri göremez Onların içinden ancak birkaçı görebilir
|
|
|