Prof. Dr. Sinsi
|
Muttakîlerin Özellikler
MUTTAKÎLERİN ÖZELLİKLERİ
A-Takva Sahipleri ve Kur'an:
1- Muttaki Kimdir?
İttika edenlere, takva sahibi olanlara 'muttaki' denir
Muttakiler, facirler gibi kulluk örtüsünü yırtıp atan, Allah'tan çekinmeyen insanlar değildirler
Onlar, Allah'ın koyduğu sınırları aşmaktan kaçman, nefislerine zarar verecek bütün isyanlardan ve günahlardan Allah'ın korumasına sığınan kimselerdir
Muttakiler, öncelikli olarak 'takva kelimesine' yani Tevhid'e bağlanırlar Nefislerinin gösterdiği 'fücur/günaha dalma' yoluna uymazlar Kendilerini hataya ve isyana götürecek bütün tehlikelere, saptırmalara, şeytanın aldatmalarına karşı Allah'tan ittika ederler
Allah'ın korumasını isterler Sonra onlar, günaha düşme korkusu taşıyarak haram olan şeyleri yapmazlar; hatta haramların ve şüpheli şeylerin kenarında bile dolaşmazlar Kalplerini, kendilerini hataya götürebilecek sevgi ve meşguliyetlerden temizlerler
Kur'an muttakiyi şöyle tanımlıyor:
"Allah'a karşı yalan söyleyenden ve kendisine gelen doğruyu (Kur'an'ı) yalanlayandan daha zalim kimdir? Kâfirler için cehennemde konaklama yeri mi yok?
Doğruyu getiren ve doğrulayanlara (sadıklara) gelince,işte onlar muttaki olanlardır
Rableri katında dileyecekleri her şey onlarındır İşte bu, ihsanda bulunanların (iyilik yapanların) ödülüdür
Çünkü Allah, onların (dünyada) yaptıklarının en kötüsünü temizleyip giderecek ve yapmakta olduklarının en güzeliyle ecirlerini verecektir "
Muttakiler, insan için hatalara, şeytana, aldatıcı her şeye karşı en güzel koruyucu elbisenin 'takva elbisesi' olduğunun bilincindedirler
Evet fâcir olanlar, kendilerini hata, günah, isyan ve azgınlıklara karşı koruyan elbiseyi yırtıp atan, korumasız kalan, Allah'ın korumasını istemeyen, sonra da isyana ve günahlara dalanlardır Muttekiler ise, işte o koruyucu elbiseyi ve bütün koruyucu tedbirleri kuşanan insanlardır
Muttakiler, tehlikeli ve zararlı şeylere düşmekten çekinirler Onlar bilirler ki, günahlar ve isyanlar, kendilerine hem dünyada hem ahirette zarar verir Onlar, 'takva kelimesi'ne bağlandıktan sonra, onunla kendilerini her türlü sapmadan korurlar
"Kişi, mahzurlu şeyleri yapma tehlikesine düşmeyeyim diye sakıncalı olmayan şeyleri terk etmedikçe muttakiler derecesine ulaşamaz "
Muttakiler, hiç tereddüt etmeden hidayete tâbi olurlar Onlar, Allah'ın gazabından, O'nun emirlerine yapışarak, yasaklarından da kaçınarak sakınırlar O'na itaatle gazabını def ederler
İbni Abbas (r a), muttakileri, "Şirkten sakınanlar ve Allah'a nasıl itaat edileceğini bilen kimselerdir " şeklinde tanımlamıştır
Hasan el-Basrî de şöyle demiştir: "Size haram kılınanlardan ittika edin, size farz kılınanları da yerine getirin (muttaki olursunuz) ”
Kur'an-ı Kerim, öncelikli olarak, inkarcıları takvaya, yani kendilerine zarar verecek şirk ve küfürden, Allah'ın korumasına, O'nun Tevhid dinine girmeye davet ediyor Mü'minlere de sürekli takvayı tavsiye ediyor
Yeryüzünde fesat çıkaranla salih amel işleyenlerin elde edecekleri karşılık aynı olmayacaktır Muttaki, putçuluğu ve hurafelerden kaynaklanan batıl inançları bıraktığı gibi, sosyal suçlar olan zina, hırsızlık ve adam öldürmeyi de bırakır O bütün bu suçları işleyen fâcir gibi değildir Kur'an bazen salih amel işleyen mü'minin karşısına bozgunculuk yapan müfsidi, bazen muttakilerin karşısına da takva elbisesini yırtıp attıktan sonra korkusuzca günahlara dalan fücur sahiplerini (fâcirleri) çıkarır Bu örneklerde takvanın, inanç ve davranışta batıldan ve kötülüklerden sakınmak olduğu bir kez daha anlaşılır
Ebu Muhammed Abdülğâni, İbni Mes'ud'dan şöyle rivayet ediyor:
İbni Mes'ud, birgün kardeşinin oğluna;
"Ey kardeşimin oğlu, insanların hâlini görüyorsun, değil mi?" deyince o,
"Evet, ne yazık ki görüyorum" diye cevap verdi İbni Mes'ud;
"Tevbe edenler ve muttaki olanlar dışında onlarda hayır yok" dedi Sonra tekrar insanların içinde bulunduğu durumu işaret edip;
"(İlim) öğrenen ve öğretenlerin dışındakilerde de hayır yok " diye ekledi
Ebu Yezid el-Bestami; "Muttaki, konuştuğu zaman Allah için konuşan, bir iş yaptığında o işi Allah için yapan kişidir " demiştir
Ebu Süleymen Darânî şöyle demiş: "Muttaki olanlar, kalplerinden dünya sevgisini Allah'ın, çıkarıp aldığı kimselerdir "
Allah'tan ittika edenler için, dünya hayatının geçici nimetlerinin fazla bir değeri yoktur Onlar dünyalıkları elde etmek için Allah'a karşı kulluk görevlerini ihmal etmezler, Allah'ın kendileri için koyduğu ölçülere uyarlar, emredileni yerine getirmeye çalışırlar
Kur'an, kendilerine Allah yolunda cihad farz kılındığı zaman, düşmanlarından Allah'tan korkar gibi korkanlara, bu nedenle de dünyalıklara meyledenlere şöyle diyor:
"De ki: Dünyanın metaı azdır, ahiret ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz 'bir hurma çekirdeğindeki ipince bir iplik' kadar bile haksızlığa uğratılmayacaksınız "
Muttakiler, Allah'a ortak koşmaktan şiddetle kaçınan ve kulluğa uygun iş yapan Müslümanlardır Allah (cc) onları övmek ve yüceltmek için, "Kur'an'ın onların önünde 'hidayet/rehber' kılındığını haber veriyor Muttakiler aslında 'Hidayet'e uydukları hâlde, tekrar 'Kur'an onlar için hidayettir" deniliyor Bu aziz ve kerim (değeri yüce) bir kişiye, 'Allah seni aziz kılsın ve sana kerem ihsan etsin' demeye benzer Böylece ondaki izzet ve keremin artması istenir, ya da bu sıfatların devam etmesi temenni edilmiş olur
Muttaki, Allah'ın (cc) salih kullarına taktığı bir sıfat ve zinettir
Takva sahipleri, mescitleri kendileri için ev hâline getiren, oralarda bulunmaktan zevk alan, oralarda ibadet hâlinde iken sudaki balık gibi rahat eden kimselerdir
Ebu'd-Derdâ (r a) Rasûlullah (s a v)'tan şöyle duyduğunu anlatıyor:
"Mescid her takva sahibinin evidir Yüce Allah, camiyi kendine ev edindirerek rahatlık ve rahmet vermeyi ve Sırat'tan geçerek Allah'ın rızasına, cennete ulaşmasını sağlamayı üzerine almıştır
|