Yalnız Mesajı Göster

Huyum Kurusun, Elimde Değil

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Huyum Kurusun, Elimde Değil






"Huyum kurusun, elimde değil"

Bildiğiniz hikâye: Akrep, kurbağaya dostluk teklifinde bulunur Kurbağa, bu teklife şöyle cevap verir:
- Benden sana bir zarar gelmez Bunu sen de biliyorsun Fakat bana senden bir zarar gelmeyeceğinden emin değilim
- Kurbağa kardeş, her ne kadar benim hainliğim, nankörlüğüm meşhur ise de, sana bir zararım olmayacak, söz veriyorum
Kurbağa, akrebin sözlerine pek inanmasa da, gaflete düşüp, dostluk teklifini kabul eder Birgün nehrin karşı tarafına geçmeleri gerekir Kurbağa, akrebi ikaz eder:
- Yolda bana bir zarar vermeyeceksen, seni sırtımda geçiririm karşıya
- Sana nasıl zarar verebilirim, sen ölünce ben de boğulup ölürüm kurbağa kardeş
Tam nehrin ortasına gelince, akrep, niyetini bozarak, kuyruğunu doğrultur Bunu farkeden kurbağa sorar:
- Hayrola akrep kardeş?
Akrebin cevabı tıynetine uygundur:
- Huyum kurusun, elimde değil sokmamak
Ve batırır iğnesini Helâk eder kurbağayı da, kendini de
Batı'nın durumu farklı değil bu olaydan Hıristiyan âlemi, Avrupa'yı medeniyet meş'alesi ile aydınlatan İslâmın ve İslâm medeniyetinin ezelî düşmanı Hem de İslâmiyetin kendilerine hiçbir zararı olmadığı gibi, sayısız faydası olduğunu bildikleri hâlde
Avrupa, medeniyetle, Endülüs Müslümanları aracılığı ile tanıştı Batı'nın birçok yeni buluşunun temelinde hep bu medeniyet vardır Meselâ, ateşin ve tekerleğin bulunmasından sonra, Doğu'nun en büyük buluşu olan, sıfırla tanışmamış olsaydı, Batı'nın, Orta Çağ karanlığından kurtulması mümkün değildi Bugün matematikte kullanılan rakamlar, İslâm dünyasından geçmiştir bunlara
Her nedense, bütün bunlara rağmen Batı, hiçbir zaman İslâma iyi gözle bakmadı Devamlı düşman olarak gördü Bu düşmanlığın elebaşılığını da hep İngilizler yaptı Diğerleri ağacı kesmeyi, İngilizler ise kökünden kurutmayı hedeflediler Bu ezelî düşmanlığın sebebini sorsak; her hâlde onlar da akrep gibi "Huyumuz kurusun, elimizde değil!" derler
Bütün bunlara rağmen, Müslümanlar, soğukkanlılıklarını hep muhafaza etmişler Zulüme zulüm ile karşılık vermemişler; kötülüğe iyilik ile mukabelede bulunmuşlar
Onlar ise, hep kaçak güreşmişler Meydana mertçe çıkıp savaşmamışlar İkiyüzlülüklerini, sahtekârlıklarını hiçbir zaman ellerinden bırakmamışlar Bunun tarihte sayısız örnekleri var İşte size yakın tarihten bir örnek:
1932'de Avrupa'da güzellik yarışması tertiplenecekti Tevfik Halis'e; "Kızınız Keriman'ı güzellik yarışmasına sokacağız" dediklerinde; "Bu kara kızı mı?" diye alay etmişti teklifte bulunanlarla Ne yapsınlar, o zamanın şartlarında ancak bu kadarını bulabilmişlerdi Neticede, Belçika'nın Spa şehrinde yapılan dünya güzellik yarışmasında 28 ülkenin temsilcileri arasından, Keriman, dünya güzeli ilân edildi
Halid Turhan Bey hatıralarında, Keriman Halis Ece'nin dünya güzeli seçilmesini şu şekilde anlatır:
Yarışma gününde jürinin önünden kızlar birer birer geçip, giyimleriyle, bakışlarıyla, tebessümleriyle puan toplamaya çalıştılar Jüri salona geçip, puan değerlendirmesi yapmak istedi Başkan, kürsüye geçerek şöyle konuştu:
"Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa'nın, Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz 1400 senedir dünya üzerinde hâkimiyetini sürdüren İslâmiyet artık bitmiştir Onu Avrupa Hıristiyanları bitirmiştir
Müslüman kadınların temsilcisi, mayo ile aramızda Onu kraliçe seçeceğiz Ondan daha güzeli varmış yokmuş bu önemli değil Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz Bu sene Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz Avrupa'nın zaferini kutluyoruz
Bir zamanlar Fransa'da oynanan dansa müdahale eden Kanunî Sultan Süleyman'ın torunu, işte mayo ve sütyen ile önümüzdedir Kendini bizlere beğendirmek istemektedir Biz de, bize uyan bu kızı beğendik, Müslümanların geleceğinin böyle olması temennisiyle, Türk güzelini dünya güzeli olarak seçiyoruz"
Bu güzellik yarışmasının maksatlı sonucu, yurt içinde de kısa zamanda yine Batı'nın el altından teşviki ile kiraz güzeli, karpuz güzeli, festival güzeli gibi yarışmalarla devam etti Hâlâ da çoğalarak devam etmekte

Mehmet Oruç



Alıntı Yaparak Cevapla