Prof. Dr. Sinsi
|
İlahi Armağan -60- Meclis
Musa (a s) Peygamber, karanlık gecenin ve doğum sancısı çeken hanımının üzüntüleri içinde idi Bu sıkıntılar içinde Musa Peygamber’in iman kuvveti kendini belli etti Hak Teâlâ ona bir nur gösterdi, iman kuvveti icabı gördüğü nurun harika cezbesine kapıldı Yanındakilere dedi ki: “Oturunuz, bir ateş seziyorum, ben bir nur gördüm Onu kalbim, sırrım, mana âlemim, özüm gördü Hakkımda verilen ezelî hüküm geldi Hidayet yolum açıldı Halktan bana bir gına geldi Velayet ve hilafet geldi Esası buldum, teferruat gitti Esas mülke erdim, mülk sahibi olmaktan azat oldum Artık Firavun'dan korkmuyorum, önce bende bulunan korku şimdi Firavun'a geçti ”
Bu sözlerden sonra nura doğru yürüdü Onlar, artık arkada kalmıştı Aramadı, sormadı İşte iman sahibi böyledir
Hak Teâlâ, onu kendine yakın kılmıştı Yakınlık kapısına davet etmişti Bu hâli pek kestiremedi Sağa, sola, öne ve arkaya bakmaya koyuldu Bu bakışı kalpten oluyordu Her ne kadar baktıysa da Hak'tan gayri her yanın kapalı olduğunu gördü Bu kere nefsini, hevâyı ve duygularını, alışmış olduğu şeyleri, ehlini, bulunduğu hâlin cümlesini karşısına aldı, konuştu:
“Ben Rabb’imin nurunu sever oldum Ona gidiyorum Benim için avdet nasip olursa gelirim ” dedi
Dünyaya, içindekilere ve sebeplere, şehvet arzularına, bütün yaratılmışlara, sonradan olmuşa ve yapılmışa veda etti Onları yapana koştu Bunları yaparken ehlini, yavrusunu ve bütün sebepleri Hakk'a ısmarladı
Bazı helâl olan şeyler vardır ki, uzak kalanlara saklı tutulur Buğz ehli ondan uzak kalır, sevgi ehli onu bulur O helâl şey, nadiren değil, ekseri saklı durur Bu helâl dediğimiz iş Hakk'ın kelâm tecellisine mazhar olmaktır
Şu kalp sıhhat bulur, temiz olursa, her yerden Hakk'ın kelâmını işitir Bir yönden değil, şeş (altı) cihetten görür, işitir O kalp, her nebinin, rasûlün, sıddîkın ve velî kulların gayplerinden gelen kelâmı işitir Kalp kelâm tecellisine erince, Hakk'a yakın olur Bu yakınlık hayat verir, ölümü de, onlardan ayrılıkla başlar Hoşnut olduğu şey, onunla münacat hâlidir Hiçbir şeye susuzluğa, çıplak kalmaya, sonradan olan bazı şeylerin elden çıkmasına aldırış etmez
Hakk'ı dileyen kimsenin hoşnut olması tâatle hasıl olur İrfan sahibi ve Hak tarafından arzulanan kimsenin sevdiği ise Hak yakınlığıdır Ey yapmacık işlerle yetinen, anlattığımız işler, içinde bulunduğun şeylerle olmaz Bu iş nefsin, hevânın, tabiatın varlığı, gece namazı ve gündüz orucu ile bulunmaz Halka gösteriş ve cehaletle tutulan oruç fayda vermez; böyle yapılan işlerin yararı bulunmaz
Yazık oluyor sana; kurtulmak istiyorsan ihlâs sahibi ol Kuru ekmek yemek ve kaba libasla işler elde edilmez Doğru ol, erersin Hakk’ın yakın olursun Himmetini yüce tut, yükselirsin Teslim ol ki selâmet bulasın Uyar ol, sana da uyulur Razı ol, senden de razı olurlar Süratle yerinden kalk ötesini Hak Teâlâ senin için bitirir
Allah’ım, dünya ve âhiret işlerimizi sen idare et Bizi, ne nefsimize, ne de halktan birine bırak
|