Prof. Dr. Sinsi
|
Takva Bilîncînîn Kazandırdıkları (B)
7- Ve En Büyük Mükâfat: Cennet
Şüphesiz ki muttakilerin elde edeceği nimetlerin, üstünlüklerin, ödüllerin en büyüğü ve ebedî olanı cennettir Ölümden sonraki sonsuz kurtuluş ve sonsuz nimetlerin sunulduğu mükâfat yeridir Orada muttakiler için hazırlanmış armağanları, makamları ve güzellikleri anlatmaya kelimeler yetmez Bunlar, dünyada insanların gördükleri, sevdikleri ve peşlerinden gittikleri değerli şeyler gibi değillerdir, daha da üstündürler
Peygamberimiz (s a v) buyuruyor ki
"İnsanın cennete girmesine en çok sebep olan şey, onun takvasıdır (Allah'a karşı duyduğu sorumluluk bilincidir) ”
Kur'an, muttakiler için hazırlanmış cennetin ve oradaki armağanların özelliklerini anlatıyor Şimdi onların bir kısmını beraber okuyalım:
"Rabbinizden olan mağfirete ve eni gökler ve yer kadar olan cennete (kavuşmak için) yarışın O, muttakiler için hazırlanmıştır "
"(O gün) cennet takva sahiplerine yaklaştırılmıştır ”
“Muttakiler, kendileri için hazırlanan ve yaklaştırılan cennete zümre zümre sevkedilirler ”
"Bu bir zikirdir (hatırlatma ve öğüttür) Şüphesiz muttakiler için, elbette varılacak güzel bir yer vardır
Adn cennetleri; kapılar onlara açılmıştır
İçinde yaslanıp dayanmışlardır; orada bir çok meyve ve içecek istemektedirler
Ve yanlarında da bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş yaşıt zevceler vardır
İşte hesap günü size vaad edilen budur
Hiç şüphesiz bu, bizim rızkımızdır; bitip tükenmesi de yok "
"Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nehir (çevresin)dedirler
Oldukça kudretli, mülkünün sonu olmayan (Allah'ın) yanında, doğruluk makamındadırlar "
Kur'an, ittika edenlere Allah'ın söz verdiği cenneti şu örnekle anlatıyor:
"  İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren içecekten (şaraptan) ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır; ve orada onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret de vardır Hiç (böyle mükâfatlandırılan bir kişi), ateşin içinde ebedî kalan ve 'bağırsaklarını parça parça koparan' kaynar sudan içirilen kimseler gibi olur mu?"
"Takva sahiplerine vaad edilen cennetin misali: Onun altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgelikleri devamlıdır Bu, Allah'a karşı sorumluluk duyanların (mutlu) sonudur; küfre sapanların sonu ise ateştir " Kişi, böylesine arzuladığı bir yaşantıya, rahata ve emniyete devamlı bir gayretle ulaşabilir Böyle bir sonuç elde etmek üzere çaba göstermeli, bunun için gereken ameli işlemelidir Bu da ancak takva bilinciyle olabilir
Kıyamet saatini, ölümden sonra başlayacak hayatı inkâr edenler, o gün ile karşılaştıkları zaman yok olmayı, ortadan kaybolmayı isteyecekler ama bu istekleri gerçekleşmeyecek Kur'an bu gerçeği hatırlattıktan sonra şöyle soruyor:
"De ki: Bu mu daha hayırlı, yoksa takva sahiplerine söz verilen ebedî cennet mi? Ki orası, onlar için bir mükâfat ve son duraktır "
"İnkarcılar, 'Rabbiniz ne indirdi?' diye sorulsa, 'Eskilerin masallarını indirdi' derler ve İslâmdan yüz çevirirler Ancak aynı soru takva sahiplerine sorulsa, 'şöyle derler:   Rabbimiz hayır indirdi' derler Dünyada ihsan edenlere (güzel davranışta bulunanlara) hasene (güzellik) vardır, ahiret yurdu ise daha hayırlıdır Takva sahiplerinin yurdu ne güzeldir
Adn cennetleri; ona girerler, onun altından ırmaklar akar, içinde onların diledikleri her şey vardır İşte Allah, takva sahiplerini böyle ödüllendirir
Ki melekler, güzellikle canlarını aldıklarında, 'Selâm size, yaptıklarınıza karşılık olmak üzere cennete girin ' derler ”
Dünya hayatında büyüklük taslayarak Allah'tan korkup sakınmayanlar, ahiret hayatında kötü bir sonuçla karşılaşacaklar Azgınlıklarının karşılığını, zakkum ağacı, cehennemin kaynar suyu ve benzeri azaplarla görecekler Buna karşın;
"Muttakilere gelince, muhakkak onlar, güvenli bir makamdadırlar, cennetlerde ve pınarlarda  
Hafif ipekten ve ağır işlenmiş atlastan (elbiseler) giyinirler, karşılıklı olarak (otururlar)
İşte böyle; ve biz onları siyah, iri gözlü hurilerle evlendirmişizdir
Orada, güvenlik içinde her türlü meyveyi istemektedirler
Orada, ilk ölümün dışında başka ölüm tatmazlar Ve (Allah da) onları cehennem azabından korumuştur; senin Rabbinden bir fazl ve (lütuf) olarak İşte büyük 'mutluluk ve kurtuluş' budur "
"Şüphesiz muttaki olanlar, gölgeliklerde ve pınar başlarındadır
Ve canlarının çekip arzu ettiği meyveler (arasındadırlar)
Yapmakta olduklarınıza karşılık olmak üzere, afiyetle yeyin ve için
Elbette biz, ihsan edenleri (iyi ve güzel davrananları) işte böyle ödüllendirmekteyiz "
Kur'an'ı ve onun haber verdiklerini yalanlayanlar sürüklenerek cehenneme atılırlar Onlara; "  Girin oraya, siz ancak yapmakta olduklarınız ile cezalandırıyorsunuz " denir Arkasından da Allah'tan ittika edenlerin durumu açıklanıyor:
"Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nimet içindedirler
Rablerinin kendilerine verdikleriyle 'sevinçli ve mutludurlar' Rableri, kendilerini 'çılgınca yanan cehennemin' azabından korumuştur
'Yapmakta olduklarınızdan dolayı afiyetle yeyin ve için
Özenle dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanıp dayanmışlardır Ve biz, onları iri ceylan gözlü hurilerle evlendirmişiz İman edenler ve soyları da kendilerini imanda izleyenler (var ya); biz onların soylarını da kendilerine katıp eklemişiz Onların amellerinden hiçbir şeyi eksiltmedik Her kişi, kendi kazanmakta olduğuna karşılık bir rehindir
Onlara, istek duyup arzuladıkları meyvelerden ve etten bol bol verdik
Orada bir kadeh kapışır, çekişirler ki, onda ne 'boş ve saçma bir söz', ne de bir günah  
Kendileri için (görevlendirilmiş hizmetçi) civanlar, etrafında dönüp dolaşırlar; sanki (her biri) 'sedefte saklı inci' gibi tertemiz, pırıl pırıl
Kimi kimine dönüp sorarlar:
Dediler ki: 'Biz doğrusu daha önce, ailemiz (yakın akrabamız) için de endişe edip korkanlardık
Şimdi Allah, bize lütufta bulundu ve bizi 'hücrelere kadar işleyen' kavurucu azabından korudu
Hiç şüphesiz, biz bundan önce O'na dua (kulluk) ederdik Gerçekten O, iyiliği bol, esirgemesi çok olanın ta kendisidir
|