08-02-2012
|
#5
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Muhatabin Taninmasi Ve Anlayiş
e) Devrin Kültürünü Bilme
Bugün, genç-ihtiyar herkesin hâli yürekler acısı, ama günümüz insanının bu acınacak hâli, biraz da irşâd adına ortaya çıkanların zavallılığından kaynaklanmaktadır Zira devrinin kültürünü, anlayışını, üslûbunu bilemeyenlerin, o devir insanına birşey anlatmaları mümkün değildir Akla gelmesin ki, öğrenilmesi gerekli olan bunca şeyi bilmeden başkalarına birşeyler anlatmak zararlı oluyorsa, acaba o zaman bizden "emr-i bi'l-maruf" vazifesi düşüyor mu? Hayır, aslâ ve kat'a! Eğer, nesli irşâd etmek adına yıldızlara seyahat şart olsaydı ve irşatla alâkalı anlatılacakları oradan getirmek icab etseydi, gidip getirme ve muhtaçlara takdim etme farzlar üstü bir farz olurdu Zira, neslimizi fizik ile vurdular, kimya ile dize getirdiler, astronomi ile yıldızları başına döktüler Öyle ise bu durum karşısında sen de, eli kolu bağlı kalmamalısın Evet, aynı malzemeleri kullanarak neslinin elinden tutup kaldırman, onun maddî-manevî yaralarını sarman ve onu yeniden yükseltmen sana bir borçtur Yükseltmelisin ki, bir daha düşmesin, sürçmesin ve ayaklar altında kalıp ezilmesin Kâinatta her hâdise, her nesne bir dil ve bir daldır Allah (c c)'a îman edenler bu dili bilmeli ve bu dallara sımsıkı tutunmalıdırlar Aksi takdirde, tekvinî âyetleri anlamak mümkün olamaz Tekvinî âyetleri anlamayan fert ve milletler ise, mezellet içinde kalmaya mahkûmdurlar Halbuki Kur’ân-ı Kerim de kendi âyetleri içinde işte bu tekvinî âyetleri ele alıp şerh etmektedir Bunlara kulaklarını tıkayan insan, her gün baştan sona Kur’ân'ı okusa da, gerçek mânâsıyla O'nu okumuş sayılamaz Kur’ân, bütünüyle âyetleri tedebbür ve tefekkür edilsin diye gönderilmiştir Ona sahip çıktığını söyleyen herkes de bunu böylece bilmelidir
Evet, anlattığımız hakikatler ne kadar mübarek ve mukaddes olursa olsun, günümüzün idrak, anlayış ve üslubuyla yapılmayan bir telkinin müessiriyeti şüphelidir Zira akıl, muhakeme ve düşünce süzgecinden geçirilmesi mümkün olmayan, esrar perdeleriyle örtülü esrarengiz birtakım mevzular anlatıyor gibi dini, Kur’ân'ı takdim etmek, sadece neslin kafasını bulandırmaya yarar ve kâfirin de küfrünü artırır Evet, yıllar var ki bizler, bu yürekler acısı tabloyu gözlerimiz dolu dolu seyretmiş ve burkulmuşuzdur
Sahabe efendilerimiz, devirlerine ait kültür seviyesinin çok üstündeydiler Muhataplarına din ve diyanete ait meseleleri, o devrin kültür seviyesine uygun anlatabiliyorlardı Onlardan sonra gelen bir kısım büyükler de böyleydiler Meselâ asrının müceddidi sayılan İmam Gazâlî'nin anlattıkları karşısında o günün insanı hayretler içinde kalıyordu Asırlar boyu da bu hayret ve hayranlık devam etti Gibb gibi, Renan gibi batılıların onun hakkındaki düşünceleri calib-i dikkattır "Biz, Gazâlî kadar devrinin kültürüne hakim ikinci bir insan görmedik " İmam Rabbânîler, Mevlânâ Halid-i Bağdadîler ve onlar gibi kendi asırlarının başında kar çiçekleri gibi açan bütün büyüklerin hemen hepsi de asırlarını aşan ilim ve kültür ile mücehhez idiler ve kendi devirlerinin önünde yürüyorlardı Dini sunuşları da, seviyelerinin sesi-soluğu şeklinde oluyordu Onun için de, söyledikleri şeyler gönüllerde makes buluyor ve genel teveccühle destekleniyordu
|
|
|