Yalnız Mesajı Göster

İlahi Armağan -56- Meclis

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -56- Meclis




Ey evlat! Dinini yemişle değişme Dinini dünya sultanlarının verdiği tatlıya verme Zenginlerin ve dünya adamlarının verdiği şey­le dinini değiştirme Haram olan şeyleri almak için dinini bırakma Aldığın şeyi dininle alırsan, kalbin kararır Niçin kalbin kararmasın ki, halka taptın Ey her şeyini yitiren adam, kalbinde ufacık nur ol­saydı haramı, şüpheliyi ve mubahı ayırt ederdin Ve kalbini karar­tanla nurlandıranı anlayabilirdin Kalbini Hakk'a yakın kılanla on­dan uzak edeni anlardın
İmanın ilk devrinde, çalışarak kazanmak ve onu yemek gerek İman kuvvet bulunca da Hakk'ın emri ile olmak icap eder ki, o za­man aradan vasıtalar kalkar Seninle O'nun arasında vasıta kalmaz artık
Kalp tam kuvvet bulursa, halkın eli üstünde Hak'tan nasip gelir
Vasıtaların kalkması şeklindeki sözümün mânası şudur: Kalbin vasıtalara bağlanmaması, Allah'ın emrini temsil eden şeylere bak­mak ve bu uğurda şirke kapılmamak, halktan alman fâni bir şey için övülmeyi beklememek ve onların kötülemesine aldırış etmemek­tir Bunların hepsi kalbe göredir Halktan bir şey gelirse onda, Allah Teâlâ'nın fiil tecellisini görmek gerek Vermezlerse yine öyle
Kalpleri ile hak yola girenler, Hakk’ın zâtından gayri her şeye karşı kör, sağır ve dilsiz olurlar O kulların yanında yalnız “O” var­dır Allah yolcularının vereni, alanı, yardım edeni, etmeyeni, zarar vereni ve faydalı olanı hep “O” dur Onların yanında kabuksuz iç vardır Safa üstüne safa onlarda vardır Güzellik üstüne güzellik onların elinde bulunur İşte bundandır ki, onların kalbinden, Allah'ın zâtından gayri her şey çıkar Bu çıkış, yalnız Hak için olur, başkası için değil
Allah'ım, zâtını bildiren ilmi bize nasip eyle!
Yazık sana, kendini güçlü sanmaktasın Bu hâl nefsini kabartı­yor Verilmiş hüküm olmasaydı tepene inerdim Ey içi bozuk, seni rezil ederdim Kendi başına kalıp hakkımda kötü düşüncelere dalma Ben, yalnız Allah'tan ve sâlih kullardan utanırım Bir defa Hakk'a karşı marifet sahibi olunca, halk kalbinden çıkar Kuru yaprak dal­dan düştüğü gibi halk iyi kulun kalbinden ayrılır O kul, tek başına halksız kalır Onlara gösteriş yapmaktan kör olur Sağır olur, onla­rın sözlerini işitmez Bu hâl, kalp ve sır gözü ile olur Bir nefis ki, itminan derecesine çıkar, bütün duygular ona teslim edilir Sonra kalple birlikte yola düşer; Hakk'a konuk olur Sonra dünya gelir, nefse seyis olur ve hizmetinde durur Bu, Hakk'ın âdeti olup zâtını dileyen kullarına böyle yapar Dünya, Hakk'ı isteyen kullara bir nasip vereceği zaman, perişan ve derbeder bir hâlde gelir, vereceğini verir, hizmetlerini görür O kullar ise, dünyanın verdiğini alır ve yüzüne katiyen bakmazlar

Alıntı Yaparak Cevapla