08-02-2012
|
#6
|
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İlahi Armağan -54- Meclis
Ey cemaat! Beni iyi dinleyiniz! Kalbinizde töhmet altına alacak bir şey varsa atınız Beni nasıl itham eder ve gıybetimi yaparsınız? Hâlbuki size çok şefkatli davranmaktayım Bütün ağırlığınızı alırım; yapmakta olduğunuz işlerin açığını kaparım Yaptığınız iyi işlerin kabul olması, hatalarınızdan geçilmesi için Hak katında şefaatçi olurum Beni anlayan, ölünceye kadar yanımdan ayrılmaz O'nun lezzeti, arzusu, yemesi, içmesi, giymesi olurum Onun her şeyi olurum Benimle yetinir, başkasına gitmez
Ey evlat! Beni nasıl sevmezsin? Seni senin için isterim; benim için değil Şu öldürücü ve aldatıcı dünyanın elinden kurtulmanı dilerim Daha ne kadar onun ardından gideceksiniz? Yakında size dönecek ve öldürecek Hak Teâlâ zatını seveni bir lahza bile dünyaya bırakmaz O, sevdiği kulları dünyaya emanet etmez ve ona ısmarlamaz Hattâ zâtından gayrına da bırakmaz Belki O, sevdiği kullarla beraberdir ve o kullar da O'nunladır Onların kalbi, ebedî O'nu anar Ve O'nun önünde hazır olur Onların kalbi başkasından kaçar, yalnız O'na ikbal eder Hak onlarla bile olup muhafaza eder ve onlara ülfet hâlini verir
Allah'ım, bizi de onlar gibi eyle; onları esirgediğin gibi bizi de esirge! “Dünyada bize iyilik ver Âhirette iyilik ver Ve bizi ateşten koru ” (el-Bakara, 2/201)
Ey münafık! Allah Teâlâ dilerse kulların arasından herhangi birini izhar eder O dilerse, kullarını zâtına çağırır Ve o dilerse, bütün kulların kalbini bir kulu üzerinde toplar Yaratılmışları dilediği kulun emrine veren O'dur Sen bu nifak hâlinle kulları emrine almak dilersin; bu boş temenniden bir fayda gelmez
|
|
|
|