08-02-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kalb Âleminin Şaşılacak Hâlleri
Fakat, şu kadar bilmelidir ki, kalb ayna gibidir Levh-i Mahfuz da ayna gibidir Bütün varlıkların sureti ondadır Bir ayna diğer bir aynanın karşısına konulunca, birinde görünenler, diğerine akseder Bunun gibi, Levh-i Mahfuz'daki görüntüler, kalbde de görünür Fakat bunun için de, kalbin saf olması, duygulardan kurtulması ve Levh-i Mahfuz'la münasebet kurması lâzımdır
Hislerle uğraştığı müddetçe, âlem-i melekût ile münasebet yolu kapalıdır Uykuda ise, hislerden kurtuluyor O hâlde, âlem-i melekûtun mütalâasından [iyice düşünülmesinden], cevherinde olan, zahir olur Uyku sebebiyle hisler bağlı ise de, hayâl kendi yerindedir
Bunun için gördüklerini, hayâli temsiller şeklinde görür, sarih ve açık olmaz, örtü ve perdeden kurtulamaz Ölünce hayâl de, his de kalmaz O zaman işler perdesiz ve örtüsüz görünür Ona denir ki: «Senden gaflet perdesini kaldırdık, gözün bugün daha keskin görür» (1) Ve derler ki: «Ey Rabbimiz! Vaad ettiğin azabı gördük, Peygamberin sıdkını [doğruluğunu] işittik Şimdi bizi tekrar dünyaya gönder, iyi ameller yapalım» (2)
Delillerden biri de şudur ki, kalbine ilham yolu ile doğru firâsetler ve düşünceler gelmeyen hiç kimse yoktur Bu, his yolu ile değildir; kalbde hâsıl olmuştur Nereden geldiğini de bilmez
Bu kadarını bilmelidir ki, ilimlerin hepsi his yolları ile değildir Belki âlem-i melekûttandır Bu dünya için yaratılmış olan hisler, âlem-i melekûtun mütalâasına elbette perde olurlar Onlardan kurtulamadıkça, asla o âleme yol bulamaz
(1) 50 – Kaf: 22
(2) 32 - Secde: 12
İmam Gazali
|
|
|