08-02-2012
|
#5
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İlahi Armağan -51- Meclis
Ey yaşta büyüyen, ama huyca çocuk kalan adam, bu çocuksu tabiatın ardından daha nice sene yol alacaksın? Dünyanın yaramaz huylarını daha ne kadar izleyeceksin? Bütün kastını o kötülüklere harcadın Neden anlamaz oldun? Himmetini önemli olana harcaman gerek Yakayı kime kaptırır, peşinden gidersen onun kölesi olursun Dünyaya kapılırsan onun kölesi olursun Hakk'a kapılırsan O'nun bendesi ve kulu olursun Nefsin arzularına kapılırsan halka düşersin, onların kölesi, hizmetçisi olursun Kendini izle; kime bağlı isen onun oldun sayılır
Sizin çoğunuz dünyayı diler, pek azı da âhireti Dünya ve âhiretin Rabb’ini isteyen ise nadir sayılır İşte sana bu zümreyi bulmak düşer Onları bul ve edepli ol Onlarla çekişme ve niza çıkarma Onların hâlini eksik bilme, sonra mânevi hâlinde noksanlık ortaya çıkar Onlara karşı kötü edep tavrı takınayım deme, helak olursun
Akıllı olunuz; siz yaptığınız işlerde Hakk'a düşmanlık taslamaktasınız Halbuki O'nun yanında değeriniz, bir sinek kanadı kadar kıymete dahi değmez Meğer ki, bütün hâlinizde, bilhassa yalnız kaldığınızda, işleriniz ihlâslı olsun İşte o zaman değeriniz artar
Bitmeyen bir hazine var O da doğruluk, ihlâs, Allah Teâlâ'dan korkmak Ve O'ndan ümitli olmak  Ve O'na dönmek  Bütün hâllerde bunlar olmalı
Sana iman gerek  Seni, Hak erlerine iman götürür Onlara vardığın zaman kanatlarını ser Onu hâline bırak, olduğu gibi kabul et Onun önünde sus Kötü edeple O'na eziyet etme Bilmediğin şey önünde ses etmemen ilimdir Ve ilminin yetmediği şeyde, o bilgin kişiye teslim olman, İslâmiyet sayılır Bilgiyi ve İslâmiyet’i o sana belletir Yeter ki noksanını bilme irfanına sahip olasın
Ey imanı zayıf adam, dünya yok, âhiret yok Sana göre varsa iyi edepli değilsin Bilhassa, büyük zâtlara vardığın zaman bunları gönlünden at Dünyayı sevmek, âhirete gönül kaptırmak, Hakk'a karşı iyi edepli olmamak sayılır, velî kulları ve Peygamber makamına kaim olan bedelleri töhmet sayılır Onları Peygamber makamına Hak çıkardı Peygamberlerin vazifesini onlara verdi Onları bildikleri ve işleri ile bırak Hak Teâlâ onları nefis şerrinden ve kötü arzudan temizledi; zâtıyla kaim eyledi ve daima huzurunda tutar Zâtından gayri her şeyden kalplerini beri etti Dünya, âhiret ve halkı onların idaresine verdi O büyüklerin görüşü, Hakk'ın kudretidir Bildikleri O'nun hükmüdür, ilmidir Onlar için Hak'la kuvvet şu kelimenin sağ mânasından gelir: “Şiddet ve kuvvet, bizzat ulu ve bizzat yüce olan Allah'ındır ” İşte o büyükler bu sözü tasdik ettiler Bütün güçlerini, kuvvetlerini bu uğurda harcadılar Halkın kuvvetini de o kuvvete verdiler Sıkı bir şekilde Hakk'ın kuvvetine ve kudretine sarıldılar Muaz -Ashâp'tan olan Muaz değil- şöyle dedi: “Allah'ım, beni istediğim gibi yapmazsan, dilediğin hâle çevir ”
Allah ona rahmet eylesin
|
|
|