Yalnız Mesajı Göster

Aldananların Kısımları-Aldanan Âlimler

Eski 08-02-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aldananların Kısımları-Aldanan Âlimler




Rivayet Âlimleri:

Başka bir grup da vakitlerini tamamen hadis öğrenmeye vermişlerdir Çokça hadis rivayeti toplamak ve hadisleri nakledenlerin, Hz Pey-gamber'den (sav) kendi zamanlarına kadar kaç kişi olduklarını araştırmakla meşgul olurlar Kiminin gayesi diyar diyar dolaşıp hadis âlimle-
rinden öğrendiklerini aktararak, "Ben falandan naklediyorum; filan âlimle görüştüm; bende, hiç kimsede olmayan hadis nakil silsileleri var" türünden sözleri söyleyebilmektir
Bunlar kendilerini bir çok açıdan aldatıyorlar: Birincisi, onların kitap hamalı33 gibi olmalarıdır Çünkü onlar, sünneti anlamaya ve mânâlarını düşünmeye hiç gayret sarfetmezler Yaptıkları, sadece hadisleri nakletmekten ibarettir Bunun da kendileri için yeterli olacağını zannederler Nerede?! Bilakis hadisten maksat, onu anlamak ve mânâlarını düşünmektir
Hadis ilminde ilk önce hadisi dinleme, sonra ezber, sonra anlama ve amel etme sonra da onu neşretme gelir Bunlar ise sadece dinle-
33 Bu ifade ile Cuma suresinin şu ayetindeki durumları açıklanan kimselere işaret edilmektedir "Kendilerine Tevrat yükletiyip sonra onu yüklenmeyenlerin hali, kocaman kitaplar taşıyan eşeğin hali gibidir Allah'ın âyetlerini yalanlayan topluluğun misali ne kötüdür! Allah zâlimler topluluğunu hidâyete iletmez" (Cum'a, 62/5


meye kendilerini yöneltmiş fakat, diğer hususları ihmal etmişlerdir Sadece dinlemeye yönelmede hiçbir fayda olmamasına rağmen böyle yapmışlardır Bu zamanda hadisi çocuklar okumaktadır Halbuki onlar gafil olup işin farkında değildirler Bunların hadis öğrendikleri hocalar ise hadisin okunuş ve yazılışında hata yapıp, bunu bilmeyecek kadar gafil olabiliyorlar Bazen-de umursamaz bir durumda onlardan hadis nakledip bunun farkına dahi varamıyorlar Bunların hepsi birer aldanıştır
Hadis dinlemede asıl olan onu Hz Peygamber (sav)'den işitmiş olmaktır O'ndan dinleyen işittiği şekilde hadis ezberler ve yine aynı şekilde rivayet eder Rivayet, ezberden olur; ezberse dinlemeden sonra gerçekleşir Eğer kişi hadisi Resûlullah'tan (sav) işitme durumunda değilse, bunu sahabe ve tabiinden dinler Onlardan duyması böylece, Resûlullah'tan (sav) duyması gibi olur


Meselenin usûlü şudur: Dikkatle dinlemek, hıfzetmek ve hadisin bir harfinde dahi şüphe etmeyecek derecede, ezberlediği gibi rivayet etmek Eğer şüphe ederse onu nakletmesi veya öğretmesi ve böylece hataya sevketmesi caiz değildir
Hadisin hıfzedilmesi iki yolla olur: Birincisi, devamlı tekrar etmek şartıyla kalp ile; ikincisi, dinlediğini yazmak, yazdığını gözden geçirmek ve başkasının ulaşmaması için bunu muhafaza etmek Yazdığını muhafaza etmesi, bunun kimsenin asla elinin ulaşamayacağı özel kitaplığında korunmuş olmasıdır Çocuktan, gafil ve uyuyan birisinden işittiğini yazmak caiz değildir Bu caiz olsaydı, beşikteki çocuktan duyduğunu yazmak da caiz olurdu
Hadis öğrenmenin bir çok şartı vardır Hadisten maksat, onu öğrenmek ve onunla amel etmektir Hadisin de Kur'ân'ın olduğu gibi pek çok manası vardır
Rivayet edildiğine göre, Ebû Süfyan b Ebu Hayr el-Menhî, Zahir b Ahmed es-Serahsî'nin meclisine gider; rivayet edilen ilk hadis şu olur:
"Kişinin, kendisine faydası olmayan şeyleri terkeîmesi, müslümanlığının güzelliğinden-dir'34 Bunun üzerine kalkar ve der ki: "Bu benim için yeterlidir Bunun gereğini tam olarak yerine getireyim, sonra başka bir hadis dinlerim" Diğer insanlar da böyle olmalıdırlar

Alıntı Yaparak Cevapla