Yalnız Mesajı Göster

İlahi Armağan -49- Meclis

Eski 08-02-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -49- Meclis




Kıyametin olması ve hesaba durulması, umumî mâna taşır Özlenmiş olanlara kıyamet çoktan kopmuş ve huzura durulmuştur On­lar yalnız azar işitir, hataları yüzlerine ya vurulur, ya vurulmaz Onlar dünyada iken nefislerine boru çalıp kıyameti kopardılar Dö­vülmeden önce ağladılar Bu ağlama onlara yaradı Sopa zamanı bu ağlama, onları sopadan kurtarır; çünkü sopalık iş etmediler
Bir gün Süfyân-ı Sevrî'yi (ra) rüyada gördüler: “Hak’la muamelen nasıl oldu?” diye sordular
Şöyle cevaplandırdı: “Beni huzura aldı ve ‘Benim Gafur ve Rahim olduğumu bil­miyor musun?” dedi Bu kelâm beni çok ağlattı; korkumdan ağla­dım Daha sonra, ‘Benden utanmadın mı, hatalar yaptın?’ dedi
Kötü arzundan uzak ol Boş arzularını bırak Şeytanı yanından kov Bu uygunsuz duygulara uymayasın Bu dediklerimi yaptıktan sonra kötü arkadaşları da bırak Onlara dostluk yüzü göstermezsen sana uymaya bakarlar
Tevbeyi kalpten yap Kalpten tevbe etmek bir saadettir Tevbe etmek, bulunduğun uygunsuz hâli bırakmaktır Tevbe edip kötülüğe devam eden yalancıdır Kötü hâlini değiştirirsen iyi olursun Hak Teâlâ şöyle buyurdu: “Bir topluluk nefislerini değiştirmedikçe, Allah onlarda bir değişiklik yapmaz (er-Ra’d, 13/1)
Dünyada hiç bir kula zulmetme Yaptığın zulüm öbür âlemde seni hesaba çektirir Dünyada adalet üzere ol Bu adalet seni cenne­te doğruca götürür Aksini yaparsan cennet yolundan saparsın Za­lim kişiler, adaleti bıraktıkları için adalet sahiplerinin bulunduğu ye­re alınmazlar Her şeyi yerinde yaparsan Hak Teâlâ'nın huzurunda yerin olur
Bu zaman, âhir zaman oldu Bütün işleri değiştirdiniz Bir garip hâl aldınız Korkarım perişan olacaksınız Yaptığınız başınıza inecek ve acıklı bir duruma düşeceksiniz Tebdil edilmesi gereken varsa, bir şey değiştirilmek isteniyorsa, helâl yollardan olsun
Ey Allah'ın yarattığı kullar, sizin salâha ermenizi ve iyilik bul­manızı istiyorum Sizin için cehennemin bütün kapıları kapalı dur­sun ve daha istiyorum ki, Allah'ın yaratmış olduğu hiç kimse ateşte yanmasın Ve cennetin kapısı sonuna kadar açılsın, oraya girmekten geri kalan olmasın Bu dileklerimi, Allah'ın, kullarına olan rahmet ve şefkatini bildiğim için yaparım Diğer bir sebebi ise, sizin iyiliğinizi düşündüğüm için bu âlemde dururum Söz değişikliği ve konuşmala­rın güzel olması için bu sözleri sarf etmem
Sert sözlerimi dinlemekten kaçmayınız Beni Allah yolunda ter­biye eden sertlik oldu Sözlerim serttir Kuru ekmek yerim Benden ve benim gibi konuşanlardan kaçan, ebedî felah bulamaz Karşımda dine karşı bir edepsizlik edersen iyi ettiğini diyemem ve seni hâline bırakamam Bu hâli yaptıktan sonra yanımda olmuşsun veya kaç­mışsın, üzülmem Ben Hak'la hizaya gelirim, bu iş için sizden emir beklemem Her işimde emri O'ndan beklerim Ben sizin sayınıza da­hil değilim, yaptığınız hesap beni ilgilendirmez
Benim hâlim, zahirdeki dille değişmez Sağ, sol, ön ve arkada olan da bana tesir etmez Bana, kalpler tesir eder Yalnız peygamber­lere ve geçmişte gelen büyüklere uyarım Hiç bir hâlde onları bırak­mam Tâ Hak yakınlığını buluncaya kadar
Yanlış işleri bırakınız Edebe uymayan uygunsuz hâlinizi bırakı­nız Tevbe ediniz ve bu tevbe içinizde yer etsin
Yaptığım binaları yanınızda kurarım Sizin için evler yaparım, şeytanın yuvasını yıkmaya uğraşırım Rahman'ın binasını yapmak isterim ve sizi Mevlâ'nıza götürmek dilerim
Ben özle olurum, dış kabukla işim yoktur Şu dış kalıp kabuktur, öz onun içindedir Dış cepheniz beni pek ilgilendirmez, onun ge­lişmesine bakmam Benim için önemli olan öz varlığınızdır Dış ka­buğunuzu bir yana atar, özünüze bakarım Peygamber kaynağına varmaya layık oluncaya kadar sizi bırakmam
Ey evlat! Benimle dünya için konuşmayınız; benimle sohbetiniz âhiret için olsun Benimle olan sohbetiniz tam olarak âhiret için olursa dünya size uyarak gelir ve cümle rahatınızı temin eder Siz de dünyadan nasibinizi yeterlik eliyle alırsınız Dünyadan zühd eli ile bacağınızı alırsanız, öbür âlemde işinizin hesapsız biteceğine söz ve­riyorum Tavsiye ettiğim yollardan alınan bir dünyalık için hesap verilmez
Âhireti dünyadan üstün tutunuz İç âleminize dünyadan daha çok önem veriniz Hak, daima bâtıldan üstün gelsin Devamlı olan, fâni şeyden üstün görülmeli
Bırakınız, sonra alırsınız Bir şeyi alırken şahsî isteğinize uya­rak almayınız Nefis tarafından verilen hiç bir şeyi alma
Alacağınızı kalp ve sır eli ile alınız Halkın elinden bir şey almayınız, Yaratan'dan görerek alınız
Peygamber’e itaat üzere olunuz, emrini yerine getiriniz Yasak­larını yapmayınız ve her sözünü kabul ediniz Hak Teâlâ bu mâna­da şöyle buyurdu: “Peygamber’in size -yapılması için- getirdiği şeyleri alınız; yasak ettiğini de bırakınız (el-Haşr, 59/7)
Allah Teâlâ'nın emri yapılacağı zaman, kendinizi şiddetle ona veriniz Herhangi bir yasak iş yapılacağı zaman, hasta gibi olunuz Kaza ve kaderin hükmü icra edileceği anda yokluğa karışınız Hep beraber halkla iyi geçinmeye bakınız Hak Teâlâ'nın ezelî ilminin sizin için bir hüküm vermemiş olduğu şeyi istemeye yeltenmeyiniz Gerek sizin, gerekse başkasının hakkında verdiği hükme sessizlikle boyun eğiniz Olacak şeylerin önüne geçmek kabil olmadığı gibi ol­mayacak işi de yapmak mümkün değildir Her şey evvelden yazılmıştır Bu durumu Peygamber (sav) Efendimiz şu hadîs-i şerifi ile anlatır: “Hak Teâlâ kalemi yarattı, yaz dedi Ne yazayım, deyince kıyamete kadar kullara hükmümü yaz buyurdu
Ey kalplerini öldürüp nefislerini diriltenler, kalbiniz çoktan öl­dü Onun başına gelecek bela, diğer uzuvlara olacak felâketten daha fena olur
Kalbin en büyük ölümü, Allah'tan ve O'nu anmaktan gafil yaşamasıdır Kalbini diriltmek isteyen, oraya Hakk'ın zikrini zerk eyle­sin Bütün ülfetini Hak'la kılmaya baksın Gözlerini yalnız O'nun saltanatına ve büyüklüğüne çevirsin Halk üzerinde yaptığı tecelliyi ve tasarrufu gözetlesin

Alıntı Yaparak Cevapla