Prof. Dr. Sinsi
|
Ahirette Felaketten Kurtulmak
Dünyada ve ahirette felaketlerden kurtulmak, rahat, mesut yaşamak için öncelikle iman etmelidir İman bilgilerini de, ehli sünnet alimlerinin bildirdikleri gibi doğru olarak öğrenmelidir İmanı, doğru olan müminin ikinci vazifesi, salih olmak yani, Allahü teâlânın rızasını, sevgisini kazanmaktır Bunun için, kalb ve beden ile yapılması, sakınılması emrolunan din bilgilerini öğrenip, bunlara uygun yaşamak yani ibadet yapmak lazımdır Ra’d suresinin 22 âyet-i kerimesinde mealen; (Onlar, şu kimselerdir ki, Rablerinin rızasını kazanmak için sabrederler Namazlarını dosdoğru kılarlar Kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve aşikâr infak eder, verirler Kendilerine kötülük yapanlara, iyilik ederler O müminler için ahiret saadeti ve rahat vardır) buyurulmuştur
İmanı olmayan kimsenin, sonsuz olarak Cehennem ateşinde yanacağını Peygamber efendimiz haber vermektedir Bu haber elbette doğrudur ve buna inanmak lazımdır Herhangi bir insan, sonsuz olarak ateşte yanmak felaketini düşünse, korkudan aklını kaçırır Bu korkunç felaketten kurtulmak için; “Allahü teâlânın var ve bir olduğuna ve Muhammed aleyhisselamın Onun son Peygamberi olduğuna, Onun haber verdiği şeylerin hepsinin doğru olduğuna inanmak, iman etmek” lazımdır Böylece insan, bu sonsuz felaketten kurtulabilir
Eshab-ı kiramdan Ebu Hüreyre hazretleri şöyle nakleder:
“Suheyb-i Rumi hazretleri Mekke’den hicret ederken, Kureyş müşrikleri onu takibe başladılar Hazret-i Suheyb yanına aldığı okları göstererek;
- Benim iyi ok attığımı bilirsiniz, bana yaklaşmayınız, dedi Müşrikler;
- Bize Mekke’de sakladığın yiyeceklerin yerini söyle, seni takipten vazgeçelim, dediler Bıraktığı yiyeceklerin yerini söyledi Onlar da takip etmekten vazgeçtiler Hazret-i Suheyb, Resulullah efendimizin huzuruna varınca, üç kere; (Alışverişinde kazançlı çıktın) buyurdular Sonra, Bekara suresinin 207 âyet-i kerimesi nazil oldu Bu âyet-i kerimede mealen; (İnsanlar arasında, Allah’ın rızasını kazanmak için canını verenler vardır Allah, kuluna karşı şefkatlidir) buyuruluyordu ”
Ebu Bekr-i Verrak hazretleri buyuruyor ki:
“Daima seninle olması gereken beş şey vardır Bunlar, Allah, nefis, şeytan, dünya ve halktır Eğer bunlara karşı şu beş şeyi tatbikte muvaffak olursan, saadete erersin Allahü teâlânın emirlerine itaat edip, yaptığı her şeyi beğenip razı olmak, nefse muhalif olup, şeytana düşman olmak, dünyadan sakınmak, halka karşı da şefkatle muamele etmek lazımdır ”
Allahü teâlânın kendisine verdiğinden memnun ve razı olandan, Allahü teâlâ da razı olur Abdülaziz bin Abdüsselam hazretleri; “Kim Allahü teâlânın rızasını, nefsinin arzu ve isteklerine tercih ederse, Allahü teâlâ da o kuldan razı olur Kim insanların rızasını tercih etmek suretiyle, Allahü teâlânın gadabına sebep olacak şeyi yaparsa, o kimseye hem Allahü teâlâ gadab eder, hem de onu insanların gözünden düşürür” buyurmuştur
İmanı kâmil olan müminler, Allahü teâlânın rızasını ve sevgisini kazanmak için, nefislerine zor gelen, güç şeyleri yapmayı seçerler Allahü teâlânın rızasını ve sevgisini kazanmak için, küfürden yani inkârdan teberri yani uzaklaşmak gibi, hiçbir amel ve ibadet yoktur Ebu İshak el-Fezari hazretleri; “Bazı kimseler, insanlar tarafından metholunmayı seviyorlar Halbuki, Allahü teâlânın rızası yanında, insanların övmelerinin, hiç kıymeti yoktur” buyurmuştur
Netice olarak, dünyada ve ahirette felaketten kurtulmak için, Allahü teâlânın emirlerini yerine getirip, yasaklarından sakınmayı ganimet bilmelidir Dünyayı ele geçirmek için ahireti vermek ve insanlara yaranmak için Allahü teâlâyı bırakmak ahmaklık alametidir Akıllı bir kimse, sonsuz olarak ateşte yanmak ihtimalinden kurtulmak için bunun çaresini arar İnsan Allahü teâlâya ne kadar yaklaşırsa, hem dünyada hem de ahirette mutlu olur İnsan Allahü teâlâdan ne kadar uzaklaşırsa, hem dünyası hem de ahireti perişan olur
Osman Ünlü
|