Yalnız Mesajı Göster

İman Ve İslam

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İman Ve İslam





İman ve İslâm’ın Şer’î Mânaları


Şeriatta, bu kelimeler bazen aynı mânada, bazen ayrı mânalarda, bazen de biri diğerine dahil olan mânalarda kullanılmışlardır

Birinci kullanış için misâller ALLAH Teâlâ şöyle buyurmuştur:

-"O yerde bulunan müminleri oradan çıkarıp azaptan kurtardık Orada bir ev halkından başka müslümanlar bulmadık" (Zâriyât, 35, 36) Bu âyette geçen müminlerle müslümanlardan aynı kimseler kasdedilmiştir

-"Ve Musa dedi ki: Ey kavmim! ALLAH'a iman etmişseniz, müslüman olmuşsanız O'na tevekkül ediniz" (Yûnus, 84) Bu âyette şarta konu edilen iman etmekle müslüman olmaktan aynı mâna kasdedilmiştir

ALLAH Rasûlü (sa) da, "İslâm beş temel üzerine kurulmuştur" (Müttefekun aleyh) demiştir Fakat bunları aynı zaman da imanın temelleri de saymıştır (Müttefekun aleyh)

İkinci kullanış için misâller ALLAH Teâlâ şöyle buyurmuştur:

-"Bedeviler "İman ettik" dediler De ki: Siz iman etmediniz Sadece, "Müslüman olduk" deyin Çünkü, iman henüz kalplerinize girmemiştir" (Hucûrât, 14) Bu âyette, imandan kalb tasdiki, İslâm’dan ise dil ve fiil halinde, yani görünürde teslim olmak ve boyun eğmek kasdedilmiştir

Cibril hadisinde, Cebrail (as), "İman nedir?" diye sormuş; ALLAH Rasûlü (sa), "İman; ALLAH'a, O'nun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, hesaba, hayır ve şerrin ALLAH'tan olduğuna inanmaktır" şeklinde cevap vermiş Cebrail (as)’in, "İslâm nedir?" sorusuna ise, İslâm'ın beş temel ibadetlerini sayarak cevap vermiştir (Müttefekun aleyh)

Sa'd İbni Ebi Vakkas (ra) şunu rivayet etmiştir: "ALLAH Rasûlü (sa), bir ganimet malından bir adama bir şey verdi; oradaki ikinci adama ise, bir şey vermedi Ben:

"-Ya Rasûlullah! Bu adam da mümindir; ona bir şey vermediniz" dedim ALLAH Rasûlü (sa), bu sözüme:

"-O müslümandır" karşılığını verdi" (Müttefekun aleyh) Burada müslüman sözünden, görünürde teslimiyet gösteren, fakat kalbiyle tasdik etmeyen kimse, yani münafık kasdedilmiştir

Üçüncü kullanış için misâller:

"ALLAH Rasûlü’ne:

"-Hangi amel efdaldir?" diye soruldu Kendisi:

"-İslâm (yani, müslüman olmak) efdaldir" dedi

"-Hangi İslâm efdal'dir?" diye soru tekrarlandı Kendisi:

"-İman efdaldir" dedi" (Ahmed, Taberanî) Bu hadis, İslâm’ın imandan daha geniş bir kavram olduğunu, imanın ise, onun bir çeşidini oluşturduğunu göstermektedir

İman ve İslâm’ın birbirine karşı durumları şöyledir: İslâm, teslim olmaktır Bu teslimiyet de, kalple, dille, organlarla veya bunların bütünüyle olabilir Lügatte, bu çeşitlerden her biri İslâm iken, Şeriatta sadece son kısmı İslâm’dır İman ise kalple olan teslimiyettir Bu teslimiyet, sadece dille veya organlarla olan teslimiyetten üstün ve fakat bunların hepsiyle olan teslimiyetten aşağıdır Çünkü bu ikinci teslimiyette, kalple teslimiyetin yanında dille ve uzuvlarla teslimiyet de vardır

İman sadece kalple tasdik, İslâm da sadece uzuvlarla teslimiyet anlamında kullanıldıkları zaman, bu iki terim birbirinden tamamen ayrılırlar Ancak, İslâm’ın bu anlamda kullanılması daha önceki kullanışa göre daha azdır Kaldı ki, iman, kalpteki tasdik iken, ona mutlak olarak İslâm demek de caizdir Çünkü dil ve uzuvlarla gösterilen teslimiyet, kalpteki tasdik ve teslimiyetin sonuç ve semeresidir Bir ağacın meyvesi kendisinden sayıldığı gibi, imanın semeresi de ondan sayılabilir


Alıntı Yaparak Cevapla