Yalnız Mesajı Göster

İlahi Armağan -43- Meclis

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -43- Meclis




Ey evlat! Elimde tevbe ettin Benimle sohbet ettin Bu arada sa­na birçok öğütler verdim; fakat faydalanmadın Bunda benim ne suçum var?
Sohbetin ve tevbenin sana ne zararı olur? Daima işin dış cephe­sini kolladın; iç âlemine bir türlü geçemedin Benim tam sohbetimi dileyen, sözlerimi iyi dinler ve gereği ile amel eder
Benim gibi devredeceksin Aksi hâlde benimle yaptığın sohbetin faydası bulunmaz Dediğimi yapmayanın zararı, kârından çok olur
Ben herkesin göz diktiği sofrayım, lâkin kimseye benden yemek nasip olmaz Kapım herkese açıktır; ama kimse giremez Siz de oraya giremezsiniz, ne yapayım size! Size o kadar söz ettim ki, hiç birini dinlemediniz Sizi kötü hâlden almak için davet ederim; bun­dan bana yorulmak kalır Esas kârımı Hak verir Bu öğüdü sizden çekindiğim için yapmıyorum, bir şeyler de beklemiyorum Benim için harabe yerler ile mamur şehirler eşittir, ölü ile diriyi ayırt et­mem Zenginle fakiri ayırt etmek istemem Mülkle o mülke sahip olan kişinin benimle hiç bir ilişiği yoktur Bu işler bir başka elden döner Sizin elinizde mühim bir şey olduğunu sanmayınız Bu hâli anlamak için dünyayı kalbimden çıkardım
Tevhid ilmi, dünya sevgisi taşımayanlaradır Kalbinde dünya sevgisi kaldıkça, tevhid âlemine geçmen kabil olmaz Peygamber (sav) Efendimiz bir hadîs-i şerifinde buyurdu ki: “Dünya sevgisi, bütün hataların başıdır
Bunu hiç duymadın mı?
İç âlemini ve ahlâkını düzeltme yolunda devam ettiğin süre, dünya sevgisi senin için baş hata sayılır Tekâmül ettiğin zaman sana lâzım olan sevdirilir Hak yakınlığını bulunca kısmetini arzu eder, alırsın, öbürlerine bakmazsın
Ezelde sana yazılmış olanı alıp harcaman için kısmetini sever, alırsın Aldığın kısmetle kanaat eder, başkalarına göz dikmezsim Bu arada kalbin, daima Hak'la kaim olur Dünyada hâlin daima döner Cennet ehli cennette ferah gezdiği gibi kalbin sahibine bağlı olarak dünyayı da gezer Fena şeyler ona zarar vermez Hak'tan seni ayıran olmaz Bir şey dilersen O'nun için dilersin; arzularını O'nun arzusu­na uyarak yaparsın, O'nun kudreti ile devreni tamamlar, ilâhî nura uymayan her şeyi kesersin
Dünya senden uzak durur Bir şey yiyecek olursan O'nun için yersin, benliğin karışmaz
İçi bozuk olan münafık, yaptığı işle kendini beğenir Gündüzleri desinler için oruç tutar, geceleri işitsinler diye namaz kılar Onun hem içi, hem de dışı karanlıktır Bu kadar ibadet eder, ama kalbi Hak Teâlâ'ya bir adım yaklaşmaz Güzel giyer, iyi yer, ama hava
Onun perişan hâlini büyük velîler ve sâlih kullar bilir Hakk'a bağlı olan zâtlar, onları iyi anlar
Bugün münafıkları seçme kullar bilir; yarın herkes görecek Seç­me kullar onları görünce üzülürler ve yüzlerine bakmak istemezler Bu dargınlık hâllerini içlerinde saklı tutarlar Çünkü Allah Teâlâ böyle emir vermiştir
Kalbin bozuk, nifak hâlindesin Bu hâlinde büyük insanlara zah­met verme Henüz içini temizlemedin
Sana söz hakkı verilmez Belindeki zünnarı kesmedikten sonra, ikan sahiplerinin yanına gelmen kabil olmaz Belindeki zünnarı kes Derûnunu temizle Tevbeni kalbinden yap İçinde boğulmakta oldu­ğun tabiat âleminden ayrıl Boş şeyleri bir yana at Esas varlığa koş Şahsî yararını düşünme, yalnız sana gelecek zararı hesaplama
Söz hakkın olamaz Meğerki nefsini ve hevânı, uygunsuz, tabii arzularını bırakasın Bu gibi şeyleri kapıda bırak Kalbini dehlize at Sır âlemini hile ile çalıştırma Esasa koş, teferruatla uğraşma Teme­li iyi yaptıktan sonra binaya başla
Esas nedir bilir misiniz? Dinî meselelere ait incelikleri öğren­mektir Kalbine yarayan şeyleri iyi öğren; dilden çıkacak şeyler se­ni kurtaramaz
Kalp âlemine dair, ince meseleleri iyi öğrenirsen, Hakk'a yakın olursun Dilden olan, kalbe yararı olmayan şeyleri öğrenirsen yalnız, maddi ve fâni varlıklara yanaşabilirsin
Kalbe dair bilgiler, seni fâni köşkünden alır, Hakk'ın yüce tâatına götürür
Yazık sana; ömrünü ilim tahsili için harcadın Ama hiç amel et­medin Şahsî heveslerine kapıldığın için cahilsin İşin daima Allah düşmanlarına hizmet etmek oldu Onları Hakk'a ortak koşarsın Hâlbuki Hak Teâlâ senden ve ortak koştuğun kimselerden çok zengindir
Senin şirk etmen hoş görülmez Çünkü kul olduğunu anlıyorsun Yakan efendinin elindedir Kurtuluş istiyorsan kalbini Hakk'a bağ­la O'na tevekkül et, O'na hizmet et O'nu her şeyde ithama kalkış­ma O itham edilemez O her şeyi senden çok iyi bilir Sana yarayanları gönderir Senin bilmediğin çok şeyleri O bilir O'nun kudreti önünde sana susmak düşer
Sesini kes, gözlerini yum, başını eğ, lâl ol; izin gelinceye kadar bekle Konuşma zamanı gelince seni konuştururlar O'nunla konu­şursun, ama o zaman varlığını yitirmiş olursun Ve o zaman konuş­maların bütün dertlere deva olur Ruhî hastalıklara tutulanlara, ko­nuşmanla şifa bulunur Her konuşman akıllara nur saçar
Allah'ım, kalbimizi nurlandır Kalbimiz için Zâtına varma yo­lunu göster İçimizi temizle Sana yakınlık ver
“Dünyada bize iyilik ver Âhirette de iyilik ver Ateş azabından bizleri koru(el-Bakara, 2/201) Âmin!

Alıntı Yaparak Cevapla