Prof. Dr. Sinsi
|
İlk İslâm Toplumundan Bize İşık Tutan Aydınlatıcı
Şimdi biz burada Hz Ömer (r a )'in bu şartnamesini olduğu gibi sunmak isteriz:
Süfyan-i Sevri Mesruk'tan Abdurrahman b Ganem yoluyla rivayet ediyor Abdurrahman b Ganem demiştir ki:
"Ben, Hz Ömer (r a ), Şam hıristiyanlarıyla barış antlaşması yaptığı zaman, Hz Ömer için kâtip olarak yazmıştım Hz Ömer bu yazısında onların şu şartları yerine getirmelerini öngörüyordu:
Kendi şehirlerinde ve şehirlerinin çevresinde herhangi bir manastır, bir kilise, bir kalaye (papaz veya piskopos yurdu), bir rahip mabedi yeniden inşa etmeyeceklerdir Harabe haline gelmiş olanlarını yenilemeyecek-lerdir Müslümanlardan herhangi bir kimse gelip kiliselerinde kalıp barınmak istediğinde, onları buralarda yeyip içmekten, rahatlarını teminden üç gün engellemeyeceklerdir Herhangi bir casusu barındirmayacaklardır Müslümanları aldatmak, onlara tuzak hazırlamak gibi gizli bir işe girmeyecekler ve gizlemeyeceklerdir (İslâmı kabul etmedikleri müddetçe) çocuklarına Kur'an öğretmeyeceklerdir Herhangi bir şirki açık ve aleni olarak işlemeyeceklerdir Eğer yakınlarından herhangi birisi müslüman olmak isterse, buna mani olmayacaklardır veya müslümanlara saygı ve tazim belirtmek isterlerse, karşı çıkmayacaklardır Eğer bunlar müslümanların meclisinde kalmak isterlerse, orada oturmalarına izin vereceklerdir Giyimlerinde herhangi bir şekilde müslümanlara benzemeyeceklerdir Müslümanlara ait künyeleri taşımayacaklardır Hayvanlarına eğer tak m ayacaklardır, kılıç kuşanmayacaklar, içki satmayacaklardır (İçki alım satımı yapmayacaklardır) Başlarının ön taraflarını traş edecekler, kesecekler, nerede olurlarsa olsunlar, kendilerine özgü giyimlerini giyecekler, zünnarlarmı takınacaklar, haçlarından ve kitaplarından herhangi bir şeyi müslümanların bulundukları yollarda açık bir şekilde taşımayacaklardır Ölülerini müslümanlara yakın yerlerde gömmeyecekler (İslâm mezarlığından uzak olacaklar), çanlarını çok hafif bir şekilde çalacaklar, müslümanlann bulundukları yerlere yakın olan kiliselerde seslerini yükselterek okumayacaklar, bayramlarında şamata yaparak ortaya çıkmayacaklar, ölülerinin olması halinde bağırıp çağırmayacaklar, beraberlerinde bir ateş yakmayacaklar, içinde müslümanın hakkı bulunan bir köleyi satın almayacaklardır
Bu şart kılınan şeylerden herhangi birisine aykırı davranmaları halinde, bundan böyle zimmetlikleri kabul edilmeyecektir İnadçi halka ve isyancılara karşı uygulanan müeyyideler bunlar hakkında da, Müslümanlar tarafından uygulanacaktır
Hz Ömer (r a )'in bu şartnamesi başka yollardan da rivayet olunmuştur Hemen hepsi yukarıda anlattığımız konularda birleşmektedir Bunun içindir ki İbn Kayyım (rh), bunun farklı rivayetlerine rağmen şu ifadelere yer veriyor:
"Bu şartların şöhret bularak yaygınlık kazanması, isnadına nerede ise ihtiyaç duyulmamaktadır Çünkü bütün imamlar bunu kabul etmişler, bunu kitaplarında zikretmişler, delil ve hüccet olarak göstermişlerdir Hz Ömer'in bu şartnameleri dillerde ve kitaplarda durmadan dolaşmaktadır Nitekim Hz Ömer (r a )'den sonraki halifeler de bunu uygulamışlar ve bununla amel etmişlerdir
Sübhanellahü!!
Aman Allah'ım! Dünkü zirveye varan durum ile, bugün sel üzerindeki bir köpük gibi yaşamamız arasındaki açık ve belirgin farkı bir görün Bugün yeryüzünde hemen herkese yaltaklanıyor, kâfirlerin ve dinsizlerin arkasında şaşkın şaşkın yürümekteyiz Dünkü gün ile bugünküsü arasında ne de ulaşılamayacak bir fark var? Bugünün müslümanı bütün bunlara rağmen halen kendisini müslüman saymaktadır
O neslin sahip bulunduğu izzet, şeref, kuvvet ve Rabbani hakimiyet nerede? Günümüz Müslümanlarının kör bir taklitçilikle peşlerine takılıp gittikleri, hizasında yürümeye çalıştıkları kimseler ve düştükleri zaaf nerede?
Baktığın zaman şunu göreceksin: Günümüz müslümanları, haklarında yukarıdaki şartlar uygulanan zımmîlerin derecesine düşmüşlerdir
Acaba günümüz müslümanlan kâfirlerin zimmîleri midirler?
Bana öyle geliyor ki, ileri sürdüğüm son durum farzedilmiş olsa, inanın ki, günümüz müslümanları, dünkü zımmîler kadar bile bir değere ve öneme sahip değiller Dünkü zımmîler, İslâm'a göre zelil görülmekteydiler, belirli giysileri giyme zorunlulukları vardı, belli yerlerde bulunma mecburiyetleri bulunuyordu Evet onlar böyle idiler
Halbuki günümüz müslümanları, dinsiz doğuya ve kâfir batıya tabi olmaları yüzünden, sırf müslümanhkları sebebiyle aşağılanıyorlar, zillet içinde bulunuyorlar ve önemsenmiyorlar İslâm düşmanlarının sahip bulunduğu şeylere hayretler ve şaşkınlıklar içinde bakıp bunlara önem veriyorlar, bu ümmetin eskilerinin sahip bulundukları ve yaşadıkları tüm şeyleri alaya ve eğlenceye alıyorlar
|