Prof. Dr. Sinsi
|
Dinlerin Birbirlerine Yaklaştırılması Hakkında Bir
"Bunlar, AHah*a iman edenlerden daha doğru yoldadır, diyorlar " (Nisa, 4/51)
Bunlar ki, Medine'de müslümanlar aleyhine hareket edip müşriklerle birleşen, Medine'de müslümanlar aleyhine müşriklere yataklık ve şığınaklık eden kimselerdir
Bu Kitap Ehli ki, ikiyüz yıl haçlı savaşlarını sürdürmüştür Endülüs fecaatini işleyenler de bunlardır Müslümanları Filistin'den çıkaranlar da bu zihniyettir Buralara yahudileri getirip yerleştirenler de bunlardır Bütün bunlar dinsizlikle maddenin birleşmesi sonucu meydana gelmiş, düşmanlık sürüp gitmiştir
Bu güvendiğiniz Kitap Ehli ki, hemen her yerde müslümanları yerlerinden ve yurtlarından etmektedirler Meselâ Somali'de, Habeşistan'da, Eritre'de ve daha birçok yerlerde müslümanlar aleyhine olmak üzere dinsizler ve maddecilerle birleşip hareket ediyorlar, putperestlerle ortaklaşa işe girişiyorlar Nitekim Yugoslavya'da, Çin'de, Türkistan'da, Hindistan'da ve hemen dünyanın her bir yanında İslâm aleyhine her yola başvurmaktadırlar
Bu, bizimle kitap ehli arasında bir dostluk, bir yardımlaşma olur zan-nına kapılanlar -ki bir vehimden başka bir şey değildir-, böylece güya birlikte hareket ederek dine karşı olan madde ve ilhadı yani dinsizliği önleyecekler Bunlar Kur'an okumuyorlar mı? Gerçekten bunlar Kur'an'ı okuduklarında, herhalde işi birbirine karıştırmışlardır Kur'an'daki müsamaha -ki bu İslâmın en belirgin özelliğidir-, bunlar bunu, dostluğa, velâya yani yetkinin bunlara verilmesine yorumlamışlar Velâ ile müsamahayı birbirine karıştırmışlardır Halbuki Kur'an, velayet noktasında dikkatli bulunmayı ve uyanık olmayı emretmektedir Buradan anlaşılan o ki, bunlar şuna uğraşıp durmaktalar, halktan bir çoklarının da bu üç şahıs gibi değişmelerini sağlamaktır Yine bana öyle geliyor ki, bu ve benzeri kimseler, ilk akıl hocaları Cemaleddin Efgani’nin anlattıklarına itimad etmektedirler Kj bu adam, Masonluğun iğrenç düşüncelerinden etkilenmişti İlk defa dinler arasında yakınlaşma bayrağını yüklenen kişidir bu zat Cemaled-dîn Efganî, ' 'Birlik Teorisi" adını verdiği hatıratında şu ifadelere yer veriyor:
"Hemen hemen her araştırmadan, incelemeden ve tetkikten sonra şunu gördüm: Üç Tevhid dini (İslâm, yahudilik ve hıristiyanlık), prensipte ve amaçta tamamen birleşmektedirler Bunlardan birisinde şayet bir şey eksikse, hemen o eksiğin yerini ötekisi doldurmaktadır Bu, mutlak hayır ma-nasindaki emirler noktasında birbirini tamamlar durumdadır
  İşte buna göre bende çok önemli bir fikir belirdi, kafamda büyük bir şimşek çaktı Dinler nasıl ki özde, cevherde, amaçta ve temelde bir iseler, bu üç din erbabı da dinlerinin birleştiği gibi birleşebilirler İşte böyle bir ittihadın ve birleşmenin neticesinde insanlar, barışa doğru bir adım atmış olurlar Evet insanlar bu kısacık hayatta büyük bir adımı barış için atmış olurlar
İşte ben bu teorim için planlar hazırladım Bazı satırlar çizdim, da ve için risaleler kaleme aldım Ancak bütün bunları yaparken ben, "çok yakın bir tarihte tüm din ehlini birbirine karıştıracağım" demek istemiyorum Çünkü ben bir tek dinin ehli olan kimselerin niçin parça parça gruplara ayrıldıklarını, ihtilâf sebeplerini derinliğine araştırmadım  "
Yukarıdaki sözleri gördünüz Hepsi de mugalatadan öteye geçmemektedir İleriyi görebilen herkes bunu çok iyi anlar ve kavrar Meselâ biri çıkıp derse ki:
"Gerçekten İslâm dini müsamahakâr bir dindir, o hıristiyanların hıristiyanlığa, yahudilerin de yahudiliğe davette bulunmasına, Budistlerin de budizme çağırmasına, kısaca beşeri dinlerin hepsine ve muharref dinlere, niteliği ne olursa olsun müsamaha ile bakıyor?
Acaba bu davetçiler, Kur'an'ın İsrailoğullarıyla ilgili anlattıklarından, peygamberlerini öldürdüklerinden, sonra da Tevrat ve İncil'i değiştirip tahrif ettiklerinden habersiz midirler? Sonra yine bunların heva ve istekleri doğrultusunda Allah tarafından indirilmiş bulunan kitaplarla oynadıklarını bilmiyorlar mı?
Acaba bunlar Rabbimizin şu şyetinden habersiz midirler?:
"Andolsun ki Allah, üçün üçüncüsüdür, diyenler de kâfir olmuşlardır/' (Maide, 5/73)
İşte bir başka âyet meali, Rabbim buyuruyor ki:
"Yahudiler, Üzeyir Allahın oğludur, dediler! Hıristiyanlar da, Mesih (İsa) Allah'ın oğludur dediler Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir Sözlerini önceden kâfir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar Allah onları kahretsin! Nasıl haktan batıla döndürülüyorlar?” (Tevbe, 9/30)
Yine Rabbimiz şöyle buyuruyor:
"Sizin de kendileri gibi inkâr etmenizi istediler ki onlarla eşit olasınız " (Nisa, 48/89)
|