Yalnız Mesajı Göster

İlahi Armağan -36- Meclis

Eski 08-02-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -36- Meclis




Ey münafık, ne zamana kadar, gösteriş hevesine kapılacaksın? İçin ne zamana kadar bozuk olacak? Ey içinde olanın gayrini göste­ren adam, bu hâlin sana ne verebilir? Hem bundan eline ne girebilir?
Yazık sana; Allah'tan utanmıyorsun O'nun karşısına çıkacağını neden aklına getirmiyorsun? Yakında O'nun huzuruna çıkacaksın Yaptığın işin özü başkasına ait oluyor; ama dıştan O'nun içinmiş gibi yapıyorsun! Allah'ı kandırmak istiyorsun Yaptığın işlerle bir şeyler talep ediyorsun Ama bilesin ki, Hakk'ın bilgisi seninledir O, seni her zaman bilir
Dön; işlerini düzelt Nefsini, Allah için kıl Çalış ki, attığın her adım, aldığın her lokma, yaptığın her iş iyi niyetle olsun Ve Hakk'a yararlı olsun Niyetin tam olursa yaptığın her iş güzel olur İşlerin Allah için olur Ve artık işlerini zorluk çekmeden yaparsın Kulluk, yapılan ibadeti Allah için yapmaktır Böyle niyet hâliyle düzelir Ona tam teslim olup ibadet ettikten sonra Hak o kula sahib olur Hak Teâlâ bir kula sahib olursa kulların kötü emelinden onu saklar, on­lara muhtaç etmez Onların derdinden azad eder
Allah Teâlâ'yı isteyip arzuladıkça, yollar açılır ve O’nun yakınlık evine girmiş olursun Zorlukları yok olur Kalbinde Hak'la ülfet pey­da olur Yakınlık derecen her an artar
Yakınlık dereceleri yavaş yavaş yükselir Kulluğun yerinde ol­dukça kulluk yakınlığın büyür Sonra daha büyür Bu hâl büyümek­te son bulduğu an kalbin Allah Teâlâ'nın nuru ile dolar Oraya başkası yol bulup giremez Ve orada başkaları için bir boşluk kalmaz
Bu anlatılan hâle ermek için Hakk'ın emrine uy Yasaklarından kaç O'na teslim ol Hayır ve şerde O'na bağlılığını bırakma İyiliği, düşkünlüğü, zenginliği ve fakirliği bilhassa O'ndan bil Arzularını yerine getirdiğin zaman dikkatli ol ki, bunların hemen çoğu dünya­ya aittir Dünyalık şeyler, çok dikkatle alınmalıdır Dünyada Allah için yaptığın işlere karşılık isteme Mükâfatı O'na bırak, verir Bil­meden az bir şey istersin, mükâfatın o olur Asıl büyük mükâfat O'­nun sana yakınlığıdır O da sana verilmiş Ne istersin başka? O'nun yakınlığı, dünya ve âhiretin en büyük nimetidir Dünyada O'na ya­kın olmak, kalp yönünden olur Öbür âlemde ise, hem dış ve hem de içten olur İşlerini yalnız O'nun için yap; ufak tefek şeyleri içine ka­rıştırıp, niyetini kirletme Yaptığın işleri görme Dış duygularını ha­rekete geçir Kalbini Hakk'a ver Kalbini O'na verebilirsen kalp âle­mine pencereler açılır Onlarla hikmetlere bakarsın Mâna, suret olur Gayb âlemine geçen şeyler dışa çıkar Haber olarak söylenen, açıkça görülür
Kul Allah için iyi olursa her uygunsuz hâlden esirgenir Hâli iyiye çevrilir ve hâlden hâle geçilir Her an mânalar diyarına uçar Kalbini imanla doldurur Marifet hâli artar Yakınlık ve müşahede ülkelerine geçer
Bu hâl ehli için gece yok, gündüz var Karanlık yok, ışık var Ke­der yok, iyilik var Nefis yok, kalp var Yokluk var, varlık yok Ha­zır hâli olmayan bir gayb âlemi var
Bunların temeli, Allah Teâlâ ile ülfet hâlini bulmaktadır Söz neye yarar; Hak'la aranda ünsiyet peyda olmadıktan sonra
Halkı denedin, ne olduğunu sezdin Hele bir adım at; fayda ve zararları artık kalmadı Nefsi de bırak Ona uyma Onu geç Elinden geldiği kadar, Yaratan'ın sevdiği şeylere çek Onu da denedin Bu­lunduğu hâli de öğrendin
Halk ve nefis, iki ateş denizidir İnsan bilmeden düşerse, yıkılır Azmet ve o denizleri aş Yolunda önce hastalık çıkar Sonra şifa ge­lir Sen ne hastalığa, ne de şifaya güven Bütün hastalık ve şifası Hak Teâlâ'nın katındadır Hak Teâlâ'dan başkası hastalık vermez, şifasını gönderemez
Tek olmaya alışırsan, bir olandan ülfet ve birlik gelir Fakirliğe göğüs gerersen, zenginlik gelir
Dünyayı terk et, sonra öbür âlemi ara Daha sonra Hak yakınlı­ğını iste Halkı bırak, Hâlık’a koş Anlayışsız olma, yaratık ile Yara­tıcı bir arada olmaz Dünya ve âhiret bir kalpte olmaz Bunların bir­leşmesi tasavvur dahi edilemez Onları birleştirmek hayaline kapıl­mak caiz değildir Ancak dışta halkı, içte Hâlık'ı düşünmek gerek Dünyalık şeyleri elinde tut Âhiret işlerini de kalbinde sakla Ama bunlar, hep bir arada kalbe yerleşmez
Nefsine bak, ona yarayanı al Dünyalık istiyorsan âhireti kalbin­den at Âhireti istiyorsan dünyayı oradan çıkarman gerekir Hangisi nefsine yararsa onu seç Şayet Mevlâ'yı istiyorsan, kalbinden hem dünyayı, hem de âhireti çıkar Kalbinde dünya ve âhiretin gayri de kalmasın Madem Mevlâ'yı diliyorsun, O'nun zâtından gayri şeyleri kalbinden atmalısın O'ndan gayri kalbinde zerre miktar bir şey kal­sa Hakk'a yakınlık duymazsın Hakk'la ülfet ve onun katında sakin olmak sana nasip olmaz Kalbinde bir dünyalık lifi kalsa öbür âlemi kalp kapısına getirmen kabil olmaz Âhiret sevgisinin zerresi kalbin­de yaşasa ilâhî nur senden uzak durur
Yazık, kullar görmesin diye perde arkasına çekiliyorsun Ama Yaratan'ı gördüğün yok O'ndan nasıl saklı bir iş tutabilirsin ki? Yakında bütün perdeler yırtılacak Bütün sırlar faş olacak Yaptığın işlerin sonucu cebinden ve evinden çıkacak Bugün parçalamaya kıyamadığın her şişe, yarın parça parça olacaktır Hele daimi içtiğin şarap çanağın Onun parçalanmasını bir görsen!
Her iyilik yarın meydana çıkar Belki de sen, onlardan mahrum olursun
Ey zehir yutan, yarın belirtisini vücudunda göreceksin Haram yemek, din cesedine zehirdir Nimetleri saklıda bırakmak, dinin için öldürücü zehir sayılır Yakında Hak Teâlâ seni hesaba çekecek, ni­metin kadrini bilmediğin için seni fakre düşürecek Halk arasına dilenci yüzü ile çıkacaksın Halkın kalbi sana acıma duygusu taşı­mayacak
Ve sen, ey ameli bırakan âlim Yakında ilim seni bir yana ata­cak Kalbinde bilgi mutluluğunu bulamayacaksın
Ve ey cahiller, eğer O'nun kudret ve kuvvetini bilseydiniz, he­sap vermeyi de düşünür, hata işlemekten korkardınız
Hak Teâlâ'ya ve kullarına karşı edebinizi takınınız! İşinize ya­ramayan lafları bir yana atınız Lüzumsuz şeylere karışmayı bir zât şöyle tarif eder: “Geziyordum, bir genç gördüm; sıkı bir şekilde yer kazıyordu Ona kendimce şöyle dedim: ‘Bu ağır işi bırak; hafif işlere bak’ Bu sözümün cezasını çok ağır ödedim Altı ay gece namazına kalkama­dım Bu benim için çok ağır bir ceza oldu

Alıntı Yaparak Cevapla