08-02-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İlahi Armağan -24- Meclis
Allah, beni dilediği ve istediği gibi konuşturur Konuşmam huzurumda olanların hâline göre şekil alır Onların ihtiyacı kadar konuşmak bana nasip olmuştur Aklınıza kendiliğimden söz ettiğim gelmesin Sizin aklınıza çok şeyler gelir Aleyhimde her türlü sözü söylediniz Sanki aramızda bir düşmanlık vardır Beni hiç istemezsiniz Her şeyimi dilinize dolar, sayar dökersiniz Şerefim aranızda sanki pay edilmiştir Her biriniz bir yerimi yırtar oldunuz Ama unutmayın, o şeref benim değildir Sahibi büyüktür Zaten varlığımda hiç bir şeye sahip olmadım Eğer varlığım olsaydı, hepsini size vermekten çekinmezdim Elinize aldığınız şeyleri toplamak da benim için imkânsızdır Siz de bunu biliyorsunuz Her çeşit şeyleri söylemektesiniz; buna karşılık size bir iş etmek haddim değil Niçin bu düşmanlığınız? Size yalnız öğüt vermekteyim Onu da Allah için yapmaktayım Kuvvetim O'nundur Öğütlerimi dinlerseniz, sizin için iyi olur Benim için olacak olmuş demektir
Kadere uy; aksi hâlde yere serilirsin Yoluna onunla devam et Yürüyemiyorsan zorla yürümeye gayret et Bir gün gelir yürüyecek hâli kaybedersen hâlini anlayan olur, sırtına alır, götürür Sen de rahat ve hoşça yoluna devam edersin
Allah yolunun tam yolcuları, ilk zamanda çalışırlar Dünyalıklarını kazanarak yemeğe gayret ederler Fazla almazlar, başkalarına dağıtırlar Her aldıkları şey, İslâm dininin esas emirlerine göre olur Bir zaman gelir, maddî yapıları çalışamaz olur Ruhî durumları, onları çalışmaktan alıkoyar Böylece tevekkül yoluna girmiş olurlar Kalpleri Hak sevgisi ile dolar ve mühürlenir Bütün duyguları kötülüğe karşı bağlanır Görenler, memnun olur Dünyalık ihtiyaçlarını kolay alırlar Zorluk bilmezler; yorgunluk akıllarına gelmez
Yakınlık derecesini bulan birinci sınıf velîler, öbür âleme geçtikleri zaman nimet içine düşerler Nimeti sevdikleri için değil, Hakk'a uydukları için verilmiştir onlar Dünyada nasıl nimetleri rahat bulurlarsa, öbür âlemde de cennet nimetlerini öyle bulurlar Allah'a tam kul olabilmek zor Yoksa O, her şeyi verir; hem de bol bol O, kullarına zulmetmez
|
|
|