08-02-2012
|
#4
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İlahi Armağan -22- Meclis
Yazık sana  Zaman geçiyor Sen nefsin ve çocuklarınlasın Hak’tan ayrı durmak arzusundasın Bu hâlin ne zamana kadar sürer?
Bazı büyükler şöyle diyor: “Yavruna her şeyin değerini öğret; sonra ondan ayrıl Nefsini al, Rabb’inle meşgul ol ”
Yavru, eline geçen bir şeyin para edeceğini anlarsa babasını bırakır Bir oyuncak hükmünü taşıyan şeyi dahi sezecek olsa, babasını meşgul etmez olur Kendini oyalar Ey baba, seni de sahibinle baş başa bırakır O’nunla meşgul olacağın zamanı boşa geçirmiş olmazsın Çocukla geçen zamanın kıymeti düşmez, Rabb’ine rahat ibadet için ona oyuncağın değerini anlat Bir yavru için oyuncak babadan önemli sayılır
Çocuklarınız büyüdüğünde sanat sahibi yapınız Onlar çalışsın ve kazansın Siz de Mevlâ'ya kulluğa koyulun İbadeti bırakıp çocukların geçimi ile olma Onlar büyüdüğünde beslenmeleri sana düşmez Onlar için hatalar işleme Onların geçimi için çalışmanın bir haddi ve zamanı vardır Hak katında senin günahını bağışlamak, onlardan uzaktır
Kendine ve çocuklarına kanaati öğret Kanaat sahibi olmayı, onlara yeter gör Yalnız, lazım olan şeyleri onlara temin et Gereken şeyleri temin ettikten sonra onların da elinden tut, Mevlâ'nın tâatine koş Rızkınız genişlesin diye, ibadeti bir yana atmayınız, kaderinizde varsa kendiliğinden gelir Zamanlar bellidir Bir bolluğa erersen Hak’tan bil, al ye, yavrularına da yedir Sakın halkın eliyle geldiği için Hakk'a ortak koşma Onlar bir âlettir Onu almak sana nasıl bir vazife ise onlara da getirmek bir vazifedir
Kanaat sahibi ol Darlık açılır Kanaat insanı içinden çıkılmaz felaketlerden berî kılar Kanaat sahibi olursan, geleceğini vehmettiğin şey gelmeyince üzülmezsin Hele takva sahibi olmakla zâhid libasını giymiş olman en büyük nimet sayılır
Sakın, kullara el açma İman sahibi, bir şeye ihtiyaç duyarsa Mevlâ’sına yalvarır O’na karşı boynunu eğer, tevbe eder; sessizce verilecek şeyi bekler Verildiği takdirde, vereni övme yoluna gider Verilmeyecek olsa, kalbine uyar; sabra devam eder Hakk'ın dileğine itiraz etmez Çekinme yoluna sapmaz Zengin olmak için dinini satmak zilletine düşmez Riyakârlık ederek dünyalık almaz İçi bozuk bir hâle girmez Yâni senin gibi yapmaz, ey içi bozuk adam!
Riya, nifak ve isyankâr olmak fakirliğe götürür İsyan zelil eder
Riya yüzsüz kılar Nifak, kapılardan kovdurur Hak kapısına girmen kabil olmaz
Riyakâr ve içi bozuk olan, dünyayı dini ile alır Riyakâr adam sâlih kisvesine bürünür Münafık olan hiç bir zaman sâlih olmaya ehil değildir Dıştan sâlihler gibi konuştuğu görülür, onlar gibi giyer; fakat hiç bir zaman içinden koparak onların işini yapmaz Sâlih kişilerin nesebinden olduğunu söyler; ama hiç bir zaman onlara nispeti sahih olmaz “Allah'tan başka ilâh yoktur” demen bir dâvadır
O büyük kelâmı sarf ettikten sonra Allah'a dayanman, O'na tevekkül etmen, başkasını kalbine koymaman ise şahidindir Şahitsiz dâvanın kazanılmasına ihtimal yoktur Dâvayı aç, peşinden şahitleri bulmaya bak
Ey yalancılar ve Mevlâ'dan kaçanlar! Kalbinizle Hakk'ın kapısına koşunuz O'nun sâlih kullarının peşine düşünüz Yaptığınız hatalar için Allah'tan özür dileyiniz İman hâlini benliğinize sindiriniz Dünyalık alacaksanız, İslâm dininin emri dahilinde alınız Velayet hâline ererseniz, Hakk'ın ilhamı ile alınız Her ne yaparsanız yanınızda iki şahit hazır olsun O iki şahidin biri Kitap, öbürü de Sünnet'tir Bir gün daha ilerler, kutup veya bedel olursanız, fiil tecellisine uyarsınız Her işinizi O'na ısmarlar; olup bitenlere seyirci kalırsınız
|
|
|