Yalnız Mesajı Göster

İlahi Armağan -22- Meclis

Eski 08-02-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -22- Meclis




Ey evlat! Nefsine abanmaktan utanç duymaz mısın? Onu her iyilikten mahrum bırakmak sana ar getirmiyor mu? Onu her türlü iyilik için başarıdan nasipsiz kılmak nasıl olur?
Bugün ibadet, yarın isyan Bugün ihlâsla Allah'a kul olmak, yarın şirkin yolunu tutup Hakk'a karşı bayrak çekmek “Yapan Al­lah değil, kuldur” demek! Bunları söylemekten utanma bilmiyor musun? Bugünün iyi iken yarının kötülüğe gitmesi fenadır Peygamberimiz: “İki günü eşit geçen ziyandadır buyururken, halin ne ile an­latılır? Geçmiş günü hayır, geleceği hayırsızlıkla kapanan zararını ne ile ödeyebilir?
Ey evlat! Sana lazım olan varsa, onu bulmaya çalış Bir şey eli­ne gelmiyorsa bulmaya gayret et Çalışana Allah yardımcıdır Bu de­nizde gayret et Dalgalar sağa çarpa, sola vura, bir gün selâmet sa­hiline atar Senden dua etmek; O, icabet eder Senden çalışmak; ba­şarıyı O verir Sen nasibini unutup kaçsan bile O sana acır, yanına koşarak gelir
Araman candan olsun; O yakınlık kapısını gösterir O'na koş­maya bak; düşecek olursan rahmet eli seni tutar Mevlâ'nın rahmet, lütuf, kerem ve sevgi eli sana iştiyakla uzanır Bu, büyük mertebe­lerden sayılır Allah yolcuları buna ermek için çalışırlar
Sizi artık istemiyorum Siz, nefsin ve tabiî arzularınızın kölesi oldunuz Nefsinizin hevâsına ve şeytanî duygulara ibadet eder oldu­nuz Yanımda yalnız Hak vardır Hak, öz içinde özdür Safa içinde safadır O’nda halktan kesilmek, Hakk'a vasıl olmak vardır Sizin he­veslerinizi kabul edemem, ey içi bozuk adamlar Dışınızla içiniz bir­birini tutmuyor
Ey davacılar ve yalancılar, yüzünüze söz etmekten çekinmiyo­rum artık Sizden nasıl utanır ve çekinirim? Çünkü siz, Rabb’inizden utanmaz oldunuz O'na kötülük isnat etmektesiniz Aklınıza göre Rabb’inize ihanet yolunu tutuyorsunuz O'nun vazifeli meleklerine karşı iyi edep tavrı takınmıyorsunuz
Yanımda doğruluk kılıcı vardır Onunla her dinsizin ve münafı­ğın kellesini keserim Hele yalancılar, vuruşumdan kurtulamazlar Onlar ne tevbe bilir, ne de sır yolu ile Rabb’lerine dönebilirler, özür dilemek ve tevbe yolunu tutmak onlara yakışmıyor mu ki, yapmı­yorlar?
Bazı büyükler şöyle derler: “Doğruluk yeryüzünde Allah'ın kılıcıdır Hangi şeyin üzerine konsa, onu keser
Sözlerimi kabul edin ve candan bana yönelin Size nasihat et­mekteyim Sizi, sizin için diliyorum Sizin için ölü sayılırım Diriliğim Hak’ladır Beni tasdik eden iflah olur Sohbetimden faydalanan kur­tulur Beni tasdik etmeyen, yolunu sapıtır Sohbetime devam etme­yen, dünyada ve âhirette çetin cezalara çarpılır
İrfan sahibi olmayan, sohbetimden anlayamaz İrfan yoluna gö­türen sebepler arasında Hak’la çekişmeyi bırakmak vardır O'na iti­raz etmeyen irfan sahibi sayılır O'nun yaptığı işlere uyarlık göste­ren, marifet sırlarına ermiştir Bu yüzden Malik bin Dinar, bazı talebelerine şöyle der: “Mevlâ'ya irfan sahibi olmak arzusunda isen, O'nun tedbirine, hükmüne ve kaderine uy Nefsini, şahsî arzularını ve iradeni ona eş tutmaya kalkma
Ey canları sağ olanlar, işleriniz tümden dağınık Rabb’imize kar­şı neler kaybetmediniz ki? Kalbiniz, kaybettiğinizi bir bilseydi, has­retiniz artardı Yaptığınıza nadim olurdunuz Ayık olunuz

Alıntı Yaparak Cevapla