08-02-2012
|
#7
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İlahi Armağan -22- Meclis
Ey evlat! Kalbini buruşturan dünyalığı alma Ama ne diyelim, sende akıl kalmamış Her yanın kötülük timsali, nefis olmuş Tabii arzu ve hevâ ile dolmuşsun Kalp sahipleri ile otur Akıllı ve olgun yaşlılara yakın ol Sana onlar lazımdır Allah'ın hükmü ile amel edeni ara Sana terbiyeyi o öğretir Bilgiyi o verir Nasihati o yapar
Ey her şeyi karşılık almadan satan zavallı Her şeyini veren ve bir şey almayan adam Dünyayı, âhirete karşılık aldın Âhireti verdin dünyayı buldun Hevesle dolusun Yokluğa gömüldün Cehalet her yanını kapladı Hayvanlar nasıl yerse öyle yemektesin Aramazsın sormazsın, hesap vermek aklına gelmez Niyetsiz oldun Emri bilmiyorsun Bir iman sahibi gibi iş tuttuğun yok
İman sahibi dinin emriyle yer; velî kul, buna ilâhî ve mânevi emri de ekler Kalbinden gelen yasağı da dinler Varlığına Hak varlığı katar Bir iş için gayret sarf etmez Hak fiiller onda tecellisini gösterir O, bu hâlinde Rabb’i ile olur İlâhî emir, velî kulun her yanını kaplar Ayakta duruşu onunla olur Varlığından soyunan, bir şeyi seçme kudretine sahip değildir Hâllerin hangisi kula gelse, İslâm dininin esaslarını yapmak zorundadır
Fena hâline eren Mevlâ tarafından esirgenir Sonra kudret denizine atılır Kudret denizinin dalgası insanı, bazen gizler, bazen de açığa çıkarır Bazen sahile atar, bazen de dalgaların ortasında kor Onların bazısı Ashâb-ı Kehf'e benzer Hak Teâlâ, Ashâb-ı Kehf için şöyle buyurdu: “Biz onları bazen sağa, bazen de sola çeviririz ” (el-Kehf, 18/18)
Fena hâline eren kimsede akıl hüküm süremez Onların tedbir ve duygu ile ilgileri yoktur, lütuf evinde otururlar Ve yakınlık yuvasına sığınırlar Hak katına çıkınca iç ve dış gözlerini yumarlar
Bunları Hak yapar Onların gözünü dalgalardan saklayan Mevlâ'dır Bu sebeple onlar, yalnız Mevlâ'ya bakar, O'ndan işitirler
Allah'ım, bizi zatınla gayrından yok eyle Her şeyi seninle buldur
“Dünyada iyilik ver Âhirette iyilik ver Bizi ateş azabından koru ”(el-Bakara, 2/201) Âmin!
|
|
|