|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hizmetin Mükafatı:
Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri, Dâvûd aleyhisselâma:
- Ey Dâvûd! Bana talib olan ve beni isteyen birini gördügün zaman, onun hizmetçisi (hadimi) ol diye vahyetmistir
Hâdim, Cenâb-i Hakk’in, hizmetlerine karsilik kullari için hazirladigi sevab ve ecri arzulayarak hizmete girer Hâdim; tâlibleri, gönül rahatligina ulastirmak, Allah’a yönelenlerin duygu ve düsüncelerini, dünyevî endiselerden kurtarmak ister Yaptigi her seyi, sâlih bir çevrede, temiz bir niyetle yapar
Hâdim; hizmeti, karsiliksiz yardimda bulunmayi, baskalarini kendisine tercih etmeyi, cennetin yollarindan biri olarak bilir Hizmetin faziletini bildigi için onu nafile ibadetlere tercih eder Ancak kisinin Allah ile beraber olabilme halini düzeltmek ve devamli kilmak için yaptigi nafileler bunun disindadir
Hâdim’in, arzu edilen ve begenilen yüce bir makami vardir Ancak, hizmette niyyetini nefsânî etkilerden temizlemesini bilmeyen kimse, hâdim degil, onlara benzemeye çalisan bir kimsedir O, fa kirlere hizmet için çirpinir, hizmet için girilebilecek her yere girer Hüsn ü niyetle hâdimler gibi çalisirsa bile yine de hizmeti ve niyyeti saibeden kurtulamaz
Böyle bir hizmetkâr, topluma hizmette iyi niyyeti ve kavi imâni oldugu takdirde, yerinde hizmet edebilir Bazan da niyyetine heva-heves karisdigi için hizmeti yerinde ve isabetli olmaz Yapilmamasi gereken yere hizmet götürmüs olabilir Yaptigi her is ve hizmet karsiliginda sevgi ve övgüsünü bekler Bazan övülme için hizmet eder Bazan da heva ve hevesiyle hareket ettigi için sevmedigi bir durumla karsilasdigi kimsenin hizmetine mani olur, kalbine ve niyetine hevâsi karistigi ve nefsani duygular gönlünü zedeledigi için, sevinçli ve kizgin oldugu zamanlarda hizmetin gerektirdigi edebe, riayet edemez Dolayisiyla hizmetinde isabet etmedigi anlar olabilir Hakiki hizmet ehli ise, gerek sevinçli, gerek kizgin oldugu hallerde bile heva ve hevesinin etkisi altinda kalmaz Hiç bir kinayicinin kinamasi onu, Allah yolunda bildigini yapmaktan alikoyamaz Herseyi yerli yerinde ve zamaninda yapar Hulâsa, bu bilgilere ve yukarida verilen özelliklere göre, hizmet anlayisinda nefsânî etkilerden kurtulamiyan kimse, hâdim degil, ancak mütehâdimdir (Avârifu’l-Meârif Tercümesinden, s 119-121)
Ebu Hafs kuddise sirruh'a soruyorlar:
- Hangi amel en faziletlidir?
- Istikamet üzere olmakdir, buyurdu
Ve nitekim Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
- Gücünüz yettigi kadar istikamet üzere bulununuz, buyurmusdur (Ibn Mâce, Dârimî)
Cafer Sâdik hazretleri: “Emrolundugun gibi istikamet üzere bulun” ayeti hakkinda:
- Tam manasiyla azmederek Allah’a siginmak, O’na iltica etmektir” buyurdu
Sâliklerden biri Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemi rüyasinda görmüs ve O’na:
- Ya Resûlallah, senin, Hûd suresi ve benzeri sureler beni ihtiyarlatti dedigini naklediyorlar, deyince Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- Evet, buyurmus Bunun üzerine:
- Bu sûrede ne var ki, seni ihtiyarlatti? Peygamberlerin hayat hikâyeleri ve ümmetlerinin helâki mi?
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selem:
- Hayir, bunlar degil! Beni, Allah’in; emrolundugun gibi dosdogru ol" talimati ihtiyarlatti, buyurmuslardir
Ebu Ali el-Cüzcânî kuddise sirruh söyle buyurmustur:
- Allah’dan istikamet üzere olmayi isteyenlerden ol, keramet üzere olmayi talep edenlerden degil Çünkü, nefsin keramet arzusu pesinden kosarken, Rabbin senden istikamet üzere bulunmani bekler
Iste bu düsünce, bu yolun kapisindaki büyük esaslardan biri oldugu gibi, tasavvuf tâlibi ve sülûk ehli olanlardan çogunun hakikatini bilmekde gaflet gösterdigi bir sirdir
|