Yalnız Mesajı Göster

Zayıf Bir Zanla Bile Âhireti İnkâr Caiz Değildir

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Zayıf Bir Zanla Bile Âhireti İnkâr Caiz Değildir




ZAYIF BİR ZANLA BİLE ÂHİRETİ İNKÂR CAİZ DEĞİLDİR

Bir kısım ahmaklar vardır ki, işleri ne kendi basiretleriyle [görüşleriyle] anlayabilirler, ne de şerîatin bildirdiğini kabul ederler Âhiret işlerinde şaşar kalırlar Onları şüphe kaplamıştır Ve bazan da şehvetlerinin galebe çalmasiyle, yaratılışlarının icabına uyarak âhireti inkâra kalkarlar Kalblerinde, bu inkâr meydana gelir, şeytan da onu arttırır
Cehennemi anlatmak için bildirilenleri; insanlan korkutmak için, Cennet hakkında söylenenleri ise, asılsız tatlı hayâller şeklinde söylenmiş zannederler Bu yüzden şehvet ve arzularına uyarlar Şeriatın emir ve yasaklarını dinlemezler Şeriata uyanlara hakaret gözü ile bakarlar Şeriata uyanlar için; onlar aldanmışlardır, aldatılmışlardır, dediler Böyle bir ahmağın böyle sırları delilleri ile anlayabilmesi mümkün müdür? O hâlde, açık bir sözle, düşünebilmesi için onu davet etmek icabeder Ve ona denir: Eğer senin zann-ı galibin bu yüz yirmi dört bin peygamberin, bütün evliya, âlim ve hakîmlerin yanıldığı, aldandığı şeklinde ise ve sen bu ahmaklığınla bu hâlleri anladınsa, elbette bu yanılman seni tutar ve gururlandırır
Çünkü, âhiretin hakikatini bilmiyor, ruhanî azabı anlamıyorsun Çünkü, ruhanî olan şeylerin misalini ve şeklini hisler âleminden kabul etmiyorsun! Eğer yanılmasını caiz görüp, «İkinin birden fazla olduğunu bildiğim gibi, ruhun hakikati olmadığını biliyorum O baki olamaz, ona öldükten sonra, cismanî ve ruhanî bir rahatlık ve acı olmaz» dese, o kimsenin mizacı bozulmuştur Ona artık ümid etmemelidir O, Allahü Teâlâ'mn haklarında «Eğer onları doğru yola çağırırsan, asla hidâyete gelmezler» (1), buyurduklarından olmuştur «Bunun imkânsız olması benim için zarurî değildir
Çünkü bu mümkündür Fakat pek uzaktır İşin hakikatini tamamen bilmediğim ve bu hususta zann-ı galibim olmadığı için zayıf bir zanla bütün ömrümce kendimi niçin her şeyden men edip, lezzetlerden uzak durayım» derse, cevabında deriz ki: Madem ki bugün bu kadarını söyledin, şeriatın yolunu kabul etmen akıl icabı sana lâzım oldu Çünkü tehlike büyük olduğu zaman zan zayıf olsa da ondan kaçılır
Meselâ sen bir yemeği yemeye başlarken, birisi sana, bu yemekten yılan yemiştir, derse o yemeği yemezsin O kimse yalancı olsa, yemeği kendi yemek istese de yine yemezsin Fakat, sözü doğru da olabilir diye düşündüğün için, kendi kendine, eğer yemezsem, açlığa katlanmak kolaydır, yersem belki doğru söylemiştir, o zaman zehirlenirim, ölürüm dersin Bunun gibi, hasta olsan vaziyetin tehlikeli olsa, dua yazan bir kimse sana; «Bana bir dirhem gümüş verirsen, bir kâğıda sana dua yazarım ve yaptığım şeylerle iyi olursun», derse bu yazı ve şekillerin sıhhatle alâkası olmadığını bilsen de kendi kendine, «Belki doğru söylüyor, bir dirhemi elden çıkarmak bir şey değil», dersin Eğer müneccim; «Ay filân yere gelince, şu ilâcı içersen iyileşirsin», derse onun sözü ile bu sıkıntıya katlanırsın ve «Olur ki doğru söylüyor, eğer yalan söylüyorsa bu sıkıntıya katlanmak zor değildir», dersin

Alıntı Yaparak Cevapla