08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İlahi Armağan -20- Meclis
20 MECLİS
Bu konuşma Cuma sabahı medresede yapıldı
Konuşma tarihi: Hicrî 12 Şevval 545, Milâdî 1150
Ey şu beldenin halkı, sizde nifak çoğaldı, ihlâs azaldı Sözler çok; fakat onlara uygun iş yok İşi olmayan söz, hiç bir şeye yaramaz Sahibine felâket getirir, kurtuluş getirmez Önüne iş gelmeyen söz, kapısız eve benzer, merdivensiz binadır İçinden iyilik geçmeyen hazineye benzer Yalnız söz, kuru davadan ibarettir Boş söz, ruhsuz kalıba benzer, o bir put gibidir Ayağı yoktur, eli yoktur, bir şey tutamaz Yaptıklarının çoğu ruhsuzdur İşlerin ruhu ihlâs, tevhid ve Allah'ın Kitabı’na yapışmaktır Peygamber’in (s a v) âdetlerine uymaktır Gafil olmayınız Şu anda yaptığınız kötülükleri iyiliğe çeviriniz, isabet olur Emirlere uyunuz Yasakları bırakınız; kader karşısında uysallık gösteriniz
Halktan çok azı Mevlâ şarabını içer Ülfet ve müşahede âlemine pek azı geçebilir O'na yakın olan az bulunur Mevlâ'nın yakınlığına eren, kader ve belâ üzüntülerini bilmez, günleri darlıkla geçer; ama farkında değildir Allah'a hamd eder, şükreder
Vasfı anlatıldığı gibi olan büyükler, Mevlâ'ya itiraz etmediler Hâllerine şükrettiler, ereceklerine bunun için erdiler Bu hâle erene her şey lâyık
Size gelen belâ Allah yolcularına da gelir Onların bir kısmı sabreder Diğer kısmı sabrı da bırakır Kendinden geçer Belâdan darlanmak iman zayıflığındandır O anda iman çocuktur Belâ zamanı sabretmek, imanın gençlik çağıdır Belâ geldiği zaman, kaderin bir icabı bilip uymak imanın yetişkin çağıdır Belânın getirdiği bütün hâllere razı olmak, Hak ilmine ermekten, O'na yakınlıktan ileri gelir Kalp ve sır Hakk'a yakın olduğu zaman belânın hiç bir şeyi dokunmaz Bu durum, müşahede ve hâl dili ile konuşma âlemidir İman sahibi iç âlemini dış varlığına ve yaratılmış bütün varını Hakk'a iletir Mevlâ katında bütün varlığını eritir Mevlâ dilerse onu tekrar halka gönderir Dağınık işlerini bir araya getirir Kıyamet günü halkın cesedini dirilttiği gibi onun dağınık hâllerini de toparlar
Kıyamet günü insanların bütün azaları tümü ile dağılır Sonra İsrafil'e emrolunur; sûra üfler, her şey yerli yerine gelir Bu, halka göredir Allah yolcuları, halktan ayrı bir hâl taşırlar Hak’tan gelen bir nazarda ölür, bir nazarda dirilirler
Sevginin şartı, sevilene karşı irade sahibi olmamaktır ve onu değil, dünyayı, âhireti ve halka dair cümle şeyi bırakmaktır Allah sevgisi kolay değildir O iddia ile olmaz Sizden herhangi biri bu hususta iddia sahibi olursa, sevgiden uzaktır Birçok iddia sahibi olmayanlar vardır ki, Hak katında mekân tutmuştur
|
|
|