08-02-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İmanın Tadını Almanın Anlamı
İman ve görüş farkı;
Allah’a iman olduğu gibi, tağut ve şeytana da iman söz konusu olabilir “Şu kendilerine okuyup yazmaktan biraz nasip verilmiş olanları görmüyor musun? Put ve şeytanlara iman ediyorlar da Allah’ı tanıyanlara ‘Bunlar, müminlerden daha doğru yoldalar’ diyorlar ”
İmanın tadını alanların kazanacakları gerçek iman, dil ve zihin ile gerçekleşen bir şey değildir Bu iman; bazen inanç, bazen itikat, bazen akide, bazen de yakin olarak karşımıza çıkar Bunların hepsi birbirine yakın ifadelerdir Görüş ise kültürdür, bilgi dağarcığına katılır İman, kana kemiklere hatta iliklere kadar karışır Görüş sahipleri her an görüşlerinde vazgeçebildikleri halde, akide ve iman sahipleri asla dönmezler, sebat gösterirler
İman, kâinatın bir yaratıcısı olduğunu bilmekten ibaret değildir “Tıpkı şeytanın misali gibi ki, şeytan insana ‘inkâr et’ dedi de, insan inkâr edince ‘Ben senden uzağım; çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım’ dedi” âyeti, en kötü yaratık şeytanın Allah’ı tanıması bir tarafa, O’ndan korktuğunu belirtmektedir Keza, “Musa dedi ki: Ey Firavun! Pekâlâ, bilirsin ki, bu mucizeleri, birer ibret olmak üzere, ancak göklerin ve yerin Rabbi indirdi Ey Firavun! Ben de seni helak olmuş zannediyorum” âyeti de, Firavun’un Allah’ı inkâr etmediğini, bilakis O’nu göklerin ve yerin yaratıcısı olarak bildiğini haber vermektedir
|
|
|