08-02-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İlahi Armağan -14- Meclis
Ey evlat! Zenginle fakiri ayırt etme İkisini de eşit bil Bunu yapmıyorsan sana felah yoktur Fakirleri sabırlı gör Onları tebrik et Sana geldikleri zaman yüzlerine gül Onlarla otur Peygamber (s a v) Efendimiz, fakirlerin hâlini şöyle anlatır: “Sabırlı fakirler, Rahman'ın arkadaşlarıdır ”
Bu âlemde kalplerinde Rahman'ın tecellisini bulurlar, öbür âlemde bizzat ererler Onlar dünyada kalplerini dünya süsünden berî ettiler Dünyalık şeyleri kalplerine sokmadılar Onlar, fakirliği zenginliğe tercih eder ve kalplerini sabra alıştırmaya çalışırlar Sonra, âhirete dönerler Oraya bir zaman bağlı kalır, sonra onu da bir tarafa atarlar Bilirler ki; Rabblerinin rızası, oraya bağlı kalmakla hasıl olmaz Halktan utanarak ondan kaçarlar Hakk'ın gayrı ve bilhassa sonradan yaratılmış, ömürsüz şeylere nasıl bağlanabilirler? İşte bunu anladıkları için yaptıkları cümle işi orada bırakır, Hakk'a doğru yol alırlar Doğruluk kanatlarını açar, O'na doğru uçarlar Kafese önem vermezler Vücut kafeslerini bırakır, mucitlerine giderler Yüce dostu ararlar Evvel'i, Âhir'i, Zâhir'i, Bâtın'ı ararlar Hakk'ın yakınlık burcuna böylece yücelip giderler
Yüce Yaratanımız şöyle buyurdu: “Onlar, katımızda sevilmiş ve seçilmişlerdir ” (es-Sâd, 38/47)
İşbu âyet-i kerimenin tefsiri şöyle olur: Kalpleri Biz'de Göçleri uğrumuzda İç âlemleri Biz'e yönelmiş, özleri Biz'imle dolmuştur Dünyada ve âhirette onlar böyledir Bu hâle eren bir cemaat için dünyanın ne değeri olur? Âhiret neye yarar? Dünya bir çöp kadar kıymetli olmaz, âhiret yine öyle Semâ toplanır, yer dürülür, kalp köşelerine büzülür Kalpleri o kadar yücedir ki, bu hâli yapabilir Bu hâlleri onların kalp âlemine göre olur Kalpleri arzusunu bulunca, Hak’tan gayri cümle şeyden fena bulurlar
Dünyadan beşerî ihtiyaçlarını alırlar Geçmiş hüküm ve ilâhî ilim gereğince, dünya ihtiyaçlarını giderirler
Hak tarafından olduğuna inandıkları hiç bir şeye itiraz etmezler Güzel edep sahibidirler İlâhî ilmin tecellisine karşı terbiyelerini muhafaza ederler Kaza ve kaderi hoş karşılamayı bilirler Verileni itina ve sabırla alırlar İcap ederse bırakırlar ve buna üzülmezler Nefis, hevâ, şahsî arzu bunlara söz geçiremez Dış emirleri iyi bilirler Bütün hâllerinde emrin gereğini yerine getirirler Ellerinde dünya malı varsa halka dağıtırlar Cimri davranmazlar Kendilerine az bile kalsa, iyilik yapmaktan çekinmezler Halkı Hakk'a yaklaştırmak yolunda ellerinden geleni yaparlar Bir zerre miktar, dünya sevgisi kalplerinde kalmaz
Dünyadan ayrıl, âhireti kaçırırsın Bu dünyayı seven öbür dünyayı elden çıkarır Âhiret sevgisini kalbinde taşıdığın müddetçe Mevlâ’n sana uzak kalır
İşe bak Cahil olma Sen, bilgi ile yıkılan insana benziyorsun Bilgi, gereği yapılmazsa insanı yıkar
Hakk'a varmak arzusu kalbinde varsa, elinde bulunan dünya malından fakirlere ver Sadaka vermek, fakirlere ihsan etmek, Hak’la iş yapmaktır Allah, iyi zengindir Kime ihsan etmiyor, kimi süründürüyor? Kimi acından öldürüyor? Herkes istediği kadar alıyor O'nun sofrası kullarının kabiliyetine göre açılır İhtiyaçlar yeteri kadar giderilir Allah uğruna bir zerre ver, önünde bir dağ bulursun Bir damla su versen sana deniz verilir Yeter ki, verdiğinizi O'nun uğruna veresiniz Her istediğinizin mükâfatını dünyada bulursunuz, öbür âlemde ise daha bol mükâfat alırsınız
|
|
|