08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Allah Teâlâ İle Üns (Özel Muhabbet)
ALLAH TEÂLÂ İLE ÜNS (ÖZEL MUHABBET)
Bil ki, ilâhî muhabbetin kazandırdığı şeylerden biri de ünstür (Allah ile özel yakınlık ve sevgi)
Ünsün aslı, Aliahu Teâlâ'nın yakınlığı, cemâli ve kemâlinden kendisine açılan şeylerden dolayı kalbin sevinç ve ferahlık içinde olmasıdır
Ariflerden biri demiştir ki: "Allah'a yakınlığın aslı; kalpten eşya ile ilgili bütün sevgi ve ilginin yok olması ve iç âlemin Allahu Teâlâ'ya huşu içinde yönelmesidir "
Ben derim ki, bu durum, ilâhî yakınlığa ulaşmak için bir vesiledir; yakınlığın bizzat kendisi değildir; çünkü kurb (ilâhî yakınlık), kalbin Allahu Teâlâ'dan başka her şeyden temizlenmesidir Kalp, Allahu Teâlâ'dan başka her şeyden temizlenince, yüce Mevlâ kul ile beraber olur; zira kul ile Rabbi arasında kulun nefsinden ve ona ait sıfatlardan başka hiçbir perde yoktur
Kul nefsinden ve ona ait kötü sıfatlardan kurtulunca ve bütün âlemin Allahu Teâlâ'nın kudreti ile ayakta durduğunu bilince, bu sayede keşif yoluyla Allahu
Teâlâ'nın yakınlığını yakînen bilir; tek ve asıl iradenin ilâhî irade olduğunu anlar, her şeyin O'nun kudreti ile meydana çıktığını ve hayatını devam ettirdiğini görür Bu kul ayrıca Allahu Teâlâ'nın zâtına ait sıfatların O'ndan hiç ayrılmadığını ve zâtı ile bulunduğunu bilir
Böyle bir irfanı ve yakınlığı elde eden arif, konuştuğunda kendi nefsi ile konuşmaz; yüce Allah'tan gelen bir ilim ve ilhamla konuşur Bir şeyi işittiği zaman kendi nefsi ile işitmez Arif kulların bu hali bir kudsî hadiste zikredilmiştir 39 Ariflerin bütün halleri, Allahu Teâlâ'ya yakınlıktan ortaya çıkan yüksek hallerdir
Ebrar diye anılan diğer salih kullara gelince, onların hallerinin kaynağı, yüce rabbin mutlak varlığı ve O'nun dilediğini vermemeye veya vermeye, dilediğini cennetlik, dilediğini cehennemlik yapmaya güç sahibi olmasıyla ilgili ilimlerini düşünmektir
Arifler, yüce rablerini dünyada yakîn ve basîret gözüyle görürler (tecellilerini müşahede ederler); âhirette ise baş gözüyle görürler Allahu Teâlâ her iki dünyada da onlara yakındır; O'nun kendilerine dünyadaki yakınlığı, âhiretteki yakınlığından farklı değildir; ancak âhiret-teki yakınlığında daha fazla lütuf ve ihsanları mevcuttur Yoksa, burada da orada da aradaki yakınlık mesafesi kaldırılmıştır
39 Meşhur kudsî hadis için bk Buhârî, "Rikâk", 38; ibn Mâce, "Fiten", 16; Begavî, Şerhu's-Sünne, I, 142; Beyhaki, Kitabü'z-Zühd, nr 696-700
Hiç şüphesiz dünyada da âhirette de Allah ile bir mahlûk arasında maddî bir yaklaşma ve bitişme söz konusu değildir
Bu marifet, kalbin manevî kirlerden arınıp safiyetini elde etme şartıyla ünsü (Allah ile özel yakınlık ve muhabbeti) temin eder Üns de sekîneti (kalp huzurunu) kazandırır
Sekînet, kalbin taşkınlığını dengeleyen, onu güzel halinde sabit kılan ve ilâhî huzurdaki edebinde denge üzerinde tutan bir kuvvettir Çünkü üns halinde yüce Allah'a yakınlığın lezzeti, bazan ariflerin aklını başından alır ve onlara biraz taşkınlık yolunu açar; zira âyette belirtildiği gibi40 insan, kendisini zengin görünce haddi aşar
|
|
|