Yalnız Mesajı Göster

İlahi Armağan -11- Meclis

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -11- Meclis




11 MECLİS


Bu konuşma cuma sabahı medresede yapıldı
Konuşma tarihi: Hicrî 19 Şevval 545, Milâdî 1150

Ey cemaat! Allah'ı anlayın O'nun şanına bilgisizlik yakışmaz, cahil olmayın O'nu bilin ve itaat edin Muhalefet ne demek? O'nun yoluna baş koyun Allah'ın bütün hükümlerine razı olun, niza ve çekişme ayıp olur
Allah yaratıcıdır Kullara rızık verir Evvel ve sonra O'nun hazinesi dışında yeyip içen yoktur Zahir, bâtın hep O'dur ve O'nundur O'nun varlığı kadîmdir O'ndan evvel varlık başlamadı Bu kadîm hâli, sonsuzlara kadar uzar Hükmüne karşı duran yoktur Dilediğini yapar; kimseye hesap vermek zorunda değildir
“Yarattıkları, toptan ve tek tek, kendi yaptıklarından O'na karşı sorumludurlar(el-Enbiyâ, 21/23)
O, zengin kılar, dilerse bir pula muhtaç eder Yararlı olan O'dur Öldüren, dirilten O'dur İşleri O takip eder O'ndan korkulur O'ndan ümit kesilmez Hataya düşünce O'ndan korkunuz Bir şeyler beklerseniz O'nun kapısına koşunuz Başka kapılardan fayda ummayınız O'nun kudreti ile dönünüz Hikmet ve kudrete mağlup oluncaya kadar devam ediniz Edepli olunuz Siyahla olduğunuzda beyazı unutmayınız Hak’la aranızda irtibat kurulması lazım Edepli olursanız olur İslâm dininin esaslarını bozmaktan korunursunuz
Anlattığım şey, mâna âlemi ile ilgilidir Suretle işimiz yok Anlattığımıza iyilerden pek azı erebilir İslâm dininin dışına çıkanlarla işimiz yoktur Onlar bize uzaktır Hâlimize erenler, âlemimize geçenler bilir İç âlemini zengin kılan anlar İşin aslını yitirip dışında kalan, bir şey sahibi olamaz Mücerret ve muayyen vasıflar işe yaramaz
Bütün işlerinizde, Peygamber (sav) Efendimiz’in kurduğu yola girin Vasat hâlinizi kuvvetlendiriniz Emir ve yasaklar altında kötülükleri eziniz O'na uyanlara uyunuz Padişah, bu hâlinizde sizi çağırır Peygamber (sav) Efendimiz’e uymayı iyi biliniz, Hak katına varmak için ondan izin isteyiniz
İnsan, kendine mal etmek istediği mevhum varlıktan soyunmalıdır, ebdal olmalıdır Ebdal, varlığını Hak varlığına kattığı için ebdal olmuştur Onlar Hak iradesi önünde dilek sahibi olamazlar Hakk'ın seçtiği şey üstüne onların seçme hâli yoktur Zahirde işler tutar, hükümler verirler Dıştan bakan onları böyle görür, hâlbuki yapan başkadır Bir zaman geçtikten sonra, hususî hayatlarında hoş işler tutmaya koyulurlar Onlar, dış âlemi bırakmazlar Gönülleri zenginleştikçe dış âleme ait emir ve yasaklara itina ederler Bu hâlleri devam eder; zaman gelir onları emir ve yasak etkisi altına almaz olur Artık dıştan bir şey almadan ve kitaptan okumadan, kendi iç varlıkları onların sırlarını yönetir Onlar bir uzlet âlemine çekilmiş sayılırlar Hak’tan bir an bile gafil olamazlar Onlar kendilerini yitirirler Emir ve yasak anında anî bir uyarma gelir, emri ve yasağı hemen yaparlar Hiç bir haddi aşmak onların aklına gelmez İbâdeti terk etmek zındıklıktır Hatalar yapmak, Hakk'a isyan sayılır Bu büyükler, hiç bir hâlde yapılması gerekli ibadetleri yapmaktan muaf olamazlar

Alıntı Yaparak Cevapla