Prof. Dr. Sinsi
|
Ferdi Davet Ve Cemaat Olmak
İkinci Merhale
Da'vet edilenin gönlünde saklı imanı uyandırma devresidir: Bunun için ise iman problemini işliyerek başlamak gerekmez Onu tabii seyrine bırakıp, tabiiymiş gibi anlatmak gerek Sözü, bir maksat belirtmeksizin o yana kaydırma fırsatı aramak gerek Diyelim bir kuş, bir bitki veya haşereden başlanabilir  
Yani bir yaratıktan bahisle, Allah'ın bunları yaratmadaki kudreti, sanatındaki büyüklüğe işaret edilir Mesela toprak ve sudan meydana gelen bitkiler Bunca çeşitli kök, dal, yaprak  Bunca türlü tad, renk, koku, çiçek ve meyve  Hepsi aynı topraktan, aynı sudan olduğu halde, bu çeşitliliği kim planlıyor ve yönetiyor da bunlar oluşuyor?
"  Her şeyi en güzel kıvamda yapan, Allah'ın sanatı  " "Bu Allah'ın yarattığıdır O'ndan başkasının yarattıklarını bana gösterebilir misiniz?  "
Peki ilimde bunca ileri gittiği söylenen kaşifler acaba bir buğday tanesini laboratuarlarında yapıp toprağa atsınlar da yeşerip boy versin desek?  Hayır, yapamazlar Çünkü o tanedeki hayat sırrı Allah'a aittir İnsanların, sun'i olarak tane yapması imkansızdır Tıpkı böyle de, bütün insanlık bir araya gelse, bir sineği bile yaratamazlar Çünkü yaratma ve hayat verme Allah'a mahsustur  O'nun ihtisas sahasıdır İnsanın yaptığı ise sanattır, sadece var olanın biçimini değiştirmektir
İşte bu tarz bir diyalog ya da sohbet Allah'ın yaratıklarını sayıp dökme; onu düşünmeğe, tenzih ve ta'zime götürür Onun yüce şanını tasdik ve takdise vardırır
Ve bu gidişin sonunda kişi, Cenab-ı Hakk'ın şu kavlinin tecellisini bulur:
"  Onlar yerin göğün yaratılışını düşündükçe; "Ey Rabbimiz, sen bunları elbette boşa yaratmadın  Sen yüce ve kadirsin; o halde bizi Cehennem azabından koru  " derler "
Yani ayeti kerime, doğru düşüncenin meyvesinin, mutlaka Allah'ı tenzih, ta'zim ve tasdik edeceğini te'kid eder O da insanı ahiret fikrine yöneltiyor oradaki ceza fikrine vardırıp, Allah'a, o azabdan koruması için duaya ulaştırır İşte bu şekilde, Allah'a ve birliğine; O'nun kudret ve kemaline dair uyanış, Allah bilgisinde kalbi diriltir, onu gafletinden kurtarıp, imanı ahirete inanacak kadar olgunlaştırıp bütünleştirmeğe; oradan da, anketteki diriliş, hesap ve ceza fikrine ulaştırır Ardından da, bizi şu dünyada, Allah'ın boşuna değil bir maksat için yarattığına, bu maksadın da kendisine sadık kulluk olduğu şuuruna ulaştırır
Her halde, bu noktada; Allah'ın insanoğluna ikram olarak, üstünlük yanı olarak ruh üflemiş olduğunu, ama bir çok kimsenin sadece toprak yanını tatmin ederken, sadece cesedi beslerken, ruhu ihmal ettiğini hatırlatmak yerinde olur Bu ruha da gıda olarak doğru bir imanın gerektiği; dünya ve ahiret saadetinin ise burada ruhun tatmininde olduğunu anlatmak  
Karşılıklı dialog ile, iman problemi çevresinde derinleşerek devam edilir Ve artık bu kök salınca; kişi nefs muhasebesine başlıyacaktır: Yani şu bulunduğu noktada kaldığı, ihmal, gaflet ve günahta, Allah'a yan çizmekte devam ettiği takdirde, nelerle karşılaşabileceğini bu derece kudret pençesine mahkum olduğu Rabbin kıyametteki azabından kaçamayacağını, kaçacak yer de bulamıyacağını düşünmeğe koyulur  İşte bu fert artık yola gelmeğe, İslam'ın düsturlarını anlamaya hazır demektir
O zaman üçüncü merhaleye başlanabilir
|