Yalnız Mesajı Göster

İlahi Armağan -6- Meclis

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -6- Meclis




Ey evlat! Bütün derdim sensin, ben değil Ben sevinirsem senin içindir Benim için beni sevme, senin için sev Bana bağlan, bağlılığın kadar yol alırsın

* * *


Ey cemaat! Böbürlenmeyi bırakınız Allah'a karşı büyüklük satmak neden? Kullara da kibirli davranmayın Haddinizi bilin Varlığınıza tevazuu yerleştirin Evvelâ hâlinizi düşünün Bir suydunuz Sonrası nedir, biliyorsunuz Bir hendeğe yuvarlanacak ağırlık Hâli böyle olana büyüklük satmak yaraşır mı?
Hırsa kapılmayın Kötü arzular sizi sürüklemesin Dünyalık adamların kapısına koşmayın Ezilip büzülüp onlardan dünyalık koparmak size gerekmez Ne çıkar bu hâlden, sabırla doğru yoldan nasibi arasan daha iyi olmaz mı? Ya bir de yaptığın dilenciliğin sonu boşa çıkarsa! Peygamber (sav) Efendimiz’in buyurduğu gibi:
“En büyük belâ, nasipte olmayanı aramaktır
Yazık sana, kaderin aslını ve mukadder olanı bilemiyorsun Nasibinde olmayanı kullar veremez Dünya oğullarının bunu yapmaya güçleri yetmez Yeter sanıyorsan yanılıyorsun Seni şeytan aldatıyor O, senin başına oturmuş, sana ferman okuyor Gösterdiği yola gidiyorsun Allah'ın kulu böyle olmaz Sen bu hâlde şeytanın ve nefsin kulu, kölesisin Altınına, gümüşüne tapıyorsun
Çalış Kurtulmuşlara bak Kendini onlara benzet Onları görmezsen, kurtulamazsın Geçmişteki büyükler de böyle demişler Bir kimse iyiyi görmüyorsa, o iyi olamaz Sen de görüyorsun Ama yalnız baş gözünle Kalbini O'na vermiyorsun; kalp gözünü O'nun yoluna dikmiyorsun Sır gözünü aç, iman gözünü kapama İmanın sende emanet gibi duruyor Basiret sahibi olmayan iman, iman değildir Öyle bir göze sahip ol ki, onunla her varlığı görebilesin Dış gözün görmesi bir şey değildir Görmeyişi de önem taşımaz Asıl felâket kalp gözünün kör olmasıdır Allah Teâlâ bir âyet-i kerimede şöyle buyurdu:
“Baş gözleri kör olmamıştı, lâkin sinelerindeki can gözleri görmüyordu(el-Hacc, 22/46)
Dünyalık peşine koşmak yaramaz Hırsla dünyaya sarılan dinini tin –incir- ile değiştirene benzer Sonsuz ve ebedî şeyi, geçici dünya menfaatine değiştirende akıl yoktur Dünyalık insanı nereye kadar götürebilir? İsterse en kıymetli şey olsun, kabir kapısından öteye geçemez Hakiki âleme yolculuk başladığı zaman elinde hiçbiri kalmaz, ne o kalır, ne de bu
İmanın kemale ermediği için darlığa pek dayanamazsın Geçimini temine çalış İnsanlara muhtaç olmayacak kadar dünyalığa er; sonra dinini harcarsın Onlara yüz suyu dökmek sana yakışmaz İmanın kemale erince sana tevekkül gerek Allah'a güven Yine çalış; fakat Allah'a çalışmandan fazla güven Sebeplerin arasından ayrıl Mevlâ'ya güvenle bağlı bir kul kesil Kalbinden manevî yolculuğa başla Bu yolculuk Mevlâ'ya olmalı Bunları yapmaya niyet tutarsan derunundan ülkeler, dükkânlar, tezgâhlar çıkar, gider Yolculuğun ilk adımı atılmadan iş biter Malın bollaşır Saymakla bitiremezsin; ama esas sahibini bildiğin için hiç birine sahip çıkamazsın Yavruların malına sahip olur Arkadaşların sana bakar Senin yapacak kişin kalmaz Sadece ömrün bitmesini beklersin Sanki ruhunu ölüm meleği almıştır Ve kabir yutmuştur Ve yer yarılmış içine girmişsin Ve kader dalgaları bilgi ve marifet denizinde seni çevirmektedir
İşte, bu makama erene sebepler yol gösteremezler; her şey ona zararsız hâle gelir Çünkü sebepler onun yalnız dış yüzüne gelebilir İç âlemine giremez Sebepler, bunu değil, Hak’tan gayri kalanları ezer

Alıntı Yaparak Cevapla