Prof. Dr. Sinsi
|
Şefkatli Padişah
ŞEFKATLİ PADİŞAH
Bu misafirhanenin sahibi olan emsalsiz Zatın icraatları gösteriyor ki, Onun pek büyük bir şefkati vardır Her musibetzedenin imdadına koşuyor, her isteğe cevap veriyor En küçük bir raiyetinin, en küçük bir ihtiyacını ihmal etmiyor Bir koyunun ayağı incinse, ya merhem, ya hekim gönderiyor
Bak, bu misafirhanede büyük bir içtima var Onun yaveri, bütün misafirler adına bir nutuk okuyor Padişahtan bir şeyler istiyor Bütün ahali, "Evet, biz de istiyoruz " diyorlar Padişahın en kerim memuru diyor ki:
"Ey bizi nimetleriyle perverde eden sultanımız! Bize gösterdiğin numunelerin asıllarını, membalarını göster Bizi bu çöllerde mahvettirme Bizi huzuruna al Sana müştak ve müteşekkir şu mutî raiyetini başıboş bırakıp idam etme!" diyor ve pek çok yalvarıyor
Bu kadar şefkatli ve kudretli padişahın, en küçük bir isteği bile cevapsız bırakmazken, hem kendi muradı, hem merhamet ve adaletinin gereği olan, en sevgili yaverinin umum adına yaptığı isteğe cevap vermemesi düşünülemez
Hakikî hazinelerini ve lütfunu öyle bir tarzda gösterecektir ki, bütün akıllar hayrette kalacaktır
İKİNCİSİ DAHA KOLAY
Mucizevî eserler veren bir kâtip, üç yüz bin çeşit kitabı, bîr saatte, hiç birini bir diğerine karıştırmadan, noksansız bir şekilde yazsa, o kâtibin, suya düşüp yazılan dağılmış bu- kitabını çok kolay ve çabuk bir şekilde tekrar yazmasını akıldan uzak görmek, o katibin gözle görünen İcraatından hiçbir şey anlamamaktır ve aynı zamanda ahmaklıktır
Veya, muhteşem bir sultanın, denizleri kaldırıp yerlerine dağlar kurduğunu, dağlan denizlere çevirdiğini, bir sayfadan bir diğer sayfaya geçiyor gibi zemin yüzünü değiştirdiğini gördükten sonra, o sultanın ziyafet sofrasına iştirak edecek olan davetlilerin geçtiği bir vadiye yuvarlanan ve onların yolunu kapatan taşı kaldırmaya gücü yetmeyeceğine zannetmek, idrak gözünün çok berrak seyredebileceği bir hakikati görememektir
Veya, kara, deniz ve hava kuvvetlerine sahip bir orduyu, bütün teçhizat, silah ve talimiyle bir günde hazırlayıp kuran bir kumandanın, istirahat için dağıttığı ordusunu, bir düdük sesiyle toplayamayacağına ihtimal vermek divaneliktir
Aynen öyle de, kışın beyaz sayfasını çevirip, baharın ve yazın yeşil sahifesinde, üç yüz bin çeşit mahlukatı, birbirine karıştırmadan yazan, binlerce çeşit ağacın programını küçücük bir çekirdekte, insanların hayatlarını hafizalannda kaydedip muhafaza eden, dünyayı bir sapan taşı gibi çeviren, hayat sahiplerini bir ordu gibi yoktan yaratan bir zatın, dünya sayfasını kapatıp yeni bir sayfa açması, vefat edenlerin asıllarını ve ruhlarını muhafazası, rahmetinin, kudretinin, hikmetinin, izzetinin ve vaadinin neticesidir O âlemin varlığı bu âlemden daha aşikardır
|