Yalnız Mesajı Göster

Yine Dünyayı Zem Hakkında

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yine Dünyayı Zem Hakkında




Rivayete göre Allah (CC) Hz Musa'ya buyurmustur ki:

«Sana dünya varligini yönelmis görürsen, "bu isledigim bir kusurun pesin verilmis cezasidir", de Fakirligin sana dogru geldigini görürsen, sâlihler gibi hos sefa geldin!» de

Eger dilersen sözün ve ruhun sahibi o'an HzIsa (AS)'ya uyarsin, o söyle derdi:

«Katigim açlik düstûrum Allah (CC) Korkusu, elbisem kaba isleme, kisin isi kaynagim günesin dogusu, kandilim ay, binegim ayaklarim, yiyecegim ve meyvem toprakta yetisenler, aksam olur bir seyim yok Sabah olur yi*ne bir seyim yoktur Fakat yeryüzünde benden zengin bir kisi de yok»

Vehb Ibni Münebbih (RA) der ki; «Allah (CC) Hz Musa ile Harun'u (aleyhimüsselâm) Firavun'a gönderdigi zaman onlara söyle buyurdu:

"Onun dünya kiliginin göz kamastirIcIligi sizi ürkütmesin Alni elimdedir, benim iznim olmadan ne konusabilir, ne gözünü kirpabilir ve ne de nefes alip verebilir

Içinde yüzdügü bol dünya nimetleri de gözlerini kamastirmasin Cünki onlar dünya hayatinin mevsimlik yesilligi, yolunu sapitanlarin nimetidir Eger Firavun sizi görünce sizdekinin benzerine kavusmaya gücünün yetmeyecegini anlayacagi derecede size dünya zineti vermek istemem verirdim

Fakat böyle olmanizi istemedim ve sizi, böyle bir yola koyulmaktan alakoydum Ben dostlarima hep böyle yaparim Müsfik bir çoban sürüsünü tehilkeli yerde nasil otlamaya koymazsa ben de onlari dünya zevklerine kapilmaktan öyle korurum Sefkatli bir çobanin devesine yesilliksiz bir konakta konak vermekten esirgedigi gibi ben de onlari dünya nazlarindan uzak tutarim

Elbette bu tutumum, dostlarima önem vermedigimden degildir, tersine benim cömertligimden paylarini tam olarak ve selâmet içinde doyasiya alabilsinler diye onlara karsi böyîe davraniyorum

Dostlarimin bana karsi zinetleri kalblerinde kökleserek vücûdlarinin her azasinda açiga vuran alçak gönüllülük, Allah (CC) Korkusu, kaib durulugu ve takvadir Bu onlarin giydikleri elbise, takindiklari nisan, etkilendikleri duygu, kazandiklari kurtulus, özledikleri iyi dilek, övündükleri san ve hemen taninmalarini saglayan simadir

Onlar ile karsilastiginda kendine çekidüzen ver, dilini ve kalbini onlar karsisinda mütevazilestir Bilesin ki, benim dostlarimdan birini korkutan kimse, bana savas açmis demektir Sonra Kiyamet Günü Ben, ondan intikamimi mutlaka alirim

Bir gün Hz Ali (KV) su hutbeyi okudu:

«— Bilesiniz ki, siz bir gün öleceksiniz, öldükten sonra dirileceksiniz, dünyada islediginiz ameller didik didik incelenecek ve onlarin karsiligini göreceksiniz

Dünya hayati sizi aldatmasin Cünki o belâya bürünmüstür, geçiciligi ile taninir, gaddarlik en bilinen özelligidir Oradaki her sey batmaya dogru yol alir O dünyalilar arasinda ondan ona geçer, biri tarafindan digerine atilir

Hiç bir hak istikrarli degildir, ansizin çöken belalardan korunmak elde degildir
Orada nefsî arzularina kapilarak basibos yasamak Allah (CC) tarafindan kinanmistir, bollugu devamsizdir Insanlar, dünyanin ok atacagi birer hedeftir, onlari teker teker ölüm tuzagina düsürür Herkesin oradaki süresi bellidir, payi ölçülüdür

Ey Allah'in kullari! Biliniz ki, bu dünyada sizin durumunuz sizden önce gelip geçenlerden farkli degildir Onlar sizden daha uzun yasamislar, sizden güclü hâkimiyetler kurmuslar, sizinkilerden daha evler yapmislar ve daha dayanikli eserler dikmislerdir

Fakat günün birinde uzun yillar yankilanan eserleri kesildi, duyulmaz oldu, kemikleri çürüdü Muhtesem kaideli köskleri harabeye dönüstü Izleri silindi Etrafi surlar ile çevrili kösklerden, ipekli yataklardan, koltuk yastiklari arasinda ayrilarak lâhid ile örtülü, üzeri taslar ile kapatilmis zemini çakilli mezarlara tasindilar

Mezarliklari eski konaklarina yakindir, fakat içindekiler yapayalnizdir, mâmurlelerde oturanlara, onlar yabancidir, eski yerlerinde yeni sakinleri onlan düsünmez bile Onlarin senlikle bir ünsiyetleri kalmamistir artik

Yakin yerlerde oturmalarina ragmen, aralarinda dost ya da komsular gibi karsilikli girip çikma yoktur Aralarinda nasil komsuluk münasebetleri olabilsin ki, eskileri gecen günlerin degirmen tasi un gibi ögütmüs, böcekler ve toprak vücûdlarini yemistir

Bir zamanlar yasiyorken artik sadece ölüdürler, canliligin parlakligindan sonra simdi kupkuru kalintilardan ibaret kaldilar, yakinlarini ansizin kayip verme acisinda bogarak toprak altina göçtüler, heyhat yine heyhat ki, artik geri dönecek degildirler!



Alıntı Yaparak Cevapla