Yalnız Mesajı Göster

İlahi Armağan -1- Meclis

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -1- Meclis




Nefis, tümüyle muhalefet safında durur Durmadan niza çıka­rır, daima karışıklık ister Onun ıslahını dileyen, cihad ehli olsun Ta şerrinden emin oluncaya kadar O nefis, şer içinde şerdir Onun­la cihad edersen emin olabilirsin Neticede göreceksin ki, hayır için­de hayır oluyor Cihad devam ettiği müddetçe, onu her iyiliğe uyar bulursun İbadetleri hoşlukla yapmaya koyulur Ve bu uyarlık mü­kâfatı olarak şu ilâhî hitap ona gelir:
“Ey mutmainne -sakin, Hakk’a uyar- nefis, Rabb’ine dön! O, senden razı; sen de O’ndan hoşnut olarak!”(el-Fecr, 89/27-29)
Bu cihad sonunda, nefse itimat caiz olur Çünkü şerli yönü ıs­lah olmuştur Nefsi halkın eline bırakma! Ta ki, manevî pederi İb­rahim'e (as) nispeti yerinde olsun
O ki, nefsi bir yana atmıştı Ve herkesten ayrı tutmuştu Şahsî hevesini söndürmüştü Boşlukta uçuyordu Bütün varlığı ile sakin­di Her şey onu ateşten korumaya geliyordu Ama onun bunlara al­dırış ettiği yoktu Allah'tan başka kimseden talebi yoktu
“O’nun hâlimi bilmesi, bana yeter!” diyordu
Çünkü tam teslim olmuştu Hakkiyle tevekkül etmiş, Rabb’ın za­tına sığınmıştı İşte bu sığınmadır ki;
“Biz ateşe, ‘İbrahim'e yakıcı olma, serin ve selâmet üzere ol!' dedik(el-Enbiyâ, 21/69) mealinde gelen ilâhî fermanın inzaline sebep oldu
Sabırlı kullara, Allah'ın bu dünyada hesapsız yardımı olur Âhirette ise sayısız nimetleri… Şu âyet-i kerime sözümüze şahittir:
“Sabırlı kulların mükâfatı bol ve hesapsız verilir(ez-Zümer, 39/10)
Sabırlı kulların bu âlemde çektiği cefa, O’nun gözünden kaçmaz
Siz, bir an olsun O’nun uğruna sabır yolunu tutun; yıllarca ecrini alırsınız Zaten ömür boyunca “Kahraman” lakabıyla gezen, onu, bir anlık cesaret sonunda almıştır
“Allah sabırlı kişilerle olur(el-Bakara, 2/153) Bu oluş, maddî bir terim değildir, manevîdir Sabırlıyı Allah zafere ulaştırır, yardımını bol eder Siz sabra devam ettikçe her an yardımcınız O olur Yeter ki, O'na bağlanmayı ve O'nun varlığına sığınmayı bilesiniz O'nunla sabredin, O'nunla ayık olun; gaflet uykusundan uyanın
Uyanmayı, ölüm anına bırakmayın; önceden uyanın Biliniz ki, o anda uyanmanız sizi felâketin kucağından çeviremez O'nun huzu­runa varmadan uyanın O'nun şedit emirlerini duymadan gözleri­nizi açın Sonra pişman olursunuz; ama ne çare ki, faydasız olur

Alıntı Yaparak Cevapla