08-02-2012
|
#3
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İslâm Dîninin Mertebeleri (İman)
Sözün kısası, İslâm ve îmân lafızları ayrı ayrı zikredildiği takdirde, ikisi arasında hiçbir fark yoktur Hatta iki lafızdan her biri ayrı ayrı kullanıldığı takdirde dînin tamamını kapsar İslâm ve îmân, ayrı ayrı zikredildiği takdirde -daha önce de zikredildiği gibi- İslâm; azalarla yapılan zâhirî amellere hastır Îmân ise, kalbî olan bâtınî amellere hastır İşte Cibril hadisi olarak bilinen şu hadis, buna delâlet etmektedir:
((عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ ا قَالَ: بَيْنَمَا نَحْنُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ × ذَاتَ يَوْمٍ إِذْ طَلَعَ عَلَيْنَا رَجُلٌ شَدِيدُ بَيَاضِ الثِّيَابِ شَدِيدُ سَوَادِ الشَّعَرِ لاَ يُرَى عَلَيْهِ أَثَرُ السَّفَرِ وَلاَ يَعْرِفُهُ مِنَّا أَحَدٌ حَتَّى جَلَسَ إِلَى النَّبِيِّ × فَأَسْنَدَ رُكْبَتَيْهِ إِلَى رُكْبَتَيْهِ وَوَضَعَ كَفَّيْهِ عَلَى فَخِذَيْهِ وَقَالَ:يَا مُحَمَّدُ!أَخْبِرْنِي عَنِ الْإِسْلَامِ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ×: الْإِسْلَامُ أَنْ تَشْهَدَ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ، وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ ×، وَتُقِيمَ الصَّلاَةَ، وَتُؤْتِيَ الزَّكَاةَ، وَتَصُومَ رَمَضَانَ، وَتَحُجَّ الْبَيْتَ إِنْ اسْتَطَعْتَ إِلَيْهِ سَبِيلاً قَالَ: صَدَقْتَ قَالَ: فَعَجِبْنَا لَهُ يَسْأَلُهُ وَيُصَدِّقُهُ قَالَ: فَأَخْبِرْنِي عَنْ الْإِيمَانِ؟ قَالَ: أَنْ تُؤْمِنَ بِاللَّهِ، وَمَلَائِكَتِهِ، وَكُتُبِهِ، وَرُسُلِهِ، وَالْيَوْمِ الْآخِر،ِ وَتُؤْمِنَ بِالْقَدَرِ خَيْرِهِ وَشَرِّهِ قَالَ: صَدَقْتَ قَالَ: فَأَخْبِرْنِي عَنْ الْإِحْسَانِ؟ قَالَ: أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ، فَإِنْ لَمْ تَكُنْ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ قَالَ: فَأَخْبِرْنِي عَنْ السَّاعَةِ؟ قَالَ: مَا الْمَسْئُولُ عَنْهَا بِأَعْلَمَ مِنْ السَّائِلِ قَالَ: فَأَخْبِرْنِي عَنْ أَمَارَتِهَا؟ قَالَ: أَنْ تَلِدَ الْأَمَةُ رَبَّتَهَا، وَأَنْ تَرَى الْحُفَاةَ الْعُرَاةَ الْعَالَةَ رِعَاءَ الشَّاءِ يَتَطَاوَلُونَ فِي الْبُنْيَانِ قَالَ: ثُمَّ انْطَلَقَ فَلَبِثْتُ مَلِيًّا، ثُمَّ قَالَ لِي: يَا عُمَرُ! أَتَدْرِي مَنْ السَّائِلُ؟ قُلْتُ: اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ! قَالَ: فَإِنَّهُ جِبْرِيلُ أَتَاكُمْ يُعَلِّمُكُمْ دِينَكُمْ)) [ رواه مسلم ]
Ömer b Hattab'dan -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:
"Biz, birgün Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanında otururken bembeyaz bir elbise giymiş, simsiyah saçlı, üzerinde yolculuk izi bulunmayan ve içimizden de hiç kimsenin tanımadığı bir adam ansızın yanımıza çıkageldi Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in önünde oturup dizlerini, O'nun -sallallahu aleyhi ve sellem-'in dizlerine dayadı, ellerini de kendi[color="gray"]
uyluklarının üzerine koydu ve: "Ey Muhammed! Bana İslâm'dan haber ver?" dedi
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: "İslâm; Allah'tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilahın olmadığına ve Muhammed -sallalahu aleyhi ve sellem-'in Allah'ın elçisi olduğuna şâhitlik etmen, namaz kılman, zekât vermen,Ramazan orucunu tutman ve yoluna güç yetirdiğin takdirde Beytullah'ı haccetmendir", buyurdu
O: "Doğru söyledin",dedi Bunun üzerine biz soru soranın, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e hem soru sormasına, hem de ona doğru söyledin demesine şaşırdık
(Sonra devamla): "Bana îmândan haber ver?" dedi
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: "Îmân; Allah'a, meleklerine, kitaplarına, elçilerine (peygamberlerine), âhiret gününe ve kaderin hayrına ve şerrine îmân etmendir", buyurdu
Yine: "Doğru söyledin",dedi
(Sonra devamla): "Bana ihsandan haber ver?" dedi
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:"İhsan; O'nu görüyormuşçasına Allah'a ibâdet etmendir Şayet sen O'nu görmüyorsan bile, O seni görmektedir", buyurdu
(Sonra devamla): "Bana, kıyâmetin ne zaman kopacağını haber ver?" dedi
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:"Kıyâmet hakkında kendisine soru sorulan kimse, soran kimseden daha bilgili değildir", buyurdu
Bunun üzerine o: "O halde bana kıyâmetin alametleri hakkında haber ver?" dedi
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:"Câriyenin efendisini doğurması[color="gray"]
ve yalınayak, baldırı çıplak koyun çobanlarının bina yükseltmekte birbirleriyle yarışmaları ve bunlarla iftihar etmeleridir", buyurdu
(Ömer b Hattab) dedi ki: Sonra adam oradan hızla ayrıldı Bunun üzerine ben uzun bir süre (üç gece) öyle bekledim Sonra Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bana: "Ey Ömer! Soru soranın kim olduğunu biliyor musun?" diye sordu
Ben de: Allah ve Rasûlü daha iyi bilirler, dedim
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:"Şüphe yok ki O, size dîninizi öğretmek için gelen Cebrâil'dir", buyurdu [color="gray"]
[size="4"]İmam Nevevî, Sahîh-i Müslim'in şerhinde, Sindî de Nesâî'nin şerhinde "kendi uyluklarının üzerine koydu" şeklinde açıklamışlar,Fakat "Avnu'l-Ma'bûd"'da "Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in uyluklarının üzerine koydu" şeklinde açıklanmıştır
[size="4"]İmam Hattabî, "Câriyenin efendisini doğurması"nın anlamı hakkında şöyle demiştir: "İslâm'ın yeryüzünde yayılmasıyla savaşlarda çokça kadın köleler ele geçirilmesinin ardından müslümanların onları câriyeler edinmeleri ve onlardan doğacak kız çocukları annelerine efendiler olacaktır "
Yine "Câriyenin efendisini doğurması" şöyle de açıklanmıştır: "Kız çocuğunun, annesine çokça itaatsizlik etmesi sonucu, kadın efendinin câriyesine hükmetmesi gibi, kız çocuğu annesine hükmedecektir "
[size="4"] Müslim
|
|
|