Prof. Dr. Sinsi
|
'Anneler Günü' Yabancılardan Alınan Bir Âdet Midir
'Anneler Günü' yabancılardan alınan bir âdet midir?
'Kutladığımız Anneler Günü, yabancı âdeti midir?' diye soran okuyucuma:
Senenin tek gününü, Anneler Günü ilan etmek belki bir yabancı âdetidir, ama tümüyle de İslam'a aykırı düşen bir yabancı âdeti de değildir Belki, eksik bir âdettir demek mümkündür Çünkü İslam, senenin tek gününü değil belki hayatın tüm günlerini Anneler Günü olarak ilan eder, ömür boyu annelere sevgi ve saygıyı emreder
Anneler Günü, çocuğun yaş günü, hanımla beyin evlilik yıldönümü gibi daha ziyade dışarıdan gelme yabancı âdetler, aslında iyiliklere vesile yapılabilecek âdetlerdir
Mesela Anneler Günü'nde annelerin elleri öpülüyor, yaşlıların gönülleri alınarak memnun ediliyorsa  Yaş gününde çocukların sevinecekleri bir doğum günü toplantısıyla arkadaşlarıyla mutlu olmaları sağlanıyorsa, evlilik yıldönümünde taraflar geçmişi bir daha hatırlıyor, aradaki sevgi, saygı yenileme imkânı buluyor, komşular bu vesilelerle bir araya gelerek kaynaşmalar söz konusu oluyorsa  Neden bunlar 'yabancılara aittir' denerek hemen reddetme mecburiyeti duyulsun?
İslami hayat zevksiz, neşesiz ve eğlencesiz değildir Sınırı aşmamak, ölçüyü taşmamak, israfa ve harama girmemek şartıyla İslami hayatın da zevki, eğlencesi ve neşeli toplantıları olacaktır elbette
Nitekim Efendimiz (sas) Hazretleri'nin doğumunu senelerdir Kutlu Doğum adıyla kutluyoruz Bu vesile ile toplantılar yapıyor, hayırlara vesile kılıyoruz Kimse de İslam'da doğum günü kutlaması yoktur demiyor Çünkü harama değil hayra vesile kılınıyor, günah değil sevaplar işleniyor bu vesilelerle  
Bu anlayış içinde Anneler Günü'nü de mahzurlu görmeyiz  Ancak onu düzelterek, İslam'a uygun hale getirerek benimseriz Yani senenin tek günü değil, hayatın tüm gününü Anneler Günü kabul ederiz  Böylece yabancıdan aldığımız eksik bir âdeti tamamlayarak bünyemize ithal etmiş sayılabiliriz
Bazılarındaki gibi, yabancılardan gelen her şeyi hemen sahiplenmek nasıl yanlışsa, hemen karşı olmak da öyle yanlıştır Doğru olanı, önce bir incelemek, faydalı olanı almak, zararlı olanı atmak olmalıdır İslam'ın bize makul telkini budur
Bu konuda Efendimiz (sas) Hazretleri'nden fevkalade değerli ve düşündürücü muhteşem bir yabancıdan kandil alma örneği bize ışık tutmaktadır
Sahabenin ileri gelenlerinden Temimdari, Şam'daki Hıristiyanların kullandıkları zeytin yağı ile yanan bir kandili getirip ilk olarak Resulullah'ın mescidinin tavanına asmıştı Görenler, 'Resulullah'ın mescidine yabancıların kullandıklarını mı asıyorsun?' gibilerden sitemde bulunmuşlardı Müslümanlar, o günlerde yaktıkları hurma yapraklarıyla aydınlatıyorlardı mescidi Akşam namazında mescide gelip de bir çanak içindeki yanan fitilin külsüz dumansız etrafı aydınlattığını gören Efendimiz (sas) Hazretleri, tebessüm ederek sordu:
- Kim getirip de astı bu kandili mescidimize?
- Temimdari, Şam'daki Hıristiyanlardan alıp getirdi  dediler Herkes bir azarlama beklerken Resulullah'ın eşsiz iltifatı şöyle oldu:
- Temimdari, getirdiğin bu kandille sen bizim mescidimizi aydınlattın, Allah da senin kabrini aydınlatsın! 
Bununla da kalmadı, daha da çarpıcı açıklamada bulundu:
- Faydalı bir buluş, Müslüman'ın cebinden düşürdüğü malı gibidir Kimde bulursa hemen sahip çıkıp alır Yeter ki o şey faydalı olsun, içeriğinde haram ve günah bulunmasın  
Hıristiyan'dan alınan böylesine faydalı bir kandil örneği varken, yabancıdan gelen âdetler alınır mı, alınmaz mı diye sorulmamalı da, belki yabancıdan gelen bu âdetler faydalı mı, değil mi diye incelenmelidir Faydalı ise cebinden düşürdüğü malı gibi sahip çıkılmalı, zararlı ise atılıp uzak kalınmalıdır  
Mescid-i saadete asılan bu kandil örneği, İslam'ın çağdaş anlayışını anlatan muhteşem bir misal olarak ufkumuzda asılı durmaktadır
Soru sahibi kardeşim bu anlayışla bakabilir Anneler Günü'ne desem, yanlış söylemiş sayılır mıyım bilmem?
15 Mayıs 2012, Salı
Ahmed ŞAHİN
|